<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






yoga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yoga etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Nisan 2019 Pazartesi

Orijinal Yoga Sistemi

Orijinal Yoga Sistemi bedenin, zihnin ve duyguların evrensel gerçeğin bir parçası olduğunu ve insanoğlunun gelişmesi, aydınlanması ve yükselmesi için nasıl kullanılması gerektiğini öğretmektedir.. Orijinal Yoga Sisteminin sekiz basamağı şunlardır:

1. Yama - (Kontrol) Evrensel eylem kontrolü
2. Niyama - (Kesin kontrol) Kişisel eylem kontrolü
3. Asana - (Duruş) Vücut çalıştırma teknikleri
4. Pranayama - (Enerji kontrolü) Nefes ve biyoenerji teknikleri
5. Pratyahara - (Geri çekmek) Astral, Çakra ve Kundalini teknikleri
6. Dharana - (Odaklanma) Konsantrasyon teknikleri
7. Dhyana - (Derin odaklanma) Meditasyon teknikleri
8. Samadhi - (Üstün odaklanma) Üstünyoğunlaşma teknikleri

Pratyahara basamağında birey belirli teknikleri kullanarak duyularını maddi nesnelerden geri çekerek içine almakta ve astral bedene ulaşmaktadır. Astral boyutta duyuların ince enerjetik uzantıları mevcuttur. Bu uzantılar her zaman maddi nesnelerin peşindedir. Bu da devamlı zihinsel ve sinirsel gerginlik yaratmaktadır.

Kaplumbağanın bacaklarını içine çekişi gibi birey duyuların ince enerjetik uzantılarını maddi nesnelerden uzaklaştırarak içine çekmeyi öğrenmektedir. Uygulama esnasında birey astral bedenin üç unsurunu keşfetmekte, denetlemekte ve tecrübeden geçirmektedir.

Astral beden üç boyutludur veya üç çok daha ince enerji türünden veya alanından oluşmaktadır.

Bu enerji alanları şunlardır:

1. Manas
2. Buddhi
3. Ahamkara

Duyularını içine çekerek birey önce Manas düzeyine ulaşmakta ve zihinsel fonksiyonları denetleyerek geliştirmektedir. Sonra Buddhi düzeyine ulaşmakta ve zekasal fonksiyonları denetleyerek geliştirmektedir. Daha da ileride Ahamkara düzeyine ulaşmakta ve egosal fonksiyonları denetleyerek geliştirmektedir. Uygulama esnasında birey fiziksel bedenle ilgili egosunun geçici ve gerçek olmadığını algılamaktadır. Böylece maddi egonun köleliğinden kurtulmaktadır.

Kaynak: Yoga Nedir? Ne değildir?, Büyük  Yoga Üstadı Akif Manaf,

6 Nisan 2019 Cumartesi

HİPNOZ

Hipnoz nedir ve etkileri nedir? Akif Manaf, Zihin konulu sohbetten alıntıdır

“Hipnoz aslında Orijinal Yoga Sistemi tekniklerinden psikiyatristler kullanmış, yararlanmış. Kişi derin gevşemede bilinçaltına inebilir ve orada bulunan negatif telkinleri silebilir. Bu Yoga Nidra yöntemidir. Derin gevşemede bilinçli zihin yatıştığında, biz iç tabakalara, bilinçaltına inebiliriz ve orada onarım yapabiliriz. Gereksiz şeyleri atabiliriz, orası bir çöplük gibidir, tonlarca bilgi orada birikmiş ve çöplük halindedir, onu düzeltebiliriz, değiştirebiliriz, onarabiliriz. Psikologlar bunu kapmış, ve sonra kullanmaya başlamış. Bilinçli zihin telkin almaz, bilinçaltı zihin alır. Çünkü bilinçli zihin düşünür. Ama siz kişiyi rasyonel zihni susturup bilinçaltına indirirseniz neyi kumanda verirseniz onu yapar. Kişinin kalıplanması var mesela kediden korkuyor. Bu bilinçaltında oluşmuş fobidir. Psikolog kişiyi bu şekilde hipnotik hal denilen derin gevşemeye geçiriyor. Kişi gevşeme haline geliyor ve bilinçaltıya iletişime geçiyor. İlk defa kediyle ne zaman karşılaştığını görüyor. Psikolog diyor ki sen kediyle oynadın, onu sevdin, korku geçti. Kişi bunu canlandırırsa korku bitiyor. Hipnoz budur, bir kişinin sizi bilinçaltına indirmesi. Burada olumsuz taraflar şudur, bilinçli zihin ile bilinçaltı zihin arasındaki denge kaybolur. Çünkü onun bilinci dışında bu hallere girip biri tarafından yönlendirilmiş. Psikologlar bunu bildiği için bunu fazla yapmıyor, bir süre yapıp seansları bitirmiş. Bu Yoga’dan alınmıştır, biz bunu bilinçli olarak kendimiz yapıyoruz. Rasyonel zihni bırakıyoruz, derin gevşemeye giriyoruz ve orada mesela şifalanma dvdsinde hastalık gitti diyoruz nefese odaklanarak. Bu şekilde akciğer kanseri öğrenciler iyileşiyor. Zihin altını arındırarak şifalanıyorsunuz. Orijinal Yoga Sistemi’nde Yoga Nidra denilen teknik hipnoz olarak psikolojide oturmuş ve onu kullanıyorlar, hipnoz budur.”

31 Mart 2019 Pazar

BUGÜN EVDE YOGA YAPIN

https://youtu.be/0_YJg8eaZXM

Yoga Academy Tv

30 Mart 2019 Cumartesi

Neden Orijinal Yoga Sistemi

Yoga bilgileri Orijinal Yoga Sistemi'nden öğrenilmelidir.Ancak bu halde birey Yoga sisteminin sağladığı tüm yararlara ulaşabilir. Yani mükemmel bedensel, zihinsel, ruhsal uyum ve sağlık geliştirilebilir. Günümüzde yaygın olan sözde yoga türleri Orijinal Yoga Sistemi'nden alıntılar içermelerine rağmen Orijinal Yoga Sistemi'nin sağladığı yararlara sahip değildirler. Sözde yoga türlerinde çalışmalar çoğunlukla kısıtlı ve hatta yanlış bir şekilde uygulanmaktadır. Çünkü gerçek yoga tekniklerine bir sürü spekülatif yöntemler eklenmektedir. Bu da tekniklerin yararlarını azaltmakta ve hatta zarar vermektedir. Yoga evrensel gelişim sistemidir ve insana her yönden gelişmesi için verilmiştir. Yoga sisteminde verilen tekniklerin orijinal ve doğru biçimde uygulanması ile insan organizmasının tüm sistemleri mükemmel şekilde gelişim gösterir. Ne var ki, bazı kişilerin sistemde var olmayan ancak kendi zihinlerinden ürettikleri çalışmaları "yeni" yoga yöntemi geliştirdikleri iddiası ile insanlara sunmalarının önüne geçilememektedir. Bu tür anlamsız iddiaların kaynağı bilgi yetersizliğidir. Bu bağlamda, sözde yoga türleri ve kendi yoga yöntemini geliştirdiği savını öne süren kişilerin ciddiye alınmaması gerçeği açıktır.
Büyük Üstad Akif Manaf

27 Mart 2019 Çarşamba

Hırs ve İhtiyaçlar

Doğal ihtiyaçlar küçüktür ama hırsın iştahı çok büyüktür. Her insanın hayati ihtiyaçları doğal bir şekilde karşılanabilir ama hırsların neden olduğu istekler asla karşılanamaz. Dünya gezegeni herkesin doğal ihtiyaçlarını sağlayabilecek kapasiteye sahiptir fakat dünyadaki hırs buna engel olmaktadır. Gerçek şu ki, hırslı insanların istekleri yerine getirildiği için milyarlarca insanın ihtiyaçları karşılanmıyor. Hırslı insanlar dünyanın kaynaklarını sömürüyor, tüketiyor ve başkalarına hiçbir şey bırakmıyor. Hırs temelde psikolojik bir sorundur. Küresel tüketici toplumun çıkar grupları insanlara, mala mülke sahip olmayanların önemsiz, sıradan, başarısız ve korkak olduklarını dayatır. Bu nedenle insanlar ne pahasına olursa olsun mal mülk sahibi olmaya çalışır. Mal mülk peşinde olan hırslı insan, içsel bir boşluk hissetmeye başlar ve onu nesnelerle doldurmaya çalışır. Bu, sadece geçici bir rahatlama sağlar ama bir süre sonra kişi tekrar o içsel boşluğu hisseder ve tekrar onu doldurmaya çalışır. Bu kısır döngü hayat boyu devam eder ve insan huzur bulamaz. Peki, çözüm nedir? ÇÖZÜM İÇSEL BOŞLUKTAN KORKMAMAK, ONU DOLDURMAYA ÇALIŞMAMAK VE ONUNLA YÜZLEŞMEKTEN GEÇER. İçsel boşluğa dal ve o zaman göreceksin ki bu, varoluşa açılan bir kapıdır. Bazıları "boş zihne" şeytan işi diyor. Fakat boş zihin ile başıboş zihin arasında önemli bir fark vardır. Eğer "şeytan" denilen bir şey varsa oda başıboş zihindir. Boş zihin ise varoluşa açılan kapıdır. Bu kapıdan geç - "hırs" denilen şeytandan arınacaksın. Boş zihinde hırs yok olur çünkü beslenecek hiçbir şey bulamaz. Boş zihinde hırs ve hırsın tetiklediği düşünceler olmaz. Boş zihin bir düşüncesizlik, zihinsizlik, hırssızlık halidir. Bu hale ulaşan, hırsı aşar!

Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

25 Mart 2019 Pazartesi

Mutluluğa Ulaşmak


"Gerçek mutluluk dışsal şartlara bağlı değildir. Orijinal Yoga uygulanırken negatif düşünceler, duygular terk edilmekte, bedende rahat hissedilmektedir, kozmik ilkelerle uyum içinde yaşanmakta ve evrensel güçlerden destek alınmaktadır. Bu nedenle de mutluluk anları artmakta ve daha geniş bir sürüye yayılmaktadır. Mutluluk için gerekli olan içsel şartlar oluşturulduğunda, gerçek mutluluk kendiliğinden gelmektedir. İnsan Orijinal Yoga'nın hedefi olan evrensel mutluluğa ermektedir. İnsan evrendeki her şeyi sevgi, saygı ve iyi niyetle yaklaşırsa kişisel bilinci evrensel bilince daha da yakın olur, çünkü dünyadaki her şey evrensel gücün dışa vurumudur. Kişisel bilincin evrensel bilinçle olan bağı sevgiden oluşmaktadır ve kişi mutlu olduğunda sevmek ve sevgiyi paylaşmak kolaylaşmaktadır. İnsan mutlu olduğunda karşılaştığı herkesi sever ve mutlu eder. Gerçek mutluluk insanın kendi içindedir. Orijinal Yoga insana gerçek mutluluğu kendi içinde bulma sanatını öğretir. Yoga tekniklerini uygulayarak insan kendi içinde ikamet eden mutluluğa kısa bir süre içinde ulaşmaktadır; sonra da hiç tecrübe etmemiş olduğu mutluluk üstü spiritüel  bir hale varmaktadır."
Büyük Üstad Akif Manaf
YOGA Asana Vücut Çalıştırma Sanatı Kitabı

1 Şubat 2019 Cuma

Mutlu Olmak İçin Çabalamak

“İnsanlar mutlu olmak için çabalıyor ve mutsuz oluyor. Sen ise mutlu etmek için çabala ve gerçekten mutlu ol. Temel prensip kendinin mutluluğunu unutup insanlığın mutluluğunu hatırlamaktır, o zaman mutluluk sana gelecektir. Genelde insan mutsuz olunca varoluşunun nedenini sorgulamaya ve araştırmaya başlar. İnsan mutlu olunca tüm araştırmaları unutur. Demek ki mutsuzluğun da bir yararı vardır. Mutsuzluk insanı sorgulamaya ve araştırmaya sevk eder. Eğer mutsuzsan bunun nedenini anlamaya çalış ve bu nedeni ortadan kaldır - mutlu olacaksın. Mutsuzluğun iki temel nedeni vardır: Birincisi, bencil isteklerdir. İkincisi, sevmediğin işleri yapmaktır. Mutlu olman için mevcut olan yaşam kalıplarını değiştirmen gerekir. Bu cesaret ister. Gözü pek olmalısın ve risk almaya hazır olmalısın. Aslında insan sefaletini, perişanlığını ve mutsuzluğunu riske ediyor. Fakat insanlar mutsuzluğa o kadar alışmış  ve yapışmış ki onları mutsuz eden yaşam kalıplarını değiştirmekten korkuyorlar. İşte bu yenilik korkusu mutsuzluğun temel nedenlerinden biridir.”
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf

3 Ağustos 2018 Cuma

KISKANÇLIKTAN NASIL KURTULABİLİRİZ?


Kıskançlık ikinci çakra ( Svadisthana Çakra) duygusudur ve bu yüzden de o çakra düzeyindeki dürtülerle, cinsellikle, bedensellikle ilgilidir. O yüzden çok primitif (ilkel) bir duygudur.
Kıskançlığı besleyen şey özgüven eksikliğidir. Herkes belirli şeylere sahiptir, belirli meziyetleri vardır ama birinci çakra (Muladhara Çakra) bloklanmışsa, özgüven yoksa kişi kendi sahip olduklarını göremeyecek, hep başkalarının sahip olduklarını görerek, kıskançlık hissini körükleyecektir.
Kıskançlık da iki boyut var, birincisi “olmadığın şey olma”, ikincisi “sende olmayan şeye sahip olma isteği”. Bu ikili acı kaynağı…
Çünkü insan ne olmadığı şey olabilecek ne de sahip olmadığı şeylere sahip olabilecek. Çünkü onlar ona ait değil, onunla ilgili değil. Bu iki dürtü kıskançlığa neden olmaktadır.
Kıskançlığın dönüşümü başkasının mutluluğundan mutlu olmaktır. Orijinal Yoga Sistemi uygulamalarıyla bütünleşme gerçekleştiğinde başkasının başarısı sizi mutlu eder. Bütünleşmiş farkındalık o başarının parçası olduğunu anlamaktır. Ve farkındalık gelişince, evrensel farkındalık devreye girince kişi bu kıskançlık hissinden kurtulmaya başlar.

Büyük Üstad ile Söyleşi...
Yoga Academy Journal 8.sayı

29 Temmuz 2018 Pazar

YOGİ

"YOGİ, Asanalar vasıtasıyla bedenîni geliştirerek vücudu ruh için yararlı bir araç haline getirmektedir. Yogi ruhun yükselmesi için bedenin yararlı bir araç olduğunun farkındadır. Eğer beden güçsüz ve hasta ise, ruh uçma kapasitesini yitirmiş kuşa benzer.

YOGİ ölüm korkusundan özgürdür çünkü zamanın bedeni nasıl çökerttiğinin farkındadır. O, bedenin hayat boyu devamlı değiştiğini ve ölümün bedenin son bir değişimi olduğunu bilmektedir.
Doğum ve ölüm doğal bir olaydır ama ruh doğum ve ölüme tabi değildir. Beden ruhun kıyafetidir ve insan eskimiş beden kıyafetinin yırtılıp gitmesine üzülmemelidir.

YOGİ, bedenin yalnız haz almak için değil; insanlara ve topluma hizmet için verildiğini anlamaktadır. O, bedenin kendi malı olduğunu düşünmez ve bedenin bir gün gideceğini hiçbir zaman unutmaz. Asanaları  uygulayarak birey hayatta en önemli şeyi; sağlığını kazanmaktadır. Sağlık öyle bir şeydir ki parayla alınamaz, yalnız emek vererek kazanılabilir.

Sağlık bedenin, zihnin ve ruhun tam bir uyum ve denge halidir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Asana Vücut Çalıştırma Sanatı Kitabı

21 Temmuz 2018 Cumartesi

Antilop

“Eğer nesne yeterince yükselerek yerçekimi alanının dışına çıkmışsa, dünyanın manyetik güçleri onu geri çekemez. Dünyanın yerçekiminden kurtulmak için roket çok büyük bir hızla fırlatılmaktadır. Buna benzer, bilinç Anahata çakra düzeyine yükseldiğinde birey kaderin etkisinden kurtulmaktadır. Yükselen bilinç iradeyi tetikler, irade titreşimi hızlanarak özgür irade düzeyine ulaşmakta ve kısmet çekiminin ötesine çıkmaktadır. Özgür iradesini kullanarak birey önceki yaşamlarda birikmiş gizli etki ve eğilimlerin tesirinden kurtulur. Bilinç Anahata çakra düzeyine ulaştığında birey gerçek Yogi olmaktadır. O zamana kadar birey sadece Yoga öğrencisidir. Bu dünyada sayılı gerçek Yogi mevcuttur ve sadece bir kaç gerçek Yoga Üstadı vardır. Bilinç Anahata çakra düzeyine ulaştığında birey Yogi olmaktadır, çünkü tamamen Yoga şuur düzeyinde yerleşmektedir. Yogi yalnızca kendi güçlerine ve Evrensel Bilinç’e güvenmektedir. O dıştan gelen hiçbir şeye bel bağlamamaktadır. Anahata Çakra düzeyinde kaderden kurtuluş ve geleceği özgür irade aracılığıyla belirleme gerçekleşmektedir. Bu aşamada zihin devamlı kontrol altında olmaktadır, çünkü olumsuz kararlar ve eylemler bilincin alt düzeye inmesine neden olabilir. Bu durumda bilinci yine Anahata Çakra düzeyine yükseltmek çok zor olacaktır. Bilincin bu tür çöküşünü önlemek için birey her zaman antilop gibi uyanık olmak zorundadır. Antilop her sese çok duyarlıdır. Buna benzer birey her fikre dikkat etmelidir. Bu yüzden antilop Anahata Çakra merkezinin taşıyıcısıdır. Antilop huzursuzluğun değil, uyanıklığın simgesidir.”
Yoga Çakra Enerji Merkezleri Bilimi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

20 Aralık 2016 Salı

ANKARA YOGA ŞENLİĞİ

https://www.facebook.com/events/100742633754791/?ti=as

19 Ağustos 2016 Cuma

SPİRİTÜEL TEKAMÜLÜN 7 AŞAMASI


1. Kısmen Bilinçli:

Bu aşamada birey ben bilinçlidir ve farkındalığı fiziksel düzeydedir. Birey kendisinin ruhsal yapısına ve spiritüel realitelere dair geçerli bilgilere sahip değildir. Birey kendini beden ve zihin ile güçlü bir şekilde özdeşleştirmiştir ve fiziksel ihtiyaçlarını tatmin etmek için çabalamaktadır. Geleneksel inançlara, kalıplara, kavramlara ve eylemlere bağlıdır. Kişi iyi ve dürüst bir insan olsa da zihinsel tutumu genellikle dar ve sınırlıdır. Ruhsal konularla ilgilendiğinde gelenekçi, dinsel ve sabit inançlara yönelir. Eğer böyle bir insan doğru biçimde meditasyon yaparsa spiritüel yönde tekamül etmeye başlar.

2. Bilinçaltı:  

Bu aşamada değişken ruh halleri, zararlı alışkanlıklar, kaprisler ve dünyevi arzular davranışları etkiler ve düşünme tarzı yanılgılar yüzünden karmakarışıktır. Mantık yetersiz, düşünceler hatalıdır. Birey sürekli gerçekçi olmayan hayaller kurar ve bir fantezi dünyasında yaşar. Aşırı duygusallık, kendini kandırma, bağımlılık yaratan ilişkiler ve kendini geçersiz kılan davranışlar yaşamı karmaşık hale sokar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey egzotik, farklı, yabancı ve pratik olmayan uygulamalarla ilgilenir. Bu aşamada olan kişi doğru biçimde meditasyon yaparsa, ayaklarının yere basmasını sağlayacak eylemlere yönelecek, ilişkilerde ve eylemlerde pratik bir rotada ilerleyen bir hayat tarzı geliştirecektir.

3. Ben Bilinçli:

Bu aşamada birey, hür iradeye ve benlik konusunda net bir algıya sahiptir. Birey ayırt etme kapasitesine sahip, başarılı, temel ihtiyaçları sağlayabilen ve hedeflerine ulaşabilen bir insandır. Genellikle ben merkezcil eğilimler yüzünden birey kaderinin kontrolünün tamamen kendi elinde olduğuna inanır. Kişi güç, kontrol ve statü elde etmek için çabalar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey “Yaşamın amacı nedir?” yerine “Bu amaca ulaşmanın bana ne yararı var?” tarzında soru sorar. Bu aşamada birey varoluşun metafiziksel ilkelerini anlayabilir fakat bu bilgileri eylemlere dökmek için fazla motive olmaz. Bilgi ve bilgelik arasında önemli bir fark vardır; Bilgi doğru enformasyondur; bilgelik ise onun belirli hayat koşullarında nasıl kullanıldığını bilmektir. Bu aşamada meditasyon yaşamı zenginleştiren yararları için uygulanabilir. Düzenli uygulama sayesinde birey kendisinin, başkalarının ve dünyanın yararları için yeteneklerini kullanmaya başlar.

4. Aşama, Üstün Bilinç:

Bu aşamada farkındalık fiziksel ve zihinsel sınırları aşar ve ruhsal benliği bedensel benlikten ayırt etmeye başlar. Bireyin ruhsal uyanışı ve spiritüel tekamülü hızlanır. Zihinsel süreçler, hayal ve illüzyonlar aşılmaya başlandığı için zekaya ait güçler uyanmaya başlar. Sezgisel yetenekler çok daha belirgin olur. Bu aşamada insan gerçek bir Yoga Üstadı’nın değerini anlamaya başlar. Üstadın rehberliği altında geriye kalan bedensel ego hissinin çözülüp dağılmasını sağlar ve bilincin daha genişlemiş hallerini deneyimler. Bu aşamada birey ideal bir öğrenci olup hızla öğrenir ve öğrenileni etkili biçimde uygular.

5. Aşama; Kozmik Bilinç:

Bu aşamada Yoga sayesinde beden ve zihin o kadar arınıp saflaşır ki bilincin genişlemiş halleri artık normal olur. Ruhsal özün varlığı gerçeğinin algılanması birlik farkındalığını sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey bir tür bilinç hali deneyimler, yani genel yaşam içinde aşkın realitelerin de algılanması ve bu realitelerin bilgisi ortaya çıkar. İnsan kozmik bilinçte sabitleştiğinde bu bilincin her yerde olduğu, her şeye gücünün yettiği ve her şeyi bildiği farkındalığı kalıcı olur. Meditasyon hali artık kendiliğinden oluşur ve odaklanma aşkın düzeylere doğru serbestçe akar. Hayat, doğa olgularının tam desteği ile bencilliğin ötesine geçerek yaşanır. Arzular çaba harcamadan gerçekleşir, istekler doyuma ulaşır ve ihtiyaçlar kolaylıkla karşılanır. Ölüm, boşluk ve yok oluş gibi sınırlayıcı kavramlar kaybolur. Sınırsız yaşam gücü ve koşulsuz sevgi ortaya çıkar.

6.Aşama Bütünleşmiş Bilinç:

Bu aşamada tanrı olarak bilinen Öz Kaynak’ın realitesi algılanır. Öz Kaynak kendisinden evrenlerin ve ruhi varlıkların yayıldığı tek tezahür ettirici Güç, Varlık, Temel, Varoluştur. Bu aşamada ruhsal uyanış daha da hızlanır. İçgörüler ortaya çıkar ve zeka gücü deneyimlerin de geçerli kıldığı evrensel bilgileri sağlar. Bu aşama öğrenmekle ilgili en arınmış zekasal yeteneğin de ötesindedir; bu aşamada bilinmeyen algılanmaya başlanır. Yani genellikle öğrenme sürecinde bilgi önce sezgisel olarak idrak edilir ve sonra doğrudan tecrübe edilir ve gerçekleştirilir. Bu aşamada bireyin farkındalığı açık olur ve kişi kendiliğinden en sağlıklı yaşam tarzına uyum sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey dünyevi hayalleri ve yanılsamaları zihinden silmek için Yoga tekniklerini her gün uygulamalıdır. Bu aşamada ise düzenli uygulama kendiliğinden gerçekleşmektedir.

7. Aşama; Aydınlanmış Bilinç:

Bu aşamada saf varoluş yani mutlak, değişmeyen gerçeklik hali meydana gelir. Maddi, astral, nedensel düzeylerden Öz Kaynak düzeyine kadar bilinç birliği kusursuzca gerçekleşir ve tam spiritüel bilgeliğe ulaşılır. Bu aşama temellenince deneyimlenecek hiçbir şey bulunamaz ve bilinecek başka hiçbir şey kalmaz. Bu evrende tamamen aydınlanmış ruhi varlıklar dünyada sadece spiritüel tekamül ile ilgili görevlerini icra etmek ve diğer ruhi varlıkların spiritüel tekamülüne yardımcı olmak için yaşarlar.

Dhyana Meditasyon Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Paramahamsa Yogacharya Maha Yogi Akif Manaf

9 Ağustos 2016 Salı

Mekânsal Karma


Bir mekânda yapılan eylemlerin sonuçları bu mekânda bulunan insanları etkiler ve MEKÂNSAL KARMA olarak adlandırılır.

Kökenleri Şamanizm inançlarına uzanan, bir gezegenin, bir mekânın, ulusun, ırkın vb. ruhu olduğuna dair iddialar vardır. Bu iddialar bilimsel değil, sadece batıl inanç kaynaklıdır. Bir gezegenin, mekânın, ulusun ve ırkın kendine özgü bir enerji alanı vardır ve bu enerji alanı Karmayı etkiler.

Mekânsal Karma doğduğumuz yer, kent, ülke, kıta ve gezegen ile ilgilidir. Mekânlar, karmik geçmiş tarafından etkilenir. Fiziksel boyutta mevcut olmayan olaylar astral boyutta halen sürüyor olabilir…
Savaş alanlarında, çok sayıda insanın öldüğü kaza ve doğal felaket mekânlarında ölen insanların acı çeken ruhları çoğu zaman hala oradadır. Bu tür mekânlar negatif Karmaya sahiptir ve bu mekâna giren insanları olumsuz bir şekilde etkiler.

Birey korkunç bir ölüm yaşadığında, genelde ölüm sırasında hissettiği dehşete, duyduğu nefrete veya çektiği ıstıraba bağlı kalmaktadır. İçinde yaşadığı bu hal, onun “ölmüş” olduğunu fark etmesini engeller. Kişi “ölmüş” olduğunu anlamadığı için, acıları yüz yıllarca sürer. Acı, öfke veya nefret ne kadar güçlüyse, bu kişiler öldükleri fiziksel mekana o kadar çok sabitlenirler. Bu tür mekanlar negatif enerjiyle kirlenir...

Istıraplı ruhi varlıklar yerleştikleri mekanda bulunan insanlarla iletişime geçmeye çalışır ve onlara negatif bir şekilde tesir ederler. Bu ıstıraplı ruhi varlıklar uygun bir insan bulup ona takılarak her yerde onu takip eder ve böylece posesyon (bedeni ele geçirme) olarak adlandırılan olgu ortaya çıkar.

Istıraplı ruhi varlık takıldığı insanın zihnini negatif yönde etkiler, bazen de bedenin içine girer. İnsan spiritüel açıdan gelişmiş ve güçlü değilse ıstıraplı ruh bedeninin üzerinde tam bir hâkimiyet kazanır ve istediği gibi kullanır.
Istıraplı ruhi varlıklara av olmamak için insan bu tür mekânlardan kaçınmalıdır.

YOGA çalışmaları sayesinde insan bu tür olumsuz olayları önleyebilir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Değerli kitabından...

31 Temmuz 2016 Pazar

Zaman Nasıl Aşılır

Genelde zaman üç unsura ayrılır: Geçmiş, şimdi ve gelecek. Fakat bu ayrım bilimsel değildir çünkü şimdi gerçektir geçmiş ile gelecek ise gerçek dışıdır.  Gerçek olanı gerçek olmayan bir arada tutmak hatalı bir yaklaşımdır.
Geçmiş ve gelecek zamanın parçalarıdır, fakat 'şimdi' öyle bir özel doğaya sahiptir ki onu zamanın bir parçası olarak adlandırmak çok da doğru değildir. Şimdiki zamanın ötesine geçmek için bir araçtır.
Geçmiş ve gelecek insanı zamanın ötesine ulaştıramaz, yalnızca şimdiki an zamanın ötesine geçmeyi sağlayabilir. Sen şimdiki anda sabitleşince zamanın ötesine geçebilir, zamansızlığa, sonsuzluğa ve ebedi mutluluğa erişebilirsin.
Geçmiş artık olmayan gelecek ise henüz olmamış olandır yani onlar var olmayan şeylerdir. Geçmiş, şimdi ve geleceğin arasında gerçekten tek var olan şey şimdidir. Var olan var olmayanla aynı düzeyde tutulamaz. Büyük Üstad Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur kitabından alıntıdır

24 Temmuz 2016 Pazar

Sevgi Dolu Oyunlar ve Mutluluk

Bireyler bu evrene doktor, mühendis, avukat olmak için gelmediler, sevgi dolu oyunlar sergileyerek mutlu olmak için geldiler. Fakat gelme nedenini unutarak olmadıkları şey olmaya çalıştıkları için mutsuzlar. İnsanlar mutsuz çünkü doğal olan şeylerden gitgide daha da uzaklaşmışlar. İnsanlar güç para ve prestij peşindeler Çünkü bu şeylerin onları mutlu edeceğini inanıyorlar. Fakat bu şeyler doğal olmadığı için mutluluk vermiyor. İnsan bir kuşun ötüşünü dinleyerek, bir kelebeğin uçuşunu izleyerek veya bir gülün kokusunu alarak mutlu olabilir. Doğadan gelen bu şeyler karlı değildir fakat onlar insanın mutlu olmasını sağlar. Demek ki karlı olmanın mutlu olma ile bir ilgisi yoktur. İnsanlar kar peşinde koşturarak mutsuzluk buluyorlar demek ki mutlu olman için kar peşinde koşturman gerekmiyor. Bu para kazanmak demek değildir, bu sadece kar manyağı olmak demektir.

Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Akif Manaf

Baş Aşağı Duruşlar

İnsan doğal olarak mutlu olmak yerine doğaya aykırı olarak sürekli mutsuzdur. Yani bir anlamda baş aşağı duruyor. Bu nedenle baş aşağı duruşlar yapıyoruz ki durum dengelensin. İnsan baş aşağı durunca normal hale geliyor ve mutlu hissetmeye başlıyor. Çünkü normal olan mutluluk anormal olmuş, anormal olan mutsuzluk ise normal olmuş. Şimdi anormalden normale dönmek için baş aşağı durman gerekiyor. (gülüşmeler)
Evet, komik çünkü yaşam zaten komiktir. Varoluş mizahla doludur. Sen o varoluşsal mizahi yakalayınca mutlu olacaksın. İnsanlar mutsuz çünkü her şeyi çok ciddiye alıyorlar. Oysa varoluşsal oyunda hiçbir şeyi ciddiye almayacaksın.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır
Büyük Üstad Akif Manaf

4 Temmuz 2016 Pazartesi

YANSIMA

Siz yansıma olduğunuza inandığınız sürece yalnızlık hissedeceksiniz ama yansımayla birleştiğiniz zaman veya kendinize döndüğünüz zaman, kendinizin kim olduğunu gördüğünüz zaman yalnızlık hissi kaybolacak. Yalnızlık yerine birlik ve bütünlük hissedeceksiniz.
Yani bir fedakarlık yaptığınız zaman yalnızlık biter. Nedir o fedakarlık?O yansımadan feragat etmek. O egodan, o bencillikten, o geçici benden vazgeçmek. 'Ben Ali veya Fatma değilim. Ben doktor, mühendis değilim. Ben onların hiçbiri değilim' diyebilmek, bunun farkında olmakla ilgili fedakarlık.
Çünkü siz kendinizi Ali, Fatma, doktor, mühendis, erkek, dişi olarak düşününce yalnızlık ortaya çıkacak. Yalnızlık çekeceksiniz ama siz onlardan feragat edince birlik haline geleceksiniz. İllüzyon bitecek. Budur gerçek fedakarlık.
Aslında kolay bir şey değil çünkü kendinden vazgeçiyorsun. Ama gerçek kendinden değil yarattığın kendinden. Yani yarattığın bir yansımadan fedakarlık ediyorsun, feragat ediyorsun. Bir illüzyondan vazgeçiyorsun ama o illüzyon o kadar pekişmiş ki, o kadar gerçekçi görünüyor ki, kişi vazgeçemiyor.
Kişi bundan vazgeçemiyor, o yüzden de yalnızlık devam ediyor. Daha da derinleşiyor. Suni şekilde, herhangi bir zihinsel çabayla veya zeka gücüyle bundan kurtulamazsınız. Çünkü kurtuluşun tek bir yolu var. Bir yöntemi var. Yol nedir?Yolculuk nedir?
Yol budur: 'Kendini bulmak' veya yolculuk şudur:' Kendine doğru ilerlemek'. Çünkü insan kendinden uzaklaşmış ve ikinci bir benlik yaratmış, gerçek olmayan bir şey ve onun gerçek olduğuna inanmış, kendini inandırmış. Ben buyum diyor, otomatikman bir cevap var.
'Sen kimsin?' diye sorunca, ben Ali'yim veya Fatma'yım diyor. Şimdi gel de bunu inandır ki, Ali veya Fatma değilsin. İnandıramazsın. Sizinle kavga eder. Çok daha üstüne giderseniz bir tokat yersiniz.:))) Yani bu kadar inanmış, kendini inandırmış.
O yüzden bundan vazgeçmek, o gerçek fedakarlığı yapmak kolay değildir. Ama yolu var. Orijinal Yoga Sistemi sayesinde siz o noktaya doğru ilerlemeye başlıyorsunuz, aslında teknikler çok etkili ama görünürde de çok sade. Çünkü sade olan şey, gerçek olan şeydir. Gerçek sadedir.
Büyük Üstad Akif MANAF'ın Fedakarlık Nedir ve Nasıl Fedakar Olunur? Kitabı'ndan Alıntıdır.

17 Haziran 2016 Cuma

Olgunlaşmak

İnsan olgunlaşınca her işi seve seve yapar ve bu sevgi yaratıcı olmasını sağlar. Her işte yaratıcılığı ortaya koymak yaşama sanatıdır. Olgunlaşmış insan tüm hayatının her anını insanlığa beklentisiz hizmet sayesinde kesintisiz kutlamaya dönüştürmüştür.

Yaşam bir kutlama haline gelmişse ölüm de bir kutlama olacaktır. Olgunlaşmış insan bedenini terk eder ve geriye bakmaz. O zaman ölüm bir düşüş değil bir yükseliş olacaktır; hayatın en yüksek zirvesi olacaktır. Yaşamın sonu değil yeni bir başlangıç olacaktır. Ölüm bir kutlama olgusuna dönüşecektir.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi - "Olgun Nedir ve nasıl Olgun Olunur?" kitabından alıntı

3 Haziran 2016 Cuma

Hakikat

Varoluşun sırrı direkt deneyimlenince üç büyük hakikat ortaya çıkar:

1. Tek bir varoluş mevcuttur ve bu varoluşun içinde hem günlük yaşam hem de spiritüel çabalar vardır. Bu ikisi birbirleriyle çelişmemektedir.

2. Yoga araştırmalarının hedefi enformasyon edinmek değil, saf saadete ulaşmaktır. Saf saadet bilinçsizlik veya sorumsuzluk hali değildir, tam tersi spiritüel bütünlük farkındalığıdır. Bir hastalıktan kurtulduğunuzda hissettiğiniz mutluluğu bin trilyona katlayınca saf saadetin ne olduğunu anlarsınız.

3. Ölümsüz olduğunuzu idrak edeceksiniz ve her an bunun bilincinde olacaksınız. Varoluş okyanusunda yüzerken hayatınızın her anında haz, neşe ve uyum hissedeceksiniz

Her gün ve her an ölümsüzlüğünüzün bir parçasıdır. Her anınızı ebediliğin içinde yaşadığınız gibi yaşamalısınız...

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf
Yoga Nedir? Ne Değildir? Muhteşem kitabı

30 Mayıs 2016 Pazartesi

Karar Almak

Bilgi yoksunluğu cehalettir, ışık yokluğu ise karanlıktır. Karanlık ve cehalet kendine has bir mevcudiyete sahip değildir. Işık olmadığında karanlık, bilgi olmadığında ise cehalet hüküm sürer. Hayatınıza ışık ve bilgelik getirince karanlık ve cehalet kaybolur.

Seçim sizindir; karanlığı ya da ışığı seçebilirsiniz. Her zaman seçim yapmak için iradenizi kullanmalısınız. Ya karanlıktayken iradenizi kullanıp ışığı yakarsınız ve her taraf aydınlanır ya da hareketsiz kalırsınız ve karanlık sürer.

Fakat iradenin de sınırları vardır, yani iradenizi kullanabilirsiniz ama bir yere kadar. Mesela ışığı yakmak istersiniz ama elektrik yoksa yakamazsınız, mumu yakmak istersiniz ama ateş yoksa yakamazsınız.

İradenizi sınırlayan unsur kaderdir. Kader veya Karma yasası ektiklerinizin biçilmesidir. Daha önce iradenizi kullanarak seçimler yapmışsınız ve seçimlere göre eylemlerde bulunmuşsunuz. Bu eylemler belirli sonuçlar doğurmuş ve bu sonuçlar şimdiki seçimlerinizi ve iradenizi engelliyor.

Örneğin iradenizi kullanarak bir araba aldınız, aldığınız arabanın kapasitesi belliyse arabayı kullanırken belirli bir hızın üzerine çıkamazsınız. Daha hızlı gitmek istersiniz ama gidemezsiniz.

Böylelikle geçmişte verdiğiniz kararlar şimdiki kararlarınıza da engel olur yani kendi kendinizi engellemişsiniz. Bu prensibi çok iyi anlamanız gerekiyor; karşılaştığınız tüm engeller sizin yarattığınız engellerdir. Bunu bilen kimseyi suçlamaz.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak Kitabından alıntıdır.