<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






30 Mayıs 2016 Pazartesi

Karar Almak

Bilgi yoksunluğu cehalettir, ışık yokluğu ise karanlıktır. Karanlık ve cehalet kendine has bir mevcudiyete sahip değildir. Işık olmadığında karanlık, bilgi olmadığında ise cehalet hüküm sürer. Hayatınıza ışık ve bilgelik getirince karanlık ve cehalet kaybolur.

Seçim sizindir; karanlığı ya da ışığı seçebilirsiniz. Her zaman seçim yapmak için iradenizi kullanmalısınız. Ya karanlıktayken iradenizi kullanıp ışığı yakarsınız ve her taraf aydınlanır ya da hareketsiz kalırsınız ve karanlık sürer.

Fakat iradenin de sınırları vardır, yani iradenizi kullanabilirsiniz ama bir yere kadar. Mesela ışığı yakmak istersiniz ama elektrik yoksa yakamazsınız, mumu yakmak istersiniz ama ateş yoksa yakamazsınız.

İradenizi sınırlayan unsur kaderdir. Kader veya Karma yasası ektiklerinizin biçilmesidir. Daha önce iradenizi kullanarak seçimler yapmışsınız ve seçimlere göre eylemlerde bulunmuşsunuz. Bu eylemler belirli sonuçlar doğurmuş ve bu sonuçlar şimdiki seçimlerinizi ve iradenizi engelliyor.

Örneğin iradenizi kullanarak bir araba aldınız, aldığınız arabanın kapasitesi belliyse arabayı kullanırken belirli bir hızın üzerine çıkamazsınız. Daha hızlı gitmek istersiniz ama gidemezsiniz.

Böylelikle geçmişte verdiğiniz kararlar şimdiki kararlarınıza da engel olur yani kendi kendinizi engellemişsiniz. Bu prensibi çok iyi anlamanız gerekiyor; karşılaştığınız tüm engeller sizin yarattığınız engellerdir. Bunu bilen kimseyi suçlamaz.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak Kitabından alıntıdır.

29 Mayıs 2016 Pazar

Merkezlenmek

''...Tüm acılar yanlış şeylere merkezlenmekten kaynaklanır. İnsanın bir merkeze ihtiyacı vardır; ama gerçek merkezinin ne olduğunu bilmediği için anne - babaya, eşine ,çocuklarına, dostlarına vb. merkezlenmeye çalışır. Bu çabalar olumlu sonuçlar vermez ve acılara neden olur. Ta ki insan bir gün cehalet uykusundan uyanıp gerçek merkezin ne olduğunu keşfedene kadar. Gerçek merkez keşfedilince acılar dinmeye başlar. Gerçek merkez dışarıda değil, içeridedir. Gerçek merkez sizin ebedi ölümsüz varlığınızdır. Merkezlenme o zaman başlar. Merkezlenme öz farkındalıkla başlar. Uyanmak ,kim olduğunun farkına varmak, bunu devamlı anımsamak ve bu farkındalığa dayanarak hareket etmek. Merkezlenme süreci budur. Merkezde olmak için ebedi ruhi varlık olduğunuzu devamlı anımsamanız ve bu farkındalığa göre hareket etmeniz gerekir. Beden olarak değil ruhi varlık olarak hareket etmek. Merkezin farkına varmak için bir Üstada ihtiyaç vardır. Merkezin farkına varmak ve merkezlenmek için merkezin farkında olan merkezleşmiş bir bilirkişi gerekir. Aksi halde asla merkezlenemezsin. Uzun zamandır merkezsiz yaşıyorsunuz ve tekrar merkezi bulmak için Üstad vazgeçilmezdir. Merkezleşmiş enerjiyi Üstadtan almadan kimse  merkezlenemez. Çünkü merkezlenme zihinsel ve fiziksel çabaların sonucu değil , enerjisel aktarımın sonucudur...''
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf'ın Farkındalık Nedir Ve Nasıl Farkında Olunur? Adlı Şaheserinden alıntıdır.

27 Mayıs 2016 Cuma

SABIRSIZLIK

Sabırsızlık içsel bir boşluktan kaynaklanıyor. İçsel boşluk doyumsuzluktan kaynaklanıyor. Doyumsuzluk gerçekleşmeyen hayallerden kaynaklanıyor. Gerçekleşmeyen hayaller uyanmamış potansiyellerden kaynaklanıyor. Uyanmamış potansiyeller kendini özünü bilmemekten kaynaklanıyor. Ve özünü bilmemek genel bir yanılgıdan kaynaklanıyor. Ve yanılgı kendini beden olarak görmekten kaynaklanıyor ve kendini beden olarak görmek yanılgının bir parçası.İşte kısır döngü gerçekleşti. Sen bu yanılgının içine düşünce hep sabırsız olacaksın. O yüzden ne zaman sabırsız olursan kendine şunu söyle "ben beden değilim" ve hemen orada kalacaksın sabırsızlığa yer kalmayacak. Boşluk dolacak. Anlayış olacak. Sabırsızlık kaybolacak. Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

26 Mayıs 2016 Perşembe

YOGA

"Yoga, şahane bir bilimdir. İnanmayı öğretmez, bilmeyi öğretir. İnsana, "kör bir takipçi ol" demez. "Gözlerini aç ve kendin gör" der. Ve bireye gözlerini nasıl açabileceği konusunda teknikler öğretir. Hakikat hakkında mükemmel bir bilgi sunar ve spiritüel vizyona nasıl ulaşılacağı hakkında herşeyi söyler. Gözlerin nasıl açılacağını, görme kapasitesinin nasıl geliştirilebileceğini, gerçeğe nasıl ulaşılacağını, böylece spiritüel evrim konusunda gereken her şeyi gösterir. Bir insanın düşünebileceği ve tüm inançların bir araya getirebileceğinden daha ötededir Yoga. Her şeyi içeren sınırsız ve sonsuz kutsallıktır."

Yoga Nedir? Ne değildir?
Büyük Üstad Akif Manaf

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Sen olmadan da...

Yüksek bir yere çık ve etrafı oradan gözlemle. Hayat sen olmadan da devam ediyor. Sen katılmasan da hayat devam edecek. O zaman koşuşturmanın ve kendini yıpratmanın ne anlamı var? Bu soru uyanışa neden olacaktır. Hayatın sensiz de devam edebileceği gerçeğinin farkına vardığında varlığının uzun zamandır ihmal edilmiş boyutunu keşfedeceksin.

Bu, dünyaya ait olmayan boyuttur. Metafiziktir, o yüzden dışarıdayken fark edilmezdir. Dünyayı dışarıda bırakınca fark edebileceksin. Bir kapı ol ve dünyaya ait olan herşeyin dışarı çıkmasına izin ver. İçeride kalan tam da ihtiyacın olan şeydir. O bütünleşmeni ve olgunlaşmanı sağlayacaktır.

Koşuşturarak ve sözde "iyilik" yaparak bu dünya dönüşemez ve pozitifleşemez. Bu dünyanın pozitif yönde dönüşmesi için insan olgunlaşmalı ve evrensel titreşime akort olmalıdır. Olgunlaşan her birey toplumun olgunlaşmasına neden olacaktır. Dünya bu şekilde pozitif yönde dönüşebilir…

Büyük Üstad Akif Manaf

22 Mayıs 2016 Pazar

Neden Şavaşıyoruz

Siz çiplenmişsiniz. Kötü haber. Bir savaşma çipi yerleştirilmiş. Çocukluktan bile. Diyor ki, bak, okulda en iyisi olacaksın, en iyisi. Çabalayacaksın, görevlerini yapacaksın, ödevlerini yapacaksın. Çocuk istemiyor, sıkıcı, zorla yapıyor. Savaşıyor, kendisi ile mücadele ediyor, çevresi ile mücadele ediyor. Çocuk sürekli bir mücadele içinde. Siz çocuklarınızı biliyorsunuz. Çocuğu olan biliyor. Çocuklara deyin, yarından itibaren sadece istediğinizde okula gelin. İstemediğinizde gelmeyin. Kaç kişi gelir okula? Kimse gitmez. Okula gitmek istemiyorlar. O yüzden zorla gidiyorlar.
Çocuğu olan biliyor. Sabahtan bir savaş başlıyor. Çocuk okula gitmek istemiyor. Yetişkin artık robotlaşmış. Yetişkinler bozulmuşlar. Çocuk normal, hala bozulmamış. Okula gitmek istemiyor. Ama yetişkin diyor ki gideceksin. Orada didişme başlıyor. Uyan toplan git, çocuk gitmek istemiyor,  onu zorla hazırlıyorlar, paketliyorlar ve  zorla okula gönderiyorlar. Orda savaşıyor, mücadele ediyor. Sonra çocuklar hırçınlaşıyor ve birbirinin kafasını kırıyor. Ne olmuş! Bu çocuklar neden agresif! Sürekli beni arayıp soruyorlar: Çocuğum neden agresif? Nefes alsın! Çocuk nefes alamıyor! Teneffüsü,  arayı bekliyorlar. Ders bitiyor, deli gibi hepsi dışarı hucum ediyor, didişiyor, dövüşüyor, kavga ediyor, o kitaplarla birbirlerinin kafasına vuruyorlar hatta çantası ile ve savaş alanına dönüşüyor oralar!
Yani savaş bu! Savaş sürekli!
BU ÇOCUKLUKTAN BAŞLIYOR!
SONRA O ÇOCUKLAR BÜYÜYOR! 
Sonra o çocuklar büyüyünce bu tarz savaşlar büyüyor. Daha ciddileşiyor!
Bazıları partilerde savaşıyor. Bazıları takım tutup savaşıyor. Bakın statlarda neler oluyor! Bunlar spor yapıyor! Spor için! Orda spor için savaşıyor, sonra siyasi partilerde savaşıyor ondan sonra ülkeler arasında savaş çıkıyor......
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Hakikat

Sen hakikatin ne olduğunu bilmiyorsun o yüzden de ona ulaşamazsın. Bilen birine ihtiyacın var aksi halde gerçek olmayan sözde “hakikatin” peşinden gidersin ve hayal kırıklığına uğrarsın. Hakikat gizemlerin gizemidir ve onu kendi çabalarınla bulamazsın. Bulabileceğini sanırsın ve hatta bazen bulduğunu düşünebilirsin ama bu sadece yanılgının devamı olacaktır. Hakikat yolunda yürümek kolay değil çünkü yalanlara alışmışsın. Sana sürekli yalan söyleniyor ve sende sürekli yalan söylüyorsun. Bu yalan dünyasından ayrılmak kolay değil ve ürkütücüdür. Çünkü toplum seni yalanlarla uyutmuş ve hipnotize etmiş. Bu hipnozdan çıkmak ve gerçekleri görmek cesaret ister. Bugüne kadar inandığın her şey yalanmış. Bu gerçekle yüzleşmek büyük bir darbedir ve korkulara neden oluyor. Sahte kişiliğine alışmışsın ve alıştığın şeylerin bırakılması ürkütücüdür. Sahte kişiliğini bırakmaya başlayınca çocukluk travmaları yüzeye çıkar ve onlarla baş etmek zorundasın. Bu çok rahatsız edici olduğu için kolaylıkla pes edebilirsin.
BÜYÜK YOGA ÜSTADI PARAMAHAMSA YOGAÇARYA MAHA YOGİ AKİF MANAF'IN OLGUNLUK NEDİR VE NASIL OLGUN OLUNUR?

Mutluluk

Mutluluk bir seçimdir; ya sayısız isteklerin peşinden giderek mutsuz olmayı ya da gereksinimlerinizi karşılayarak mutlu olmayı seçersiniz. Eğer şu an mutlu değilseniz demek ki, gerçekleşmemiş istekleriniz var. Kitabı okumaya devam edin mutlu olacaksınız. Mutluluk sakinlik halidir, zihnin hiçbir istekle rahatsız olmadığı haldir.

Mutluluk istek ve acıların olmadığı bir haldir. İstekler mutluluğa değil acılara neden olur. Mutluluk için mücadele etmeniz gerekmez. Mutlu olmak için istekleri bir kenara atıp özünüze odaklanmanız gerekir. Aradığınız mutluluk dışta değil içtedir. Bugüne kadar dış dünya kimseyi mutlu etmemiştir.

Mutlu olmak için kendinizi eğitmeniz gerekir. Kendinizi eğitmek için çabalayınca mutlu olmayı hak edersiniz. Hak etmek çalışarak kapasitenizi artırmak demektir. Samadhi haline derhal girip üstün mutluluğu yaşamak isteği okyanusu bir kovaya koyma çabasına benzer.

Okyanus oradadır ama onu kovaya sığdıramazsınız. Ya küçücük bir kısmını alabilirsiniz ya da çalışarak kovayı okyanusa sığdıracak hale getirebilirsiniz. Yani kovayı okyanus kadar büyüteceksiniz. Samadhi oradadır ama onu bünyenize sığdıracak kapasiteye sahip değilsiniz. Çalışarak yeterli kapasiteye sahip olunca Samadhi halini yaşamayı hak etmiş olursunuz. Ve samimi, beklentisiz çabalarla herkes buna ulaşabilir."

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf'ın 'Yoga:Samadhi-Sınırları Aşmak' Kitabından Alıntıdır.

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Üstad

İnsan bir gün tüm bu yalanlardan usanınca hakikati aramaya başlar. Mevcut kişisel gelişim metotlarını denemeye başlar ve hayal kırıklığına uğrar çünkü onlar da sahtedir. Hakikat ruhi özünde saklıdır ama ona ulaşamıyorsun. Bilincin varoluşsal gerçeğin bir parçasıdır ve ihtiyaç duyduğun her şey özünde mevcuttur. Mutlak Kaynak’tan ayrıldığında özünde hakikati taşıyorsun ve o hakikate ulaşmaya çalışıyorsun ama toplum sana sahtecilik yapmayı dayattığı için hakiki hayata dönemiyorsun. Özündeki hakikate ulaşman için bir hakikat uzmanına, bir Üstada ihtiyacın var aksi halde özündeki hakikate ulaşamazsın. Kişiliğin o kadar sahtedir ki içindeki gerçeğe ulaşamıyorsun. Hakikat özünde bulunsa bile gerçek bir hakikat uzmanı olmadan, Üstad olmadan ona ulaşamazsın. Hakikat özünde saklıdır ve hakikat kapısının anahtarı yalnızca gerçek Üstad tarafından verilebilir. Sen hakikatin ne olduğunu bilmiyorsun o yüzden de ona ulaşamazsın. Bilen birine ihtiyacın var aksi halde gerçek olmayan sözde “hakikatin” peşinden gidersin ve hayal kırıklığına uğrarsın. Hakikat gizemlerin gizemidir ve onu kendi çabalarınla bulamazsın. Bulabileceğini sanırsın ve hatta bazen bulduğunu düşünebilirsin ama bu sadece yanılgının devamı olacaktır. Hakikat yolunda yürümek kolay değil çünkü yalanlara alışmışsın. Sana sürekli yalan söyleniyor ve sende sürekli yalan söylüyorsun. Bu yalan dünyasından ayrılmak kolay değil ve ürkütücüdür. Çünkü toplum seni yalanlarla uyutmuş ve hipnotize etmiş. Bu hipnozdan çıkmak ve gerçekleri görmek cesaret ister. Bugüne kadar inandığın her şey yalanmış. Bu gerçekle yüzleşmek büyük bir darbedir ve korkulara neden oluyor. Sahte kişiliğine alışmışsın ve alıştığın şeylerin bırakılması ürkütücüdür. Sahte kişiliğini bırakmaya başlayınca çocukluk travmaları yüzeye çıkar ve onlarla baş etmek zorundasın. Bu çok rahatsız edici olduğu için kolaylıkla pes edebilirsin.

İşte bu zor durumlarda sana yol gösteren, seni bilgilendiren, sana cesaret veren ve yolunu aydınlatan varlık Üstad olacaktır. Üstad yoldaki tüm zorlukları sana anlatacak ve nasıl aşacağını gösterecektir. Bu zorluklarla tek başına baş etmen imkansızdır. Bunu tek başına yapabileceklerini düşünenler büyük bir yanılgı içindedir. Hayatları boyu kendilerini kandırdıkları için bu konuda da kendilerini kandırıyorlar. Kandırmak bir alışkanlık haline gelmiştir, bundan en çok zarar gören sensin. Olgunlaşmaya başlayınca yaşamana izin verilmemiş çocukluğun ortaya çıkar ve çocuksu davranmaya başlarsın. Bundan korkma yaşanmamış çocukluğunu yaşa. Bundan çekinme. Bir doktor, avukat veya başkan olabilirsin. Çevrendekilerin ne düşüneceğini umursama ve yaşanmamış hayatını yaşa. Bu seni rahatlatacak ve olgunlaştıracaktır. Olgunlaşmaya yardım eden bir unsur da güven unsurudur. Bir bebek annesine ve anne sütüne güvenmezse hayatta kalamaz. Bir bebeğin güveni kesindir, şüphe ve korku içermez. Olgunlaşmak için tıpkı bir bebeğin annesine güvendiği gibi Üstada güvenmelisin. Aksi halde tekamül edemez ve olgunlaşamazsın. Fakat bu güven cahil insanın körü körüne güveninden farklıdır. Bu güven gerçek bilgi ve deneyime dayanan güvendir. Deneyim yaşadığın ve bildiğin için güveniyorsun. İnandığın için değil, bildiğin için güveniyorsun. Kendine güvenmeye başladığında başkalarına da güvenirsin. Özgüvenin ortaya çıkınca özünü keşfeder ve özüne güvenmeye başlarsın.

BÜYÜK YOGA ÜSTADI PARAMAHAMSA YOGAÇARYA MAHA YOGİ AKİF MANAF'IN OLGUNLUK NEDİR VE NASIL OLGUN OLUNUR? ŞAHESERİNDEN

Neye Güveneceğiz

Kendine güven zenginliğe, aileye ve dostlara dayanırsa her an sarsılabilir ama kendine güven içten gelirse her ne olursa olsun sarsılmaz.Ölümsüz olduğunuzun farkına varınca kendinize güveniniz artar.Bedene,duygulara ve zihne güvenmeyebilirsiniz çünkü onlar geçicidir ama ölümsüz öze her zaman güvenebilirsiniz.

Tekamül yolunda icra ettiğiniz her eyleme güvenebilirsiniz çünkü bu eylemler kendinize güveninizi artırır.Ebedi olan şeyler için uğraşınca kendine güven artar,geçici şeyler ise güvensizlik ortamı yaratır.Geçici nesneler ve onlar için harcanan çaba kendine güveni artırmaz.

İnsan ölümsüz olduğunu bilince kendine güveni artar.İçinizdeki ebedi gerçeklikle ilgili farkındalığınız artınca kendinize güveniniz de artacaktır.Ebedi gerçekliğin farkında olmayan cahil insan kendine güvenemez çünkü kendinin kim olduğunu bilmez.Bilincinin ebedi kozmik bilinçten kaynaklandığını bilen insan sarsılmaz bir özgüvene sahip olur.

Genelde insan korkularını incelemekten çekinir.Korkmak alışkanlık haline gelir ve yaşamın bir parçası olur,bu yüzden de birey korkularını hiçbir zaman incelemez.Korkular incelenmeyince artmaya başlar.Korkularınızı incelemek için cesaretli olun.Cesaret bulmak için Yoga tekniklerini her gün uygulayın.

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Akif Manaf'ın "Yoga: Samadhi-Sınırları Aşmak" Kitabından Alıntıdır.

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Negatif Düşünce ve Pozitif Düşünce

Kendinizi zihnin negatif yönüyle ve düşünceleriyle özdeşleştirmemelisiniz. Bunun için zihni kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Zihni kontrol edince bilincin merkezi ortaya çıkacaktır. Siz tüm acılardan özgür olmak istiyorsunuz ama zihnin gücünü anlamıyorsunuz. Zihinden özgürleşmek için zihnin gücünü ve negatif yönünü anlamanız gerekiyor.

Zihin hem yıkıcı hem de yapıcı olabilir. Birey kendini zihnin yıkıcı yönüne kaptırınca kendisini kötü, çirkin, kirli, iğrenç ve yalnız hisseder. Birey kendinin kim olduğunu idrak edemez ve gerçeklere kör olur. Birey korku dolu olduğu için gerçeği görmek istemez ve kendini suçlar.

Kontrolsüz, negatif ve pasif düşünceler zararlıdır. Düşünce tarzının fiziksel hastalıklarda büyük rolü var. Birçok hastalık için tedavi yoktur çünkü birey onları zihninde yaratmıştır. Birçok psikosomatik hastalık böyledir.

Birey zihninde sorunlar yaratır ve bu sorunlar hastalıklara neden olur. Bu yüzden hastalıkların çoğu kişinin kendisi tarafından yaratılmıştır. Psikosomatik hastalıklarda negatif düşünce ve duygular yüzünden fizyolojik ve biyolojik reaksiyonlar değişir.

Zihinde birçok çatışma varsa bu çatışmalar devamlı olarak sinir sistemine zarar verir ve birey acı çeker. Zihni anlamak için düşünceleri anlamak gerekir. Düşünceleri anlamak için duyguları anlamak gerekir, çünkü düşünceler duygulara dayanır.

Düşünce biçimleri hastalıkların meydana gelmesinden sorumludur çünkü birey düşünce kalıplarıyla kontrol edilir. Düşünce kalıpları zihni, zihin ise kişiyi etkiler. Negatif düşünceler insanı depresyona sokar, pozitif düşünceler ise ilham verir.

Birey bir düşünceye takılınca kendini bu düşünceyle özdeşleştirmeye başlar, gerçeği ve kendini unutur. Bu düşünceler negatifse bireyin tüm hayatı altüst olur. Yoga teknikleri sayesinde birey bu negatiflikten kurtulabilir.

Yoga teknikleri aracılığıyla birey düşünceleri kontrol edebilir ve düşüncelerin negatif yöne kaymasını önleyebilir. Pozitif düşünceler üretebilir ve zihni pozitifleştirebilir. Daha sonra birey kendi ürettiği negatif düşüncelerle kontrol edildiğini ve bu yüzden de mutsuz olduğunu anlayacaktır.

Büyük Yoga Üstadı Akif MANAF-Samadhi Sınırları Aşmak Kitabından Alıntıdır.

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Gerçek Yoga

HAFTANIN METNi:

Günümüzde birçok spekülatif, ilginç görünen fakat hiçbir yararı olmayan çalışmalar vardır. Yeni deneyimler peşinden koşturan kişiler bu tür çalışmalara katılarak hem zamanlarını hem de sağlıklarını kaybetmektedir. Bir çalışmayı deneyip sonra da onu yeni biri için bırakmak değerli enerji ve zamanı boşuna harcamak demektir.
Günümüzde insanların kafasını karıştıran iki tür sözde “yoga” çalışması vardır. Birisi Hinduizm tarikatlarının bedavaya düzenlediği sözde “yoga” seansları. Diğeri amatör kişilerin çok ucuza sunduğu yorucu ve sakatlayıcı bedeni zorlayarak yapılan sözde “yoga” dersleri.

Birçok insan senelerce “yoga” adı altında “moga” (sözde yoga) yapıyor. Bu kişiler bir spekülatif uygulamadan diğer spekülatif uygulamaya geçerek, fiziksel ve ruhsal olarak sakatlanarak hiçbir yere varamıyorlar. Yoga adı altında sadece fiziksel egzersizler yapan bireyler kişisel gelişim sağlamadan fiziksel düzeyde takılıp kalmakta ve bu nedenle de egoları şişmektedir. Bu kişiler Yoganın ne olduğunu bildiklerini sanmakta ve yeni bilgilere kendilerini kapatmaktadırlar. Onlara Orijinal Yoga Sistemi’nden bahsedildiğinde negatif tepkiler verirler. Yanlış şeyler yaptıklarını şişmiş egolarına sığdıramıyorlar, bu nedenle de tekâmül edemiyorlar.

Yeni ve farklı uygulamalar heyecan verici olabilir fakat bunun sonu olmaz ve kişi gelişemez. Bu, bir insanın yüz tane kuyu kazıp hiçbir zaman su bulamamasına benzer. Her seferinde birkaç metre kazdıktan sonra yeni bir yerde kuyu kazmaya başlar. Bu nedenle birey doğru uygulamaya iki elle sarılarak sadık kalmalı ve derinlere inmelidir. Birey yalnızca bu şekilde hedefe ulaşabilir.

İnsan zekâsını kullanarak doğru çalışmayı bulmalı ve düzenli olarak yararını görene kadar devam etmelidir. Uygulama tamamlandıktan sonra yeni bir uygulamaya geçilmelidir. Bir uygulamada ustalaşana kadar azimle devam etmek en iyisidir. Birey biraz ondan biraz bundan yaparsa hiçbir zaman DHARANA (Konsantrasyon) deneyimi yaşayamaz.

YOGA/Dhrana Konsantrasyon
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf