<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






20 Aralık 2016 Salı

ANKARA YOGA ŞENLİĞİ

https://www.facebook.com/events/100742633754791/?ti=as

19 Ağustos 2016 Cuma

SPİRİTÜEL TEKAMÜLÜN 7 AŞAMASI


1. Kısmen Bilinçli:

Bu aşamada birey ben bilinçlidir ve farkındalığı fiziksel düzeydedir. Birey kendisinin ruhsal yapısına ve spiritüel realitelere dair geçerli bilgilere sahip değildir. Birey kendini beden ve zihin ile güçlü bir şekilde özdeşleştirmiştir ve fiziksel ihtiyaçlarını tatmin etmek için çabalamaktadır. Geleneksel inançlara, kalıplara, kavramlara ve eylemlere bağlıdır. Kişi iyi ve dürüst bir insan olsa da zihinsel tutumu genellikle dar ve sınırlıdır. Ruhsal konularla ilgilendiğinde gelenekçi, dinsel ve sabit inançlara yönelir. Eğer böyle bir insan doğru biçimde meditasyon yaparsa spiritüel yönde tekamül etmeye başlar.

2. Bilinçaltı:  

Bu aşamada değişken ruh halleri, zararlı alışkanlıklar, kaprisler ve dünyevi arzular davranışları etkiler ve düşünme tarzı yanılgılar yüzünden karmakarışıktır. Mantık yetersiz, düşünceler hatalıdır. Birey sürekli gerçekçi olmayan hayaller kurar ve bir fantezi dünyasında yaşar. Aşırı duygusallık, kendini kandırma, bağımlılık yaratan ilişkiler ve kendini geçersiz kılan davranışlar yaşamı karmaşık hale sokar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey egzotik, farklı, yabancı ve pratik olmayan uygulamalarla ilgilenir. Bu aşamada olan kişi doğru biçimde meditasyon yaparsa, ayaklarının yere basmasını sağlayacak eylemlere yönelecek, ilişkilerde ve eylemlerde pratik bir rotada ilerleyen bir hayat tarzı geliştirecektir.

3. Ben Bilinçli:

Bu aşamada birey, hür iradeye ve benlik konusunda net bir algıya sahiptir. Birey ayırt etme kapasitesine sahip, başarılı, temel ihtiyaçları sağlayabilen ve hedeflerine ulaşabilen bir insandır. Genellikle ben merkezcil eğilimler yüzünden birey kaderinin kontrolünün tamamen kendi elinde olduğuna inanır. Kişi güç, kontrol ve statü elde etmek için çabalar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey “Yaşamın amacı nedir?” yerine “Bu amaca ulaşmanın bana ne yararı var?” tarzında soru sorar. Bu aşamada birey varoluşun metafiziksel ilkelerini anlayabilir fakat bu bilgileri eylemlere dökmek için fazla motive olmaz. Bilgi ve bilgelik arasında önemli bir fark vardır; Bilgi doğru enformasyondur; bilgelik ise onun belirli hayat koşullarında nasıl kullanıldığını bilmektir. Bu aşamada meditasyon yaşamı zenginleştiren yararları için uygulanabilir. Düzenli uygulama sayesinde birey kendisinin, başkalarının ve dünyanın yararları için yeteneklerini kullanmaya başlar.

4. Aşama, Üstün Bilinç:

Bu aşamada farkındalık fiziksel ve zihinsel sınırları aşar ve ruhsal benliği bedensel benlikten ayırt etmeye başlar. Bireyin ruhsal uyanışı ve spiritüel tekamülü hızlanır. Zihinsel süreçler, hayal ve illüzyonlar aşılmaya başlandığı için zekaya ait güçler uyanmaya başlar. Sezgisel yetenekler çok daha belirgin olur. Bu aşamada insan gerçek bir Yoga Üstadı’nın değerini anlamaya başlar. Üstadın rehberliği altında geriye kalan bedensel ego hissinin çözülüp dağılmasını sağlar ve bilincin daha genişlemiş hallerini deneyimler. Bu aşamada birey ideal bir öğrenci olup hızla öğrenir ve öğrenileni etkili biçimde uygular.

5. Aşama; Kozmik Bilinç:

Bu aşamada Yoga sayesinde beden ve zihin o kadar arınıp saflaşır ki bilincin genişlemiş halleri artık normal olur. Ruhsal özün varlığı gerçeğinin algılanması birlik farkındalığını sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey bir tür bilinç hali deneyimler, yani genel yaşam içinde aşkın realitelerin de algılanması ve bu realitelerin bilgisi ortaya çıkar. İnsan kozmik bilinçte sabitleştiğinde bu bilincin her yerde olduğu, her şeye gücünün yettiği ve her şeyi bildiği farkındalığı kalıcı olur. Meditasyon hali artık kendiliğinden oluşur ve odaklanma aşkın düzeylere doğru serbestçe akar. Hayat, doğa olgularının tam desteği ile bencilliğin ötesine geçerek yaşanır. Arzular çaba harcamadan gerçekleşir, istekler doyuma ulaşır ve ihtiyaçlar kolaylıkla karşılanır. Ölüm, boşluk ve yok oluş gibi sınırlayıcı kavramlar kaybolur. Sınırsız yaşam gücü ve koşulsuz sevgi ortaya çıkar.

6.Aşama Bütünleşmiş Bilinç:

Bu aşamada tanrı olarak bilinen Öz Kaynak’ın realitesi algılanır. Öz Kaynak kendisinden evrenlerin ve ruhi varlıkların yayıldığı tek tezahür ettirici Güç, Varlık, Temel, Varoluştur. Bu aşamada ruhsal uyanış daha da hızlanır. İçgörüler ortaya çıkar ve zeka gücü deneyimlerin de geçerli kıldığı evrensel bilgileri sağlar. Bu aşama öğrenmekle ilgili en arınmış zekasal yeteneğin de ötesindedir; bu aşamada bilinmeyen algılanmaya başlanır. Yani genellikle öğrenme sürecinde bilgi önce sezgisel olarak idrak edilir ve sonra doğrudan tecrübe edilir ve gerçekleştirilir. Bu aşamada bireyin farkındalığı açık olur ve kişi kendiliğinden en sağlıklı yaşam tarzına uyum sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey dünyevi hayalleri ve yanılsamaları zihinden silmek için Yoga tekniklerini her gün uygulamalıdır. Bu aşamada ise düzenli uygulama kendiliğinden gerçekleşmektedir.

7. Aşama; Aydınlanmış Bilinç:

Bu aşamada saf varoluş yani mutlak, değişmeyen gerçeklik hali meydana gelir. Maddi, astral, nedensel düzeylerden Öz Kaynak düzeyine kadar bilinç birliği kusursuzca gerçekleşir ve tam spiritüel bilgeliğe ulaşılır. Bu aşama temellenince deneyimlenecek hiçbir şey bulunamaz ve bilinecek başka hiçbir şey kalmaz. Bu evrende tamamen aydınlanmış ruhi varlıklar dünyada sadece spiritüel tekamül ile ilgili görevlerini icra etmek ve diğer ruhi varlıkların spiritüel tekamülüne yardımcı olmak için yaşarlar.

Dhyana Meditasyon Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Paramahamsa Yogacharya Maha Yogi Akif Manaf

9 Ağustos 2016 Salı

Mekânsal Karma


Bir mekânda yapılan eylemlerin sonuçları bu mekânda bulunan insanları etkiler ve MEKÂNSAL KARMA olarak adlandırılır.

Kökenleri Şamanizm inançlarına uzanan, bir gezegenin, bir mekânın, ulusun, ırkın vb. ruhu olduğuna dair iddialar vardır. Bu iddialar bilimsel değil, sadece batıl inanç kaynaklıdır. Bir gezegenin, mekânın, ulusun ve ırkın kendine özgü bir enerji alanı vardır ve bu enerji alanı Karmayı etkiler.

Mekânsal Karma doğduğumuz yer, kent, ülke, kıta ve gezegen ile ilgilidir. Mekânlar, karmik geçmiş tarafından etkilenir. Fiziksel boyutta mevcut olmayan olaylar astral boyutta halen sürüyor olabilir…
Savaş alanlarında, çok sayıda insanın öldüğü kaza ve doğal felaket mekânlarında ölen insanların acı çeken ruhları çoğu zaman hala oradadır. Bu tür mekânlar negatif Karmaya sahiptir ve bu mekâna giren insanları olumsuz bir şekilde etkiler.

Birey korkunç bir ölüm yaşadığında, genelde ölüm sırasında hissettiği dehşete, duyduğu nefrete veya çektiği ıstıraba bağlı kalmaktadır. İçinde yaşadığı bu hal, onun “ölmüş” olduğunu fark etmesini engeller. Kişi “ölmüş” olduğunu anlamadığı için, acıları yüz yıllarca sürer. Acı, öfke veya nefret ne kadar güçlüyse, bu kişiler öldükleri fiziksel mekana o kadar çok sabitlenirler. Bu tür mekanlar negatif enerjiyle kirlenir...

Istıraplı ruhi varlıklar yerleştikleri mekanda bulunan insanlarla iletişime geçmeye çalışır ve onlara negatif bir şekilde tesir ederler. Bu ıstıraplı ruhi varlıklar uygun bir insan bulup ona takılarak her yerde onu takip eder ve böylece posesyon (bedeni ele geçirme) olarak adlandırılan olgu ortaya çıkar.

Istıraplı ruhi varlık takıldığı insanın zihnini negatif yönde etkiler, bazen de bedenin içine girer. İnsan spiritüel açıdan gelişmiş ve güçlü değilse ıstıraplı ruh bedeninin üzerinde tam bir hâkimiyet kazanır ve istediği gibi kullanır.
Istıraplı ruhi varlıklara av olmamak için insan bu tür mekânlardan kaçınmalıdır.

YOGA çalışmaları sayesinde insan bu tür olumsuz olayları önleyebilir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Değerli kitabından...

31 Temmuz 2016 Pazar

Zaman Nasıl Aşılır

Genelde zaman üç unsura ayrılır: Geçmiş, şimdi ve gelecek. Fakat bu ayrım bilimsel değildir çünkü şimdi gerçektir geçmiş ile gelecek ise gerçek dışıdır.  Gerçek olanı gerçek olmayan bir arada tutmak hatalı bir yaklaşımdır.
Geçmiş ve gelecek zamanın parçalarıdır, fakat 'şimdi' öyle bir özel doğaya sahiptir ki onu zamanın bir parçası olarak adlandırmak çok da doğru değildir. Şimdiki zamanın ötesine geçmek için bir araçtır.
Geçmiş ve gelecek insanı zamanın ötesine ulaştıramaz, yalnızca şimdiki an zamanın ötesine geçmeyi sağlayabilir. Sen şimdiki anda sabitleşince zamanın ötesine geçebilir, zamansızlığa, sonsuzluğa ve ebedi mutluluğa erişebilirsin.
Geçmiş artık olmayan gelecek ise henüz olmamış olandır yani onlar var olmayan şeylerdir. Geçmiş, şimdi ve geleceğin arasında gerçekten tek var olan şey şimdidir. Var olan var olmayanla aynı düzeyde tutulamaz. Büyük Üstad Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur kitabından alıntıdır

24 Temmuz 2016 Pazar

Sevgi Dolu Oyunlar ve Mutluluk

Bireyler bu evrene doktor, mühendis, avukat olmak için gelmediler, sevgi dolu oyunlar sergileyerek mutlu olmak için geldiler. Fakat gelme nedenini unutarak olmadıkları şey olmaya çalıştıkları için mutsuzlar. İnsanlar mutsuz çünkü doğal olan şeylerden gitgide daha da uzaklaşmışlar. İnsanlar güç para ve prestij peşindeler Çünkü bu şeylerin onları mutlu edeceğini inanıyorlar. Fakat bu şeyler doğal olmadığı için mutluluk vermiyor. İnsan bir kuşun ötüşünü dinleyerek, bir kelebeğin uçuşunu izleyerek veya bir gülün kokusunu alarak mutlu olabilir. Doğadan gelen bu şeyler karlı değildir fakat onlar insanın mutlu olmasını sağlar. Demek ki karlı olmanın mutlu olma ile bir ilgisi yoktur. İnsanlar kar peşinde koşturarak mutsuzluk buluyorlar demek ki mutlu olman için kar peşinde koşturman gerekmiyor. Bu para kazanmak demek değildir, bu sadece kar manyağı olmak demektir.

Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Akif Manaf

Baş Aşağı Duruşlar

İnsan doğal olarak mutlu olmak yerine doğaya aykırı olarak sürekli mutsuzdur. Yani bir anlamda baş aşağı duruyor. Bu nedenle baş aşağı duruşlar yapıyoruz ki durum dengelensin. İnsan baş aşağı durunca normal hale geliyor ve mutlu hissetmeye başlıyor. Çünkü normal olan mutluluk anormal olmuş, anormal olan mutsuzluk ise normal olmuş. Şimdi anormalden normale dönmek için baş aşağı durman gerekiyor. (gülüşmeler)
Evet, komik çünkü yaşam zaten komiktir. Varoluş mizahla doludur. Sen o varoluşsal mizahi yakalayınca mutlu olacaksın. İnsanlar mutsuz çünkü her şeyi çok ciddiye alıyorlar. Oysa varoluşsal oyunda hiçbir şeyi ciddiye almayacaksın.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır
Büyük Üstad Akif Manaf

4 Temmuz 2016 Pazartesi

YANSIMA

Siz yansıma olduğunuza inandığınız sürece yalnızlık hissedeceksiniz ama yansımayla birleştiğiniz zaman veya kendinize döndüğünüz zaman, kendinizin kim olduğunu gördüğünüz zaman yalnızlık hissi kaybolacak. Yalnızlık yerine birlik ve bütünlük hissedeceksiniz.
Yani bir fedakarlık yaptığınız zaman yalnızlık biter. Nedir o fedakarlık?O yansımadan feragat etmek. O egodan, o bencillikten, o geçici benden vazgeçmek. 'Ben Ali veya Fatma değilim. Ben doktor, mühendis değilim. Ben onların hiçbiri değilim' diyebilmek, bunun farkında olmakla ilgili fedakarlık.
Çünkü siz kendinizi Ali, Fatma, doktor, mühendis, erkek, dişi olarak düşününce yalnızlık ortaya çıkacak. Yalnızlık çekeceksiniz ama siz onlardan feragat edince birlik haline geleceksiniz. İllüzyon bitecek. Budur gerçek fedakarlık.
Aslında kolay bir şey değil çünkü kendinden vazgeçiyorsun. Ama gerçek kendinden değil yarattığın kendinden. Yani yarattığın bir yansımadan fedakarlık ediyorsun, feragat ediyorsun. Bir illüzyondan vazgeçiyorsun ama o illüzyon o kadar pekişmiş ki, o kadar gerçekçi görünüyor ki, kişi vazgeçemiyor.
Kişi bundan vazgeçemiyor, o yüzden de yalnızlık devam ediyor. Daha da derinleşiyor. Suni şekilde, herhangi bir zihinsel çabayla veya zeka gücüyle bundan kurtulamazsınız. Çünkü kurtuluşun tek bir yolu var. Bir yöntemi var. Yol nedir?Yolculuk nedir?
Yol budur: 'Kendini bulmak' veya yolculuk şudur:' Kendine doğru ilerlemek'. Çünkü insan kendinden uzaklaşmış ve ikinci bir benlik yaratmış, gerçek olmayan bir şey ve onun gerçek olduğuna inanmış, kendini inandırmış. Ben buyum diyor, otomatikman bir cevap var.
'Sen kimsin?' diye sorunca, ben Ali'yim veya Fatma'yım diyor. Şimdi gel de bunu inandır ki, Ali veya Fatma değilsin. İnandıramazsın. Sizinle kavga eder. Çok daha üstüne giderseniz bir tokat yersiniz.:))) Yani bu kadar inanmış, kendini inandırmış.
O yüzden bundan vazgeçmek, o gerçek fedakarlığı yapmak kolay değildir. Ama yolu var. Orijinal Yoga Sistemi sayesinde siz o noktaya doğru ilerlemeye başlıyorsunuz, aslında teknikler çok etkili ama görünürde de çok sade. Çünkü sade olan şey, gerçek olan şeydir. Gerçek sadedir.
Büyük Üstad Akif MANAF'ın Fedakarlık Nedir ve Nasıl Fedakar Olunur? Kitabı'ndan Alıntıdır.

17 Haziran 2016 Cuma

Olgunlaşmak

İnsan olgunlaşınca her işi seve seve yapar ve bu sevgi yaratıcı olmasını sağlar. Her işte yaratıcılığı ortaya koymak yaşama sanatıdır. Olgunlaşmış insan tüm hayatının her anını insanlığa beklentisiz hizmet sayesinde kesintisiz kutlamaya dönüştürmüştür.

Yaşam bir kutlama haline gelmişse ölüm de bir kutlama olacaktır. Olgunlaşmış insan bedenini terk eder ve geriye bakmaz. O zaman ölüm bir düşüş değil bir yükseliş olacaktır; hayatın en yüksek zirvesi olacaktır. Yaşamın sonu değil yeni bir başlangıç olacaktır. Ölüm bir kutlama olgusuna dönüşecektir.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi - "Olgun Nedir ve nasıl Olgun Olunur?" kitabından alıntı

3 Haziran 2016 Cuma

Hakikat

Varoluşun sırrı direkt deneyimlenince üç büyük hakikat ortaya çıkar:

1. Tek bir varoluş mevcuttur ve bu varoluşun içinde hem günlük yaşam hem de spiritüel çabalar vardır. Bu ikisi birbirleriyle çelişmemektedir.

2. Yoga araştırmalarının hedefi enformasyon edinmek değil, saf saadete ulaşmaktır. Saf saadet bilinçsizlik veya sorumsuzluk hali değildir, tam tersi spiritüel bütünlük farkındalığıdır. Bir hastalıktan kurtulduğunuzda hissettiğiniz mutluluğu bin trilyona katlayınca saf saadetin ne olduğunu anlarsınız.

3. Ölümsüz olduğunuzu idrak edeceksiniz ve her an bunun bilincinde olacaksınız. Varoluş okyanusunda yüzerken hayatınızın her anında haz, neşe ve uyum hissedeceksiniz

Her gün ve her an ölümsüzlüğünüzün bir parçasıdır. Her anınızı ebediliğin içinde yaşadığınız gibi yaşamalısınız...

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf
Yoga Nedir? Ne Değildir? Muhteşem kitabı

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Karar Almak

Bilgi yoksunluğu cehalettir, ışık yokluğu ise karanlıktır. Karanlık ve cehalet kendine has bir mevcudiyete sahip değildir. Işık olmadığında karanlık, bilgi olmadığında ise cehalet hüküm sürer. Hayatınıza ışık ve bilgelik getirince karanlık ve cehalet kaybolur.

Seçim sizindir; karanlığı ya da ışığı seçebilirsiniz. Her zaman seçim yapmak için iradenizi kullanmalısınız. Ya karanlıktayken iradenizi kullanıp ışığı yakarsınız ve her taraf aydınlanır ya da hareketsiz kalırsınız ve karanlık sürer.

Fakat iradenin de sınırları vardır, yani iradenizi kullanabilirsiniz ama bir yere kadar. Mesela ışığı yakmak istersiniz ama elektrik yoksa yakamazsınız, mumu yakmak istersiniz ama ateş yoksa yakamazsınız.

İradenizi sınırlayan unsur kaderdir. Kader veya Karma yasası ektiklerinizin biçilmesidir. Daha önce iradenizi kullanarak seçimler yapmışsınız ve seçimlere göre eylemlerde bulunmuşsunuz. Bu eylemler belirli sonuçlar doğurmuş ve bu sonuçlar şimdiki seçimlerinizi ve iradenizi engelliyor.

Örneğin iradenizi kullanarak bir araba aldınız, aldığınız arabanın kapasitesi belliyse arabayı kullanırken belirli bir hızın üzerine çıkamazsınız. Daha hızlı gitmek istersiniz ama gidemezsiniz.

Böylelikle geçmişte verdiğiniz kararlar şimdiki kararlarınıza da engel olur yani kendi kendinizi engellemişsiniz. Bu prensibi çok iyi anlamanız gerekiyor; karşılaştığınız tüm engeller sizin yarattığınız engellerdir. Bunu bilen kimseyi suçlamaz.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak Kitabından alıntıdır.

29 Mayıs 2016 Pazar

Merkezlenmek

''...Tüm acılar yanlış şeylere merkezlenmekten kaynaklanır. İnsanın bir merkeze ihtiyacı vardır; ama gerçek merkezinin ne olduğunu bilmediği için anne - babaya, eşine ,çocuklarına, dostlarına vb. merkezlenmeye çalışır. Bu çabalar olumlu sonuçlar vermez ve acılara neden olur. Ta ki insan bir gün cehalet uykusundan uyanıp gerçek merkezin ne olduğunu keşfedene kadar. Gerçek merkez keşfedilince acılar dinmeye başlar. Gerçek merkez dışarıda değil, içeridedir. Gerçek merkez sizin ebedi ölümsüz varlığınızdır. Merkezlenme o zaman başlar. Merkezlenme öz farkındalıkla başlar. Uyanmak ,kim olduğunun farkına varmak, bunu devamlı anımsamak ve bu farkındalığa dayanarak hareket etmek. Merkezlenme süreci budur. Merkezde olmak için ebedi ruhi varlık olduğunuzu devamlı anımsamanız ve bu farkındalığa göre hareket etmeniz gerekir. Beden olarak değil ruhi varlık olarak hareket etmek. Merkezin farkına varmak için bir Üstada ihtiyaç vardır. Merkezin farkına varmak ve merkezlenmek için merkezin farkında olan merkezleşmiş bir bilirkişi gerekir. Aksi halde asla merkezlenemezsin. Uzun zamandır merkezsiz yaşıyorsunuz ve tekrar merkezi bulmak için Üstad vazgeçilmezdir. Merkezleşmiş enerjiyi Üstadtan almadan kimse  merkezlenemez. Çünkü merkezlenme zihinsel ve fiziksel çabaların sonucu değil , enerjisel aktarımın sonucudur...''
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf'ın Farkındalık Nedir Ve Nasıl Farkında Olunur? Adlı Şaheserinden alıntıdır.

27 Mayıs 2016 Cuma

SABIRSIZLIK

Sabırsızlık içsel bir boşluktan kaynaklanıyor. İçsel boşluk doyumsuzluktan kaynaklanıyor. Doyumsuzluk gerçekleşmeyen hayallerden kaynaklanıyor. Gerçekleşmeyen hayaller uyanmamış potansiyellerden kaynaklanıyor. Uyanmamış potansiyeller kendini özünü bilmemekten kaynaklanıyor. Ve özünü bilmemek genel bir yanılgıdan kaynaklanıyor. Ve yanılgı kendini beden olarak görmekten kaynaklanıyor ve kendini beden olarak görmek yanılgının bir parçası.İşte kısır döngü gerçekleşti. Sen bu yanılgının içine düşünce hep sabırsız olacaksın. O yüzden ne zaman sabırsız olursan kendine şunu söyle "ben beden değilim" ve hemen orada kalacaksın sabırsızlığa yer kalmayacak. Boşluk dolacak. Anlayış olacak. Sabırsızlık kaybolacak. Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

26 Mayıs 2016 Perşembe

YOGA

"Yoga, şahane bir bilimdir. İnanmayı öğretmez, bilmeyi öğretir. İnsana, "kör bir takipçi ol" demez. "Gözlerini aç ve kendin gör" der. Ve bireye gözlerini nasıl açabileceği konusunda teknikler öğretir. Hakikat hakkında mükemmel bir bilgi sunar ve spiritüel vizyona nasıl ulaşılacağı hakkında herşeyi söyler. Gözlerin nasıl açılacağını, görme kapasitesinin nasıl geliştirilebileceğini, gerçeğe nasıl ulaşılacağını, böylece spiritüel evrim konusunda gereken her şeyi gösterir. Bir insanın düşünebileceği ve tüm inançların bir araya getirebileceğinden daha ötededir Yoga. Her şeyi içeren sınırsız ve sonsuz kutsallıktır."

Yoga Nedir? Ne değildir?
Büyük Üstad Akif Manaf

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Sen olmadan da...

Yüksek bir yere çık ve etrafı oradan gözlemle. Hayat sen olmadan da devam ediyor. Sen katılmasan da hayat devam edecek. O zaman koşuşturmanın ve kendini yıpratmanın ne anlamı var? Bu soru uyanışa neden olacaktır. Hayatın sensiz de devam edebileceği gerçeğinin farkına vardığında varlığının uzun zamandır ihmal edilmiş boyutunu keşfedeceksin.

Bu, dünyaya ait olmayan boyuttur. Metafiziktir, o yüzden dışarıdayken fark edilmezdir. Dünyayı dışarıda bırakınca fark edebileceksin. Bir kapı ol ve dünyaya ait olan herşeyin dışarı çıkmasına izin ver. İçeride kalan tam da ihtiyacın olan şeydir. O bütünleşmeni ve olgunlaşmanı sağlayacaktır.

Koşuşturarak ve sözde "iyilik" yaparak bu dünya dönüşemez ve pozitifleşemez. Bu dünyanın pozitif yönde dönüşmesi için insan olgunlaşmalı ve evrensel titreşime akort olmalıdır. Olgunlaşan her birey toplumun olgunlaşmasına neden olacaktır. Dünya bu şekilde pozitif yönde dönüşebilir…

Büyük Üstad Akif Manaf

22 Mayıs 2016 Pazar

Neden Şavaşıyoruz

Siz çiplenmişsiniz. Kötü haber. Bir savaşma çipi yerleştirilmiş. Çocukluktan bile. Diyor ki, bak, okulda en iyisi olacaksın, en iyisi. Çabalayacaksın, görevlerini yapacaksın, ödevlerini yapacaksın. Çocuk istemiyor, sıkıcı, zorla yapıyor. Savaşıyor, kendisi ile mücadele ediyor, çevresi ile mücadele ediyor. Çocuk sürekli bir mücadele içinde. Siz çocuklarınızı biliyorsunuz. Çocuğu olan biliyor. Çocuklara deyin, yarından itibaren sadece istediğinizde okula gelin. İstemediğinizde gelmeyin. Kaç kişi gelir okula? Kimse gitmez. Okula gitmek istemiyorlar. O yüzden zorla gidiyorlar.
Çocuğu olan biliyor. Sabahtan bir savaş başlıyor. Çocuk okula gitmek istemiyor. Yetişkin artık robotlaşmış. Yetişkinler bozulmuşlar. Çocuk normal, hala bozulmamış. Okula gitmek istemiyor. Ama yetişkin diyor ki gideceksin. Orada didişme başlıyor. Uyan toplan git, çocuk gitmek istemiyor,  onu zorla hazırlıyorlar, paketliyorlar ve  zorla okula gönderiyorlar. Orda savaşıyor, mücadele ediyor. Sonra çocuklar hırçınlaşıyor ve birbirinin kafasını kırıyor. Ne olmuş! Bu çocuklar neden agresif! Sürekli beni arayıp soruyorlar: Çocuğum neden agresif? Nefes alsın! Çocuk nefes alamıyor! Teneffüsü,  arayı bekliyorlar. Ders bitiyor, deli gibi hepsi dışarı hucum ediyor, didişiyor, dövüşüyor, kavga ediyor, o kitaplarla birbirlerinin kafasına vuruyorlar hatta çantası ile ve savaş alanına dönüşüyor oralar!
Yani savaş bu! Savaş sürekli!
BU ÇOCUKLUKTAN BAŞLIYOR!
SONRA O ÇOCUKLAR BÜYÜYOR! 
Sonra o çocuklar büyüyünce bu tarz savaşlar büyüyor. Daha ciddileşiyor!
Bazıları partilerde savaşıyor. Bazıları takım tutup savaşıyor. Bakın statlarda neler oluyor! Bunlar spor yapıyor! Spor için! Orda spor için savaşıyor, sonra siyasi partilerde savaşıyor ondan sonra ülkeler arasında savaş çıkıyor......
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Hakikat

Sen hakikatin ne olduğunu bilmiyorsun o yüzden de ona ulaşamazsın. Bilen birine ihtiyacın var aksi halde gerçek olmayan sözde “hakikatin” peşinden gidersin ve hayal kırıklığına uğrarsın. Hakikat gizemlerin gizemidir ve onu kendi çabalarınla bulamazsın. Bulabileceğini sanırsın ve hatta bazen bulduğunu düşünebilirsin ama bu sadece yanılgının devamı olacaktır. Hakikat yolunda yürümek kolay değil çünkü yalanlara alışmışsın. Sana sürekli yalan söyleniyor ve sende sürekli yalan söylüyorsun. Bu yalan dünyasından ayrılmak kolay değil ve ürkütücüdür. Çünkü toplum seni yalanlarla uyutmuş ve hipnotize etmiş. Bu hipnozdan çıkmak ve gerçekleri görmek cesaret ister. Bugüne kadar inandığın her şey yalanmış. Bu gerçekle yüzleşmek büyük bir darbedir ve korkulara neden oluyor. Sahte kişiliğine alışmışsın ve alıştığın şeylerin bırakılması ürkütücüdür. Sahte kişiliğini bırakmaya başlayınca çocukluk travmaları yüzeye çıkar ve onlarla baş etmek zorundasın. Bu çok rahatsız edici olduğu için kolaylıkla pes edebilirsin.
BÜYÜK YOGA ÜSTADI PARAMAHAMSA YOGAÇARYA MAHA YOGİ AKİF MANAF'IN OLGUNLUK NEDİR VE NASIL OLGUN OLUNUR?

Mutluluk

Mutluluk bir seçimdir; ya sayısız isteklerin peşinden giderek mutsuz olmayı ya da gereksinimlerinizi karşılayarak mutlu olmayı seçersiniz. Eğer şu an mutlu değilseniz demek ki, gerçekleşmemiş istekleriniz var. Kitabı okumaya devam edin mutlu olacaksınız. Mutluluk sakinlik halidir, zihnin hiçbir istekle rahatsız olmadığı haldir.

Mutluluk istek ve acıların olmadığı bir haldir. İstekler mutluluğa değil acılara neden olur. Mutluluk için mücadele etmeniz gerekmez. Mutlu olmak için istekleri bir kenara atıp özünüze odaklanmanız gerekir. Aradığınız mutluluk dışta değil içtedir. Bugüne kadar dış dünya kimseyi mutlu etmemiştir.

Mutlu olmak için kendinizi eğitmeniz gerekir. Kendinizi eğitmek için çabalayınca mutlu olmayı hak edersiniz. Hak etmek çalışarak kapasitenizi artırmak demektir. Samadhi haline derhal girip üstün mutluluğu yaşamak isteği okyanusu bir kovaya koyma çabasına benzer.

Okyanus oradadır ama onu kovaya sığdıramazsınız. Ya küçücük bir kısmını alabilirsiniz ya da çalışarak kovayı okyanusa sığdıracak hale getirebilirsiniz. Yani kovayı okyanus kadar büyüteceksiniz. Samadhi oradadır ama onu bünyenize sığdıracak kapasiteye sahip değilsiniz. Çalışarak yeterli kapasiteye sahip olunca Samadhi halini yaşamayı hak etmiş olursunuz. Ve samimi, beklentisiz çabalarla herkes buna ulaşabilir."

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf'ın 'Yoga:Samadhi-Sınırları Aşmak' Kitabından Alıntıdır.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Üstad

İnsan bir gün tüm bu yalanlardan usanınca hakikati aramaya başlar. Mevcut kişisel gelişim metotlarını denemeye başlar ve hayal kırıklığına uğrar çünkü onlar da sahtedir. Hakikat ruhi özünde saklıdır ama ona ulaşamıyorsun. Bilincin varoluşsal gerçeğin bir parçasıdır ve ihtiyaç duyduğun her şey özünde mevcuttur. Mutlak Kaynak’tan ayrıldığında özünde hakikati taşıyorsun ve o hakikate ulaşmaya çalışıyorsun ama toplum sana sahtecilik yapmayı dayattığı için hakiki hayata dönemiyorsun. Özündeki hakikate ulaşman için bir hakikat uzmanına, bir Üstada ihtiyacın var aksi halde özündeki hakikate ulaşamazsın. Kişiliğin o kadar sahtedir ki içindeki gerçeğe ulaşamıyorsun. Hakikat özünde bulunsa bile gerçek bir hakikat uzmanı olmadan, Üstad olmadan ona ulaşamazsın. Hakikat özünde saklıdır ve hakikat kapısının anahtarı yalnızca gerçek Üstad tarafından verilebilir. Sen hakikatin ne olduğunu bilmiyorsun o yüzden de ona ulaşamazsın. Bilen birine ihtiyacın var aksi halde gerçek olmayan sözde “hakikatin” peşinden gidersin ve hayal kırıklığına uğrarsın. Hakikat gizemlerin gizemidir ve onu kendi çabalarınla bulamazsın. Bulabileceğini sanırsın ve hatta bazen bulduğunu düşünebilirsin ama bu sadece yanılgının devamı olacaktır. Hakikat yolunda yürümek kolay değil çünkü yalanlara alışmışsın. Sana sürekli yalan söyleniyor ve sende sürekli yalan söylüyorsun. Bu yalan dünyasından ayrılmak kolay değil ve ürkütücüdür. Çünkü toplum seni yalanlarla uyutmuş ve hipnotize etmiş. Bu hipnozdan çıkmak ve gerçekleri görmek cesaret ister. Bugüne kadar inandığın her şey yalanmış. Bu gerçekle yüzleşmek büyük bir darbedir ve korkulara neden oluyor. Sahte kişiliğine alışmışsın ve alıştığın şeylerin bırakılması ürkütücüdür. Sahte kişiliğini bırakmaya başlayınca çocukluk travmaları yüzeye çıkar ve onlarla baş etmek zorundasın. Bu çok rahatsız edici olduğu için kolaylıkla pes edebilirsin.

İşte bu zor durumlarda sana yol gösteren, seni bilgilendiren, sana cesaret veren ve yolunu aydınlatan varlık Üstad olacaktır. Üstad yoldaki tüm zorlukları sana anlatacak ve nasıl aşacağını gösterecektir. Bu zorluklarla tek başına baş etmen imkansızdır. Bunu tek başına yapabileceklerini düşünenler büyük bir yanılgı içindedir. Hayatları boyu kendilerini kandırdıkları için bu konuda da kendilerini kandırıyorlar. Kandırmak bir alışkanlık haline gelmiştir, bundan en çok zarar gören sensin. Olgunlaşmaya başlayınca yaşamana izin verilmemiş çocukluğun ortaya çıkar ve çocuksu davranmaya başlarsın. Bundan korkma yaşanmamış çocukluğunu yaşa. Bundan çekinme. Bir doktor, avukat veya başkan olabilirsin. Çevrendekilerin ne düşüneceğini umursama ve yaşanmamış hayatını yaşa. Bu seni rahatlatacak ve olgunlaştıracaktır. Olgunlaşmaya yardım eden bir unsur da güven unsurudur. Bir bebek annesine ve anne sütüne güvenmezse hayatta kalamaz. Bir bebeğin güveni kesindir, şüphe ve korku içermez. Olgunlaşmak için tıpkı bir bebeğin annesine güvendiği gibi Üstada güvenmelisin. Aksi halde tekamül edemez ve olgunlaşamazsın. Fakat bu güven cahil insanın körü körüne güveninden farklıdır. Bu güven gerçek bilgi ve deneyime dayanan güvendir. Deneyim yaşadığın ve bildiğin için güveniyorsun. İnandığın için değil, bildiğin için güveniyorsun. Kendine güvenmeye başladığında başkalarına da güvenirsin. Özgüvenin ortaya çıkınca özünü keşfeder ve özüne güvenmeye başlarsın.

BÜYÜK YOGA ÜSTADI PARAMAHAMSA YOGAÇARYA MAHA YOGİ AKİF MANAF'IN OLGUNLUK NEDİR VE NASIL OLGUN OLUNUR? ŞAHESERİNDEN

Neye Güveneceğiz

Kendine güven zenginliğe, aileye ve dostlara dayanırsa her an sarsılabilir ama kendine güven içten gelirse her ne olursa olsun sarsılmaz.Ölümsüz olduğunuzun farkına varınca kendinize güveniniz artar.Bedene,duygulara ve zihne güvenmeyebilirsiniz çünkü onlar geçicidir ama ölümsüz öze her zaman güvenebilirsiniz.

Tekamül yolunda icra ettiğiniz her eyleme güvenebilirsiniz çünkü bu eylemler kendinize güveninizi artırır.Ebedi olan şeyler için uğraşınca kendine güven artar,geçici şeyler ise güvensizlik ortamı yaratır.Geçici nesneler ve onlar için harcanan çaba kendine güveni artırmaz.

İnsan ölümsüz olduğunu bilince kendine güveni artar.İçinizdeki ebedi gerçeklikle ilgili farkındalığınız artınca kendinize güveniniz de artacaktır.Ebedi gerçekliğin farkında olmayan cahil insan kendine güvenemez çünkü kendinin kim olduğunu bilmez.Bilincinin ebedi kozmik bilinçten kaynaklandığını bilen insan sarsılmaz bir özgüvene sahip olur.

Genelde insan korkularını incelemekten çekinir.Korkmak alışkanlık haline gelir ve yaşamın bir parçası olur,bu yüzden de birey korkularını hiçbir zaman incelemez.Korkular incelenmeyince artmaya başlar.Korkularınızı incelemek için cesaretli olun.Cesaret bulmak için Yoga tekniklerini her gün uygulayın.

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Akif Manaf'ın "Yoga: Samadhi-Sınırları Aşmak" Kitabından Alıntıdır.

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Negatif Düşünce ve Pozitif Düşünce

Kendinizi zihnin negatif yönüyle ve düşünceleriyle özdeşleştirmemelisiniz. Bunun için zihni kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Zihni kontrol edince bilincin merkezi ortaya çıkacaktır. Siz tüm acılardan özgür olmak istiyorsunuz ama zihnin gücünü anlamıyorsunuz. Zihinden özgürleşmek için zihnin gücünü ve negatif yönünü anlamanız gerekiyor.

Zihin hem yıkıcı hem de yapıcı olabilir. Birey kendini zihnin yıkıcı yönüne kaptırınca kendisini kötü, çirkin, kirli, iğrenç ve yalnız hisseder. Birey kendinin kim olduğunu idrak edemez ve gerçeklere kör olur. Birey korku dolu olduğu için gerçeği görmek istemez ve kendini suçlar.

Kontrolsüz, negatif ve pasif düşünceler zararlıdır. Düşünce tarzının fiziksel hastalıklarda büyük rolü var. Birçok hastalık için tedavi yoktur çünkü birey onları zihninde yaratmıştır. Birçok psikosomatik hastalık böyledir.

Birey zihninde sorunlar yaratır ve bu sorunlar hastalıklara neden olur. Bu yüzden hastalıkların çoğu kişinin kendisi tarafından yaratılmıştır. Psikosomatik hastalıklarda negatif düşünce ve duygular yüzünden fizyolojik ve biyolojik reaksiyonlar değişir.

Zihinde birçok çatışma varsa bu çatışmalar devamlı olarak sinir sistemine zarar verir ve birey acı çeker. Zihni anlamak için düşünceleri anlamak gerekir. Düşünceleri anlamak için duyguları anlamak gerekir, çünkü düşünceler duygulara dayanır.

Düşünce biçimleri hastalıkların meydana gelmesinden sorumludur çünkü birey düşünce kalıplarıyla kontrol edilir. Düşünce kalıpları zihni, zihin ise kişiyi etkiler. Negatif düşünceler insanı depresyona sokar, pozitif düşünceler ise ilham verir.

Birey bir düşünceye takılınca kendini bu düşünceyle özdeşleştirmeye başlar, gerçeği ve kendini unutur. Bu düşünceler negatifse bireyin tüm hayatı altüst olur. Yoga teknikleri sayesinde birey bu negatiflikten kurtulabilir.

Yoga teknikleri aracılığıyla birey düşünceleri kontrol edebilir ve düşüncelerin negatif yöne kaymasını önleyebilir. Pozitif düşünceler üretebilir ve zihni pozitifleştirebilir. Daha sonra birey kendi ürettiği negatif düşüncelerle kontrol edildiğini ve bu yüzden de mutsuz olduğunu anlayacaktır.

Büyük Yoga Üstadı Akif MANAF-Samadhi Sınırları Aşmak Kitabından Alıntıdır.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Gerçek Yoga

HAFTANIN METNi:

Günümüzde birçok spekülatif, ilginç görünen fakat hiçbir yararı olmayan çalışmalar vardır. Yeni deneyimler peşinden koşturan kişiler bu tür çalışmalara katılarak hem zamanlarını hem de sağlıklarını kaybetmektedir. Bir çalışmayı deneyip sonra da onu yeni biri için bırakmak değerli enerji ve zamanı boşuna harcamak demektir.
Günümüzde insanların kafasını karıştıran iki tür sözde “yoga” çalışması vardır. Birisi Hinduizm tarikatlarının bedavaya düzenlediği sözde “yoga” seansları. Diğeri amatör kişilerin çok ucuza sunduğu yorucu ve sakatlayıcı bedeni zorlayarak yapılan sözde “yoga” dersleri.

Birçok insan senelerce “yoga” adı altında “moga” (sözde yoga) yapıyor. Bu kişiler bir spekülatif uygulamadan diğer spekülatif uygulamaya geçerek, fiziksel ve ruhsal olarak sakatlanarak hiçbir yere varamıyorlar. Yoga adı altında sadece fiziksel egzersizler yapan bireyler kişisel gelişim sağlamadan fiziksel düzeyde takılıp kalmakta ve bu nedenle de egoları şişmektedir. Bu kişiler Yoganın ne olduğunu bildiklerini sanmakta ve yeni bilgilere kendilerini kapatmaktadırlar. Onlara Orijinal Yoga Sistemi’nden bahsedildiğinde negatif tepkiler verirler. Yanlış şeyler yaptıklarını şişmiş egolarına sığdıramıyorlar, bu nedenle de tekâmül edemiyorlar.

Yeni ve farklı uygulamalar heyecan verici olabilir fakat bunun sonu olmaz ve kişi gelişemez. Bu, bir insanın yüz tane kuyu kazıp hiçbir zaman su bulamamasına benzer. Her seferinde birkaç metre kazdıktan sonra yeni bir yerde kuyu kazmaya başlar. Bu nedenle birey doğru uygulamaya iki elle sarılarak sadık kalmalı ve derinlere inmelidir. Birey yalnızca bu şekilde hedefe ulaşabilir.

İnsan zekâsını kullanarak doğru çalışmayı bulmalı ve düzenli olarak yararını görene kadar devam etmelidir. Uygulama tamamlandıktan sonra yeni bir uygulamaya geçilmelidir. Bir uygulamada ustalaşana kadar azimle devam etmek en iyisidir. Birey biraz ondan biraz bundan yaparsa hiçbir zaman DHARANA (Konsantrasyon) deneyimi yaşayamaz.

YOGA/Dhrana Konsantrasyon
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

27 Nisan 2016 Çarşamba

Aşk, Kadın, Erkek ve Ego

Bazı kadınlar aşkı ego tatminine çevirir ve aşkla egoyu besler. Bu tür kadınlar önce bir erkeği cezbetmeye çalışır. Sonra da erkek kadının cazibesine kapılınca kadın kaçmaya başlar. Erkek peşine düşer ve kadın bu durumdan zevk alır. Fakat böyle bir oyun her zaman acılarla biter çünkü ego beslenince ve güçlenince acılara neden olacaktır. O yüzden aşk acıları çekmemek için aşk oyna ama aşkla oynama. Aşkını egoyu besleyerek tüketme çünkü sonuç trajik olacaktır. Bazı erkekler ise bir kadına aşık olunca onu takip eder ve aşkını dayatmaya başlar. Bu durumda güzel olan bir şey çirkinleşmeye başlar. Aşk dayatılırsa kirlenir. Aşk temiz bir olgudur. Onun temiz kalmasını sağla. Reddedilmeyi kabul etmeyen ve kaldıramayan bir erkek korkaktır. Reddedilmekten korkma, cesur ol! Israrcı olma- kibar ol. Bırak kalbindeki aşk aşık olduğun insanın kalbini harekete geçirsin çünkü onun özünde zaten aşk var. O saf aşkın filizlenmesine imkan ver ve zaman tanı. Akif Manaf-Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır

25 Nisan 2016 Pazartesi

Bilinçaltı Zihin ve Alışkanlıklar

Bilinçaltı zihin aynı zamanda alışkanlıklar zihnidir. Orada yaşanmış tüm hayatların birçok küçük ve büyük alışkanlıkları depo edilmiştir. Bilinçaltı zihin kocaman ambardır.
Çok çeşitli şeyler içerir. Hem gerekli yararlı alışkanlıklar hemde gereksiz zararlı alışkanlıkları bulundurur. Sizin bilinçaltınızda ne varsa osunuz.

Bilinçaltı zihin yaşam boyu geliştirdiğiniz kavramların ve inançların deposudur. Karakteriniz o depoda şekillenen eğilim ve alışkanlıklardan oluşur. Ahlaki anlamda bilinçaltı zihin tamamen tarafsızdır. Bir alışkanlığın dünyada iyi mi kötümü görüldüğünü umursamaz. Bu nedenle bilinçaltı zihne aktarılan olumsuz düşünceler günlük deneyim ve ilişkilerinizde ifade bulacaktır. Başınıza gelen herşeyde rolünüz vardır. Evrende tesadüf veya şans diye bir şey yoktur. İnsan evrensel yasaları bilmediği için olayları açıklayamaz ve bu yüzden karşılaştığı olaylara tesadüf veya şans eseri der.

Yoga Dharana Konsantrasyon Teknikleri Kitabı 9.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

Korkularınıza Sahip Çıkarsanız Gerçekleşir

Yaşamı pozitif yönde değiştirmek istiyorsanız, zihninizi içten dışa doğru olumlu yönde değiştirmelisiniz. Hayatınızın ilk günlerinden itibaren size aşılanan inanç ve eğilimler bilinçaltı zihinde bulunmakta ve yaşamınızı yönlendirip etkilemektedir. Çocukluktan gelen ve uzun süre önce unuttuğunuz inanç ve kavramlar vardır. Bunlar bilinçaltı zihnin derinliklerinde saklıdır ve onları unutmuş olmanıza rağmen sizi etkilemeye devam etmektedirler.

Bu nedenle korktuğunuz herşey başınıza gelmektedir. Korku ve endişeler bilinçaltı zihinde depolanır ve bir süre sonra ortaya çıkar. Bu yüzden yoga teknikleri uygulayarak bilinçaltı zihin temizlenmeli ve pozitif düşüncelerle doldurulmalıdır ki yaşamınız pozitif yönde değişsin.

Yoga teknikleri sayesinde bilinçaltı zihninizi tekrar yapılandırılarak kendinizi yeniden yaratabilirsiniz. Bu teknikleri düzenli olarak uyguladığınızda yoksulluk yerine bolluk, cahillik yerine bilgelik çatışmalar yerine huzur, başarısızlık yerine başarı, karanlık yerine ışık, uyumsuzluk yerine uyum, korku yerine cesaret olacaktır.

Yoga Dharana Konsantrasyon Teknikleri Kitabı 9.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

20 Nisan 2016 Çarşamba

Ölüm Korkular İzolasyon

İnsan ölümsüz olduğunu bilince kendine güveni artar.İçinizdeki ebedi gerçeklikle ilgili farkındalığınız artınca kendinize güveninizde artacaktır.Ebedi gerçekliğin farkında olmayan cahil insan kendine güvenemez.Çünkü kendinin kim olduğunu bilmez.Bilincinin ebedi kozmik bilinçten kaynaklandığını bilen insan sarsılmaz bir özgüvene sahip olur.

Genelde insan korkularını incelemekten çekinir.Korkmak alışkanlık haline gelir ve yaşamın bir parçası olur, bu yüzden birey korkularını hiçbir zaman incelemez.Korkular incelenmeyince artmaya başlar.Korkularınız incelemek için cesaretli olun.Cesaret bulmak için Yoga tekniklerini hergün uygulayın.

Genelde insan hoşlanmadığı şeylerden kurtulmaya çalışır.Birey gerçeklerden kurtulmaya çalışırken gerilir ve rahatsız olur.Bu, güvensizlik hisssine ve korkulara neden olur.Kendini güvende hissetmeyen kişi kendisini toplumdan izole etmeye başlar.

Kendini toplumdan izole etmeye çalışan kişi çevresinde engeller yaratır ve kimseyle iletişim kurmaz.Bu tür davranışlar özgüven eksikliğine neden olur.Sonuç olarak korkular ve rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Samadhi Sınırları Aşmak Kitabı 10.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

Varoluşun Amacı


Son zamanlarda varoluşun amacının bireyin ruhsal tekamülü olduğuna dair yaygın bir yanlış anlayış ortaya çıkmıştır. Bu, yetersiz bilginin ürünüdür. Her şeyden önce, eğer varoluşun amacı ruhsal tekamül olsaydı, o zaman etrafımızda sayısızca çökmüş ruh olmazdı. İkincisi, eğer maddi evren tekamül etme yeriyse, o zaman ruhi düzeyden gelen ruhlar mükemmel değil ve gelişmeye ihtiyaçları var. Bu pürüzlü sonuç iddianın ne kadar mantıksız olduğunu göstermektedir. Gerçek şudur ki, ruhi varlıklar maddi evrene Tanrı'dan bağımsız olarak yaşamak ve Tanrı gibi olmak için gelmektedir. Bu sonuç,''acaba Tanrı olabilir miyim?'' merakından kaynaklanmaktadır.
Maddi evrene gelen ruhlar bu merakı gidermek için eylemlerde bulunur ve Karma ağına yakalanarak Samsara(Doğum-ölüm) döngüsünde dolaşırlar. Bu döngüden kurtulmak isteyen ruhlar ruhsal tekamül araçlarına başvurur ve ruhsal tekamül o zaman başlar. Böylece maddi evren ruhsal
tekamül için değil, meraklı ruhların isteklerini karşılamak için tezahür etmiştir.

Geçmiş hayatlardaki eylemler bireyin şimdiki kişiliğini oluşturmaktadır. Sebep-sonuç yasası olan Karma sürekli bir fenomen olan benliği yönetmektedir. Karma,hem kişiliğin genel özelliklerine, hem de pozitif veya negatif şartlara zemin hazırlamaktadır. Karma yasası
anlaşıldığında, '' masum'' bir çocuğun neden feci bir kazada öldüğü ya da büyüyünce nasıl bir canavara dönüştüğü açıklanabilir. Bu yasa,iyi bir insanın niçin hep acı çektiğini ya da kötü bir kişinin neden başarılı olduğuna açıklama getirir.

Karma hayatın bir yönünü kontrol etse de, insan Yoga sayesinde kendi Karma'sını değiştirebilir, Karma'nın gidişatına müdahale edebilir, karmik tepkilerin tezahür etme şekline etki edebilir ve onlardan kurtulabilir.

Kundalini Evrim Enerjisi 5.kitap.Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

18 Nisan 2016 Pazartesi

Mutluluk

"Mutluluk bir seçimdir; ya sayısız isteklerin peşinden giderek mutsuz olmayı ya da gereksinimlerinizi karşılayarak mutlu olmayı seçersiniz. Eğer şu an mutlu değilseniz, demek ki gerçekleşmemiş istekleriniz var. Kitabı okumaya devam edin mutlu olacaksınız. Mutluluk sakinlik halidir, zihnin hiçbir istekle rahatsız olmadığı haldir.

Mutluluk istek ve acıların olmadığı bir haldir. İstekler mutluluğa değil acılara neden olur. Mutluluk için mücadele etmeniz gerekmez. Mutlu olmak için istekleri bir kenera atıp özünüze odaklanmanız gerekir. Aradığınız mutluluk dışta değil içtedir. Bugüne kadar dış dünya kimseyi mutlu etmemiştir.

Mutlu olmak için kendinizi eğitmeniz gerekir. Kendinizi eğitmek için çabalayınca mutlu olmayı hak edersiniz. Hak etmeye çalışmak kapasitenizi artırmak demektir.
.............."

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Yoga/Samadhi Sınırları Aşmak kitabından alıntıdır.

MANİPURA ÇAKRA


MANİPURA ÇAKRA (Karın Çakrası)

Manipura Çakra insanın kişiliğinin, ailesinin, çevresinin ve yaşadığı toplumun etkisi altındadır. Ebeveynlerin kişiye aktardığı mesajlar burada saklıdır. Sosyal beklentiler burada kaydolur. “Ben kimim?” “Başkaları benim kim olmamı bekliyor?” “Kim olmalıyım?” gibi düşüncelerin yarattığı gerginlikler sürekli olarak burayı etkiler. Bu çelişkiler, öğrenmenin ilk aşamalarıyla başlar ve kişiyi doğrudan bedeninin merkezinden vurur.

Bir insanın ölümünden dokuz ay öncesinde Manipura Çakra merkezinde bir kıpırdama başlar. Gebeliğin başlangıcından doğuma kadar geçen sürenin uzunluğu kadar bir süre ölümün gelişinin habercisidir. Eğer bireyin doğması dokuz ayını almış ise, ölmesi de o kadar zamanını alacaktır. İnsanın dokuz ay boyunca ana rahminde doğuma hazırlanması gibi, ölmesi için de dokuz aylık bir hazırlık gerekecektir. Yaşam süreci bu şekilde tamamlanır. Manipura Çakra merkezinde bir kırılma ya da kopma hissedilir ve birey ölümün yaklaştığını anlar. İnsan doğduğunda fiziksel göbek bağı kesilir ve birey yeni yaşamına başlar. İnsan ölmeden önce enerjisel göbek bağı kesilir ve birey bu hayattan sonraki varoluşuna başlar.

YOGA/Prana Vidya Biyoenerji Bilimi
YOGA/Pratyahara Duyuları Aşma Sanatı

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

14 Nisan 2016 Perşembe

Koma

Komada olan bedeni suni şekilde hayatta tutmak yaşatmak değildir; sadece bedeni çürümekten korumaktır. Beden çoktan ölmüştür sadece çürümesi engellenmektedir. Komada olan beden hastaneden çıkamaz,oysa hastaneden yürüyerek çıkan ama yaşadığının farkında olmayan bir sürü insan var.
Onlar da bir nevi ''komadadırlar'', çünkü yaşamın farkında değiller.Bedenler hareket etmekte ama ''koma'' veya farkındalıksız hayat devam etmektedir. Bu tür hayat devam ettiği sürece bu insanlar tekrar hastalanacak ve hastaneye dönecekler. Ta ki bir gün komadan çıkmayana kadar.

Hayatta komaya girmemek için şu an farkındalıksız komadan çıkın ve gerçekten yaşamaya başlayın. Komadan çıkmak için gerçek hayata uyanmak gerekir. Koma uykusundan çıkan gerçekten yaşamaya başlar.Bu dünyada farkındalığı uyanmış insanlar dışında hiç kimse gerçekten yaşamıyor.

Sokaklar yürüyen ölülerle kaynıyor. Onlar eylemlerde bulunuyor ama mekanik eylemlerde; bir robotttan farkları yok. Hayata dönmek için uyanmak gerekir. Uyanmak canlanmak,hayatta olmak demektir. Varoluş mutlaktır. Mutlak'a ulaşmak için var olmak yani farkındalıkla yaşamak gerekir.

Herkes yaşamak ister. Sonuç olarak, yaşamak bir amaçtır. Bu amaca ulaşmak için farkındalık yükselmelidir. Farkındalığını yükselterek hayattaki tüm amaçlarına ulaşabilirsin. Geçici amaçlara ulaşarak nihai amacın farkına varacaksın. Nihai amaç ebedi yaşama geri dönmektir.

Büyük Üstad Akif Manaf'ın Farkındalık Nedir ve Nasıl Farkında Olunur? Kitabından Alıntıdır.

EVRENSEL İNSAN OLMAK


Gerçek meditasyonun amaçlarından biri; her türlü kültür, felsefe ve inancın ötesine geçmiş, bilinci yükselmiş, bütünleşmiş EVRENSEL İNSAN düzeyine ulaşmaktır. İnsanın öz benliği evrenle birleşmiş haldedir. YOGİ adım adım yükselir ve sonunda dünyevi bedensel benlikten kurtulup ruhsal öz benliğine kavuşur. Ruhi özünü gerçekleştirmiş insan uyanmış spiritüel güç sayesinde ruhi boyutta bulunmasına rağmen, dünya düzeyinde faaliyetlerini başarıyla sürdürmeye devam eder.

Meditasyonun bir amacı da zekâyı, enerji ve güçle doldurmaktır. Zekâ, bireyi iyi düşünen biri yapar, kişinin algı yeteneğini ve kararlılığını geliştirir. Zekâsı uyandığında birey maddi çabaların hiçbir yere götüremeyeceğini, tatminlik ve mutluluk vermeyeceğini; gerçek amacın sınırlı özden kozmik öze geçmek olduğunu anlar. Birey varlığının gerçek özünü ve maddi düzeyin ötesinde olan ÜSTÜN ÖZ’ü keşfetmelidir.

Birey kendisinin gerçekten kim olduğunu anlayacağı zaman gelecektir. Buna kendini idrak etme denir. Gerçek meditasyon sonucu birey SAMADHİ haline ulaşınca kendini gerçekleştirme veya idrak etme meydana gelir. Spiritüel evrimin amacı budur. Kendini idrak etme tüm isteklerin gerçekleştirmesine götürür, ona ulaşınca kazanacak veya kaybedecek hiçbir şey kalmaz; sadece devamlı varoluş hali mevcut olur.

Evrensel insan, evrensel bilgeliğe sahip olan insandır.

YOGA/Dhyana Meditasyon
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

13 Nisan 2016 Çarşamba

Ailesel Karma


Önceki hayatlarda birbirleriyle yakın ilişkilerde bulunmuş ve yoğun bağlılık geliştirmiş ruhlar aynı ailede doğar ve ailesel KARMA oluşur.
Evlenen çiftlerin önceki hayattan gelen bağlılığı sevgi veya nefrete dayanabilir. Önceki hayatlarında kötü ve nefret dolu evlilikleri olmuş kişiler negatif Karma ile bağlanmış çiftlerdir. Bu kişiler bu yaşamda yeniden tanışıp evlenirler ve sorunlar yeniden başlar. Önceki hayatlardan, pozitif Karma ile birbirine bağlı mutlu çiftler de vardır. Onlar tanıştıkları andan itibaren güzel şeyler olmaya başlar ve aradığı insanı bulduklarını hissederler. Mutlu çiftler pozitif karmalarının tükenmemesi için mutluluklarının sürekliliğine bağlanmamalı ve karşılıklı spiritüel gelişim için çalışmalıdırlar.

Önceki hayatlarında spiritüel tekamül için birlilkte çabalayan kişiler de bu yaşamda evlilik ilişkisi kurabilir. Bu kişilerin arasındaki bağlantı saf ve pozitiftir. Spiritüel gelişim için çabalayan bir çift ilişiklerini hiç zorlamadan yürütür. Sevgileri ruhi düzeyde olduğu için egolarını aşabilir ve kendilerini diğerinin yerine koyabilir. Bu tür çiftler birlikte YOGA yapmaya meyillidirler ve bu durumda hızla tekamül ederler.

Ebeveyn/çocuk ilişkisi, geçmiş hayatlara doğru uzanan ailesel Karmanın zincirlerinden bir halka olarak meydana gelir. Aile bireylerine olan bağlılık, belirli bir sülalede doğmaya zemin yaratır. Ailesel Karma yüzünden insan atalarına karşı sorumluluk taşıdığı gibi ataların yaptıkları ile de yükümlüdür. Ruhi varlık bir ailede doğduğunda, ailenin sunduğu olanaklardan yararlandığı için ebeveyn ve ataların Karmasından da etkilenir. Ailenin refahını sağlamak için atalar tarafından gerçekleştirilmiş olumsuz eylemler sonraki nesillere de dayanır. Ataların negatif edimleri sayesinde kazanılmış servetten yararlanan sonraki nesiller negatif Karmanın etkisi altına kalırlar.

Ebeveyn/çocuk arasında ki KARMA, en zor çözümlenen Karma çeşididir, zira bu ilişki çok yakın olduğu gibi bağlılık da o derece büyüktür. İşin içinde yoğun duygular olduğu için üzmek çok kolaydır. YOGA yolunda aile KARMAsı dengeli ve pozitif bir şekilde çözümlenir ve birey aydınlanmaya doğru büyük bir adım atar.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

Aşkın Merkezi Ol

İstisnasız herkesin manevi sorunları vardır, çünkü herkesin bencilliği var. Bencillik hep sorun çıkaracak ve sorunlardan en büyüğü aşk acılarıdır. Âşık olmak herkese nasip değil, ama nasip olunca da bencillik yüzünden aşk acıları peşini bırakmaz.

Bencillik çocuklukta edinilir ve kişiyi hayat boyu rahat bırakmaz. Birey bencilliği aşmayı öğrenmezse, gerçekten âşık olamaz ve insanlarla rahat edemez. Bencillik aktif olunca çatışmalar ve mücadele kaçınılmazdır.

Birey bir an sessizliğe dalsa bile bencillik herkese hükmetmenin yollarını arar. Bencilliğin kölesi olan insan dünyanın merkezi olmak ister. O bencilliğin kölesidir ama dünyanın efendisi olmak ister. İşte bu çıkmazdan çıkılmaz.

Eğer dünyanın efendisi olmak istiyorsan önce bencilliğin efendisi ol. Sen bencilliğin efendisi olunca dünyanın efendisi olmaktan vazgeçeceksin çünkü bu boşuna zaman kaybıdır. Dünyanın efendisi olmaktansa aşkın efendisi ve dünyanın merkezi olmaktansa aşkın merkezi ol – mutlu olacaksın.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

Bedava Tavsiyeler Neden Kullanılmaz

Sorunların çözümü bilgiseldir acıların nedeninin kökünü göstermektir.  Ama bu birde pratikten ibarettir. Sizin o kişiye bilgiyle birlikte pratik çözümler sunmanız gerekir. Bu sadece teselli şeklinde değil, bu sadece tavsiye şeklinde değil bu pratik bir uygulama şeklinde olmalıdır. Yani kişi ne yapacağını bilmelidir. Bu acının ötesine nasıl geçeceğini bilmelidir. Bu dünyada bedava verilen ama kimsenin kullanmadığı şey, tavsiyedir. Bedavaya herkes tavsiye verir ama kimse de onu kullanmaz. Bedavaya dağıtılan ama kullanılmayan şey, tavsiyedir. O yüzden tavsiyenin ötesine geçmeniz gerekir. Pratik bilgelik bundan ibaret o acıyı dindirmek için araçlarınız var ve siz onları sunuyorsunuz.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

10 Nisan 2016 Pazar

Gizli Rüyaların Gerçekleşmesi

Gezegenimizde bulunan her karakter yapısı, aslında yoldan sapmış bir enerji dönüşüm sisteminin modelidir. Öncelikle, enerji kanal ve merkezleri tıkanır. Sonra enerji akımları bloke edilerek yavaşlar. İnsan bunu olumsuz inançları, ön yargıları ve kompleksleri doğrultusunda yaşayarak gerçekleştirir. Çoğu zaman gerçekliğin dışındadır, çünkü evreni olduğu gibi değil, inandığı gibi algılar ve buna göre davranır. Bu da dengesizliklerin baş nedenidir. Birey gerçeklikten kopar ve yaşantısındaki acılara neden olur.
Istırapların kıskacında olan insan er ya da geç, bir şeylerin yanlış olduğunu anladığında kendi eylemlerini sorgulamaya başlar ve bu gidişi düzeltmek için araçlar arar. Kendini ve enerji sistemini geliştirmek için Yoga tekniklerini uygulamaya başlar. Böylece enerji tıkanıklıkları giderilir ve enerji akışı serbest bırakılır. Birey gerçekliği daha geniş bir bakış açısından görmeye başladığında, olumsuz inançlardan kurtulur ve çevresini olumlu bir şekilde etkiler. Böylece enerjiyi dönüştürür. Birey blokajlardan kurtularak gerçekliğin bilmediği yönlerini algıladığında, enerji serbest kalır ve hep yapmak istediği şeyleri yapmaya başlar. Blokajların ortadan kalkmasıyla kişinin çocukluktan beri sahip olduğu gizli rüyaları gerçekleşir ve mutluluğa giden yol açılmış olur.
YOGA Prana Vidya – Biyoenerji Bilimi Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

Meditasyon ve Öğrenci

Meditasyon yaparak sadece olumlu olayların gerçekleşmesini beklemek yanlış olacaktır, çünkü olumsuz olaylar da bir süre yaşanacaktır.Karma hemen durdurulamaz.Öğrenci beklentisiz olmayı öğrenmelidir çünkü meditasyon bir olgunlaşma sürecidir.Meditasyon yapan kişi sürekli olumlu sonuçları düşünmemelidir, aksi halde kişi kendini şartlandıracak ve bir şeyler ters gittiğinde hayal kırıklığına uğrayacaktır.Fakat meditasyon konusunda bir şey kesindir; şu an bulunduğunuz yerde kalmayacaksınız, meditasyon sayesinde değişeceksiniz, gelişeceksiniz ve ilerleyeceksiniz.Birey şu gerçeği öğrenecektir:Yaşamın temeli sahip olmak değil, var olmaktır!

Yoga Dhyana Meditasyon 12.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

6 Nisan 2016 Çarşamba

Beslenme Çakraları

Beslenme Çakraları köprücük kemiklerinin iki parmak altında yer alır ve girdapları öne doğru bakar. İşlev bozuklukları sorumluluktan bunalma, sorumluluk korkusu, yaşanan deneyimlerden ders almama ve aynı duruma tekrar düşme şeklinde ortaya çıkar.

Bu Çakra merkezleri bebeklerin beslenme kaynakları olan kadın göğüsleriyle yakından ilişkilidir. Kadınların bebekleri emzirme döneminde bu merkezler erkeklerdekinden daha aktiftir.

Yoga Prana Vidya Biyoenerji Bilimi 2.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

4 Nisan 2016 Pazartesi

Samsara Nedir

Samsara kelimesi evrende devamlı olarak gerçekleşen yeniden "doğum, yaşam ve ölüm döngüsü" anlamına gelir. Samsara döngüsü Karma yasası sayesinde gerçekleşir. Bu döngüyü günlük hayatımızda da yaşarız. Her gün uyanırız "doğum", gün boyunca bilinçlilik halinde yaşarız ve gece uyuruz "ölüm".
Ölüm ve yeniden doğum, yaptığımız eylemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Rasyonel evrende rastlantıya yer yoktur. Bu yüzden doğal felaketlerin de karmik nedenleri vardır.

Karma Yasası edimlerin ürettiği tepkilerin biriktirilmesine, insanın eylemlerden sorumlu tutulmasına ve telafi edilmesine olanak sağlar. Bu yaşamda telafi edilmemiş eylemlerin karşılığını almak için ruhi varlık yeniden beden alır. Bu da tekrardoğuş yasasıdır.

Karma ve tekrardoğuş yasaları birlikte işler ve insanı geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlar. Ruhi varlık dünyaya birçok defa gelmektedir. Doğum, yaşam, ölüm ve tekrardoğuşun sürekliliği evrensel Karma yasası ile yönetilir. Birey önceki hayatında yaptıklarının sonucunu bu yaşamda alır ve bu yaşamda yaptıklarının sonuçlarıyla sonraki hayatında yüzleşir.

Böylece KARMA sebep-sonuç ilişkisinin ahlaki yasasıdır.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerijisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

3 Nisan 2016 Pazar

Işık Savaşçısı

“Karma sonucu olarak bu yaşam tuhaf mekânlarda tuhaf insanları, nesneleri ve olguları içeren tuhaf bir rüya gibidir. Kişiler hayatınıza koşuşturarak, bağırarak, saçmalayarak girer ve saldırarak her şeyin altını üstüne getirir. Fakat siz hayat kapınızın muhafızı olmalısınız.

Negatif kişiler bedeninize zarar verebilir fakat aydınlanmış ruhi varlık olan size hiçbir zarar veremez. Ekilen tohumun filizlenmesi ve her sene meyve vermesi gibi düzenli günlük Yoga çalışmaları da aydınlanma getirecektir.

Şiddet dolu dünyada aydınlanma düşüncesi yetersiz gelir; karanlık dolu dünyada ışık ulaşılmaz olur; cehalet dolu dünyada bilgelik uzak kalır. Bu durumda, sadece içe dönüp odaklanmak tekâmül için yetersizdir.

Önce iç dünyanıza dalıp aydınlanmanız, sonra da dış dünyaya adım atıp bulduğunuz bilgiyi ve ışığı başkalarına aktarmanız gerekir. O zaman iç dünyanızı dış dünya ile dengeli hale getirebilirsiniz. Artık Orijinal Yoga Sistemi’nin ve aydınlanmanın ışığını tüm dünyaya yayma zamanı gelmiştir.

Şiddet kullanmayan, sevgi ve merhametle kuşatılmış ışık savaşçısı olmalısınız. Bilgelik kılıcını elinize alıp aydınlanma meşalesiyle bu dünyanın karanlığını dağıtmalısınız.

Acılar içinde kıvranan milyonlarca insan her derde derman olan bu ışığı beklemektedir. Zaman kaybetmeden bu paha biçilmez hizmeti insanlığa sunarak kendi tekâmülünüzü hızlandırabilirsiniz. Tekâmül etmek için harekete geçmek gerekir. “

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak kitabı “Aydınlanma Aşamaları” bölümünden alıntıdır.

1 Nisan 2016 Cuma

Toplumsal Huzur

İnsan toplumunun kurallara ihtiyacı olmasının nedeni insanın kendi doğasına göre yaşamamasıdır. Birey hayvan olmaktan çıkmış, ancak henüz tam anlamda bir insan olamamıştır.
Birey ebedi doğasını unuttuğu için doğal insani davranışlarını da kaybetmiştir. O yüzden insan öfke, nefret ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu nedenle de insan toplumuna kanun, mahkeme ve polis gerekir.

Tekamül etmemiş insanın kişiliği bir kaos halindedir ve bu içsel kaos dışarı yansıyarak çevrede kaosa neden olur. İnsan içindeki kaosu kontrol edemediği için dışarıdan yardıma ihtiyacı vardır. Bu dışsal yardım kurallar, hukuk ve cezaevleri şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ebedi doğasına göre yaşayan insanlar topluluğu için hiçbir kanuna gerek yoktur. Olgunlaşmış, aydınlanmış ve özgürleşmiş insan kimseye zarar veremez. Eğer toplum gerçekten insan olma yönünde tekamül ederse tek geçerli kanun sevgi olacaktır.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

31 Mart 2016 Perşembe

ALGI NEDİR


Algı duyu organları aracılığıyla verilerin seçilmesi, alınması, düzenlenmesi ve yorumlanmasıdır. Algı kelimesi almak sözcüğünden gelir. Algı bir şeye dikkati yönelterek, o şeyin farkına varmak ve idrak etmektir.

Her bireyin algı kapasitesi farklı olduğu için nesnel dünyayı farklı algılar. Algının bireyden bireye farklılığı algılayan kişinin duyusal, sinirsel, beyinsel  ve zihinsel durumuyla ilgilidir. Önce duyu organları bir nesneyi algılar ve verileri sinir sistemi aracılığıyla beyne iletir. Sonra veriler beyinden zihinsel alana yansır.
Algı bireyin içten ve dıştan aldığı uyarımların zihinde yorumlanmasıdır. Algı doğru ya da yanlış olabilir. Yanlış algı, göz yanılsaması veya olmayan bir şeyi hissetmek şeklinde olabilir.

Algı işleminde hem objektif yani nesnel, hem sübjektif yani öznel unsurlar bulunur. Bu yüzden algılanan şeyler gerçeğin bizzat kendisi değil, gerçeğin duyu ve zihin aracılığıyla bir yorumudur. Mutlak Gerçek'i yaşamak için birey algı düzeyinin ötesine geçmelidir.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

30 Mart 2016 Çarşamba

Çakra Açmak

Yoga, Orjinal şekilde yapılmalıdır ve "Yoga'yı geliştirmek" gibi bir ifade tamamen anlamsızdır. Orjinal Yoga Sistemi kendiliğinden mükemmel ve tamdır. Yoga yapan gelişime gereksinmektedir, Yoga'nın gelişmeye ihtiyacı yoktur. Diğer yandan, gelişimini tamamlamamış biri nasıl olur da mükemmel birşeyi geliştirebilir ki? Zaten bu yüzden Yoga milyonlarca yıldır insanoğlunun ilgisini çekmektedir. Sonradan tasarlanmış yöntemlerin hiçbir yararı yoktur!!!!

Bazı kişiler insanlara Kundalini'nin (vücuttaki evrim enerjisi) derhal hareketlendirilebileceği ve Çakralarının (vücuttaki enerji merkezleri) hemen açılacağı vaadeinde bulunmaktadırlar. Bu tür vaadler gerçeklere dayanmamaktadır. Kundalini ve Çakralar yalnız insanın kendi çabalarıyla, doğru teknikler uygulayarak ve gerçek Yoga Üstadının yardımlarıyla aktifleşebilir. zaten çakralar hiçbir zaman tamamen kapalı olmaz. Çakraların kapalı olması ölüm demektir. Çakraların aktivitesi çok düşük olabilir ve onları canlandırmak, dengelemek ve uyuma sokmak gerekebilir. Eğer biri size "çakralarınız kapalıdır" derse, bilin ki bu kişi Çakralardan hiçbirşey anlamıyor!!! Çakra ve Kundalini teknikleri Orjinal Yoga Sisteminin beşinci Pratyahara basamağında uygulanmaktadır. Bu teknikler yalnız ve yalnız önceki dört basamaktaki tekniklerin uygulanması sonrasında yapılabilir. Aksi halde buna yönelik çabalar sinir sistemini tamamen çökertebilir.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf'ın
Yoga Nedir Ne Değildir Kitabından alıntıdır.

29 Mart 2016 Salı

Olumsuz Düşünce Sonuçları

Gün içinde zihninizi meşgul eden düşünce modelleri bilinçaltı zihinde kalıplar oluşturur. Sonrada bu bilinçaltındaki kalıplar günlük yaşamda sizi yönlendirir. Yaşamınız bu şekilde bilinçsizce kalıplaştırdığınız zorluklarla doludur."Yapamam","yapamayacağım", veya "asla başarılı olamam"gibi ifade şekilleri, temeli bilinçaltına yerleştirilmiş kalıplara dayanmaktadır. Böylece bilinçaltınız aslında yapabilme yetisine sahip olduğunuz şeyleri bile yapamamanıza neden olacaktır.

Olumsuz düşünceler, belirli şeyleri yapamayacağınıza dair inançların oluşmasına neden olur. Olumsuz inançların oluşmasında olumsuz düşüncelerin büyük etkisi vardır. Aslında düşünceler, kendilerini var edebilmek için tekrarlanırlar. Örneğin insan kendisiyle ilgili olarak "Ben yoga yapmak ve yeni şeyler denemek için çok yaşlıyım" gibi olumsuz düşünceye sahipse, bilinçaltında bununla ilgili bir kalıp oluşturur. Sonra da bilinçaltının etkisiyle, bireyin kendi varlığıyla ilgili herşey , bu olumsuz düşünceyi desteklercesine hareket eder.

Yoga Dhyana Meditasyon Kitabı 2. Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi AKİF MANAF

Kaderin Efendisi

Genel insan mutluluğu dışta arıyor, dışsal objelerde. Dışsal mutluluk her zaman geçici olacaktır ve her zaman acıyla sonlanacaktır. Bunu bilin! Mutluluğu ne kadar çok dışarda ararsanız o kadar çok acı çekersiniz. Bunun başka kuralı yok! Başka türlü olamaz. Kader bu. Kader diyorlar ya 'alın yazısı değişmez' , bu konuda değişmez. Gecici bedensel mutluluk acılarla sonuçlanır. Çünkü, nasıl gündüzün gecesi varsa alınan zevkinde acısı vardır. Düalite dünyası böyle işler ve kader de bu işleyişi sağlar. Sigara içerek zevk alıyorsan akciğer kanserinden de acı çekeceksin. Rakı içerek zevk alıyorsan karaciğer kanserinden de acı çekeceksin. Et yemekten zevk alıyorsan bağırsak kanserinden de acı çekeceksin.
Ama eğer kaderin efendisi olmak istiyorsanız o zaman içe döneceksiniz. O zaman gerçek mutluluğu bulacaksınız, çünkü kaynak gerçek özde. Kaynak  sizde, anahtar sizde; siz kaynaksınız. Çünkü mutluluk ruhi özünüzde, gerçek doğanızda bulunuyor.

Büyük Üstad Akif Manaf
Kader Nedir ve Nasıl Kaderin Efendisi Olunur? İsimli kitabından alıntıdır.

28 Mart 2016 Pazartesi

Öfke ve Rahatsızlık

Bazen insan öfkesini kontrol ettiğini düşünür fakat öfke bilinçaltında saklıdır. Kişiliğin büyük bir kısmı bilinçaltına gömülmüştür. Aslında öfke dönüşmüş bir istek biçimidir. İstediğiniz gerçekleşmeyince öfkeleniyorsunuz. Egonuzu sürekli beslediğiniz için öfkeleniyorsunuz.

Çoğu insan öfkeye sahip olduğunda öfkesini saklamaya çalışır. İyi biri olarak görünmek için öfkesini bastırır. İçi öfke dolu olmasına rağmen dışta gülümser. Sonuç olarak birgün öfke kontrolden çıkar ve zararsız birisinin üstüne boşaltılır. Öfkenizi içinizde tutup bastırmak yerine Yoga teknikleri uygulayarak öfkeden kurtulun.

Duyguların kaynağı anlaşıldığında, duygular ne kadar gizli olursa olsun duygusal sorunları çözmek kolaylaşır ve rahatsızlıklar giderilir. Rahatsızlık hisseden kişi zayıf olduğu için rahatsız olur. Eğer biri sizi rahatsız ediyorsa siz ondan daha zayıfsınız demektir. Çünkü güçlü kişilik rahatsızlık duymaz.

Yoga Samadhi Sınırları Aşmak Kitabı 10.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

KARMA YASASI


Karma, tüm evreni kaplayan devasa bir ağdır. Bu ağın içinde sonsuz etki-tepki, itme-itilme dizileri oluşmakta ve yaşamların bağlı olduğu içsel oyunlar oynanmaktadır. Evrende şans ya da rastlantı diye bir şey yoktur. Bize tümüyle tesadüf gibi görünen olaylar, Karmanın gizli kaynaklarından meydana gelmektedir.

İnsan kendi ördüğü bir karmik ağın içinde hapsolmuş durumdadır. Birey kendi karmik ağını kendi eylemleriyle örer. Yaşam Karmadan oluşur. İnsan sürekli bir etki-tepki döngüsünün içindedir. Yaşam kader ve özgür irade arasında gidip gelir.

Evrensel Karma ağı çok karmaşık bir olgudur. Bu, tüm kainatı saran ve etkileyen kozmik bir fenomendir. İnsan zihni Karma yasasının nasıl çalıştığını tam bir şekilde idrak edemez. Yalnızca YOGA sayesinde insan yüksek bir bilinç düzeyine ulaştığında karmik etki-tepkilerin gizemini çözebilir.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

27 Mart 2016 Pazar

GÜVEN VE İHANET

"Tekamül yolunda sarsılmaz bir güven düzeyine gelince bebek gibi masumiyet düzeyinde güveneceksiniz. Hesap yapmayacaksın.
Bana soruyorlar: "O eğitmen, şimdi gitti, şimdi bize zarar veriyor. Siz nasıl ona güvendiniz. Bilmiyor muydunuz!"
Biliyorduk.
Ama bu tekamülün ve ruhsal hayatın bir özü: GÜVENMEK!
Hesap yapmamak! Bu nereden kaynaklanıyor, buna ne zaman varacaksınız: Kendinize sarsılmaz bir güveniniz olunca kimse o güveni sarsamaz. Güveniyorsun, ihanet ediyor, umursamıyorsun. Umursamıyorsun. Devam ediyorsun. Devam ediyoruz. Birileri birşeyler çeviriyor, orada bir şeyler yapıyor, birşeyler kuruyor. Kursun o kendine zarar veriyor. O güveni sarsınca kendini sarsıyor. "
Büyük Üstad Akif Manaf

26 Mart 2016 Cumartesi

Academy'den Neden Ayrılıyorlar?

"Böyle olunca kopuş olacak. Şimdi insanlar soruyorlar: Hocam, bu kişi şu kadar sene burdaydı, şimdi gitmiş, bilmiyor muydunuz? Aslında hayret edilecek şey gidenler değil, kalanlardır. Gidenlere, kopanlara hiç hayret etmiyoruz. Kali Yuga'da yaşıyoruz, cehalet döneminde yaşıyoruz. Kalanlar hayrete düşürüyor. Onlar nasıl oluyorda kalıyorlar? Asıl soru budur! Asıl başarıda budur! Bu Orijinal Yoga Systemi'nin başarısıdır. Çünkü bu kişiler aydınlanıyor!
Ama buradaki fark nedir: Kopanların hepsi ama hepsi maddi isteklerle gelenlerdir ve o isteklerden vazgeçmeyenlerdir. Bir anlamda Orijinal Yoga Systemin'de Yoga Academi'ye gelen herkes belirli isteklerle geliyor. O istekler spiritüel istekler olabilir, bilgi edinmek ama ne için? Bilgili gözükmek için, yani böyle herkese anlatmak için. Ego her zaman olacak çünkü egosuz olmak zaman alır. Sonra dilediklerine ulaşınca o bilgiyle, o ulaştığı noktada ne yapacak kişi? Yani ne zaman samimiyet ortaya girecek, ne zaman aydınlanıp arınacak ve arınmak isteyecek mi?
Eğer egosunu bırakmıyorsa kalamıyor! Kalamıyor!
Bakın ne oluyor; eleştirmeye başlıyor. Şimdi bu böyledir, ben daha iyiyim, ben daha iyi bilgiliyim, o öyle yapıyor ve ben ben ben ben ben ben ben ben... Uzaklaşıyor. Bizde ona yolun açık olsun diyoruz. Yani olay budur. O yüzden olacak..."
Büyük Üstad Akif Manaf

AYDINLANMIŞ İNSAN NE YAPAR

"...Aydınlanmış insan başkalarının tekamülüne yardım eder çünkü onların tekamülü kendi tekamülüne katkıda bulunur. Zeki insan bu gerçeği anlar ve buna göre hareket eder.

Yoga Academy'nin kuruluş amacı, herkesin tekamül etmesidir. Tüm toplumun, tüm gezegenin ve tüm evrenin… Herkesin tekamül etmesini istiyoruz ve bunun gerçekleşmesini sağlıyoruz...

Yayınlanmış otuz altı kitaplardan tüm gezegen yararlanıyor. Bu paha biçilmez bilgilerden, bizi düşman olarak görenler de yararlanıyor, bizi eleştirenler, bize iftira atanlar ve hakaret edenler de kullanıyor. Çünkü başka benzer bir kaynak yok!
Önemli değil, kullansınlar, bir gün akılları başlarına gelir, gelmezse de başları akılsız kalır…"

Büyük Üstad Akif Manaf

25 Mart 2016 Cuma

MASKE

Samimiyetini korumak için maske kullanmaktan vazgeç ve tüm maskeleri bırak. Bu seni samimi ve dürüst yapar. Üzgünsen üzgün olduğunu, kızgınsan kızgın olduğunu, perişansan perişan olduğunu vb. söyle; duygularını bir maske altında saklamaya çalışma. Eğer kızgınlığını ifade edersen kızgınlığın geçer ve öfkeye dönüşmez ama eğer kızgınlığını sahte bir tebessüm arkasında saklamaya çalışırsan bir süre sonra kontrol edilemez bir öfke patlaması yaşarsın. Kullandığın tüm maskeler seni sadece samimiyetsiz yapmaz, sana zarar da verir. Öfke bir zehirdir ve onu bastırarak maske arkasında saklamaya çalışırsan bu zehir tüm vücuduna yayılır ve tahribata neden olur. Eğer üzgünsen üzgünlüğünü ifade et, yalandan gülümsemeye ve mutlu olduğunu göstermeye çalışma- bu sahtelik olur. Üzüntü kötü bir şey değil, onu ifade et- geçmeye başlayacaktır. Ama eğer üzüntünü bastırır ve mutluluk maskesi kullanırsan bir gün gerçekten son derece mutsuz olursun. Negatif duygular bastırılınca pozitif duygular da ortaya çıkamaz. Örneğin nefreti bastırınca sevme zamanı geldiğinde gerçekten sevemezsin. Veya ağlamayı bastırınca daha sonra doya doya gülemezsin. Birey maskeler kullandığında duygusal mekanizma bozulur ve duygusal tıkanmalar oluşur. Enerji merkezlerinde ve kanallarında blokajlar ortaya çıkar. Enerji serbestçe akmaz ve duygusal ifadeler sahte ve suni olur. O yüzden samimi olmak ve duyguları bastırmamak sağlıklı olmanın temelidir. Samimi insan duygularını doğal olarak ifade eder ve doğal bir sağlığa kavuşur. Samimiyet kendin olmak demektir. Kendin ol, o zaman bütün sorunların ortadan kalkacaktır.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

24 Mart 2016 Perşembe

Meditasyon

"Hakkınızda negatif düşünceye sahip olan insanlarla çevrelenmek, bilinçaltındaki negatif zihinsel kayıtlar kadar yıkıcı etkiye sahiptir. Yoga sayesinde pozitifleşerek pozitif insanları kendinize çekeceksiniz; negatif kişiler ise sizden uzaklaşacaktır. Bu da büyük bir rahatlamaya, esenliğe ve mutluluğa neden olacaktır. Bunun için doğru meditasyon teknikleri uygulanmalıdır, aksi halde meditasyon bir hayalden öteye geçmeyecektir. Doğru meditasyon aracılığıyla başka dünyaların kapılarını kendinize açabilirsiniz.
Meditasyon hayatta mutlu olmanızı engelleyen şeyleri bulup ortaya çıkarmanıza yardımcı olacaktır. Sizi mutsuz eden şeylerin farkında olmadan ya da onları görmezden gelerek mutlu olamazsınız. Meditasyon sayesinde sorunların kaynağını keşfedip onları ortadan kaldırarak mutlu olabilirsiniz.""

"Yoga: Dhayana -Meditasyon" Kitabı 2.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf