<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






spiritüel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
spiritüel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2019 Perşembe

Evren Nasıl Oluştu

“14 gezegen sisteminde üst düzeylere çıkıldıkça zaman daha da yavaşlıyor. Bir üst düzey gezegenin 1 günü dünyanın 100 senesidir. Orada 1 gün melekler keyif yapıyor, burada insan yaşlanmış. Zamanın göreceliği bu şekilde tespit edilmiş. Sonunda zaman nedir konusunda geçerli somut cevap yok. Bu cevabı Orijinal Yoga Sistemi ile bulabilir ve pratikte yaşayabilirsiniz. Zaman çok süptil bir güçtür, bazen ona enerji diyoruz ama bir güç desek daha doğru olur. Zaman psikolojik bir olgu değildir, zamanın olmadığı metafik düzeyden fizik düzeye geçer. Zaman bir güçtür, bu güç bu evreni 1. günden sonuncu güne kadar sürüklüyor. Zaman bedenini tahribata uğratıyor, zamanın etkisi budur. Zaman evrenin yok oluşunu sağlar, bir ölçektir. Farklı düzeylerde farklı çalışır. Evrenin senesi var ve gezegensel günler var. Hayatın gün ve saatlere bölünmesi bir kişinin icadı değil, olan bir şeyin tespitidir. Zaman da yer çekimi yasası gibidir, evrensel yasa ve ölçektir. Bu prensip zamansızlık düzeyinden bu düzeye geçit yapıyor. Orijinal Yoga Sistemi’nde evrenin harekete geçmesi ve sizin o hamurun içine dalması söz konusu. Siz ruhi varlıklar bu bilinçten ayrılan madde denilen hamurun içine dalıyorsunuz. Ruhi varlıklar yeni bir oyun olmak istiyor ve madde dediğimiz enerji size oyun alanı verilmesi için bilinçten ayrılmış. Bilinçten ayrılıp sonra bireysel bilincin etkisiyle tekrar canlanıyor. Siz o maddenin içine dalıp kendi enerjinizle maddeyi uyandırıyorsunuz. Maddenin başlaması ve organize olması için bir önemli unsur daha gerekiyor. O unsur kala denilen zaman unsurudur. Bunu evren bilimciler de kullanmıştır, Big Bang teoremi. Büyük Patlama ile evren saçılmaya başlıyor, genişliyor. Bu patlama zamanın etkisi ile oluyor. Evrenin başlangıcında maddeyi harekete geçirmek için zaman unsuru ekleniyor. Yıldırım çarpmış gibi madde süptil halde hazır ve ruhi varlıklar girerek hareketlendiriyor. Maddenin organize olabilmesi için bir güç gerekiyor, o enerjiye giren güç zamandır. Zamansızlık düzeyinden oraya girmektedir. Bu unsur olmazsa evren başlayamaz, yıldırım çakar gibi zaman çekiyor ve maddeye dokunuyor, o küçük dokunuş büyük bir kuvvet içeriyor. Küçük iğnenin balonu patlatması gibi, Big Bang doğru yerden alınmış, o şekilde oluyor evren genişlemeye başlıyor. Zamanın gücü bundan ibarettir. Maddi enerji ve o hamur sizin için sınırsız bir alandır, o sınırsız alanı harekete geçiren güç zamandır. Genel yaşamda zaman çok sinsice hareket eder sadece saatin tıklaması vardır, gözükmeden akan bir güç vardır. Bir de görüyorsun ki beden çökmüş, bu nesnel dünyada herşeyi yok eden güç zamandır. Sonuç olarak tüm evren yokoluşa sürükleniyor. Sınırsız olan maddi enerjiye siz dahil olarak aktifleştiriyorsunuz fakat harekete geçiremiyorsunuz ama zaman sadece bir dokunuşuyla maddenin patlamasını gerçekleştiriyor. O patlamanın içinde zamanın ilk etkisi kaos yaratmasıdır. Çünkü kaos olmazsa kozmos olmaz. Kaos teorisi buradan esinlenmiştir. Genişleyen madde yavaş yavaş kaostan kozmos haline girer, bu zamanın etkisiyle oluyor. Spirtüel düzeyde zamansızlık düzeyini, “çünkü orada sadece şimdi var” zihniniz algılayamıyor, orada sadece şimdi var sadece an var. Bu oranın gerçeğidir. Biz oranın gerçekliğini buraya getirip oranın gerçekliğine geçit yapmaya çalışıyoruz, o gerçekliği buraya getirip onu bir kapı olarak kullanıyoruz. Zaman düzeyinden zamansızlık düzeyine bir kapı açıyoruz, o kapının ismi “an”dır. Eğer siz andaysanız saatiniz şimdi saatidir ve o artık metafizik düzeydir. Çünkü fizik düzeyde akan zamanı durduramazsınız.”
Akif Manaf, Zihin konulu sohbetten alıntıdır.

7 Nisan 2019 Pazar

YOGİ

“Yogi hayatının ve eylemlerinin evrensel eylemin bir parçası olduğunu algılamaktadır. O, nabzının atışlarında ve nefesinin ritminde mevsimlerin akışını ve evrensel hayatın değişimini görmektedir. Beden içerisinde ruhun bulunduğu bir saraydır. Bedeni küçümsemek veya vücudun ihtiyaçlarını umursamamak evrensel hayatı küçümsemek veya vücudun ihtiyaçlarını umursamamak demektir. Bir anlamda, bedenin ihtiyaçlarını karşılamak, içinde bulunan ve bedeni kullanan ruha da yansımaktadır. Evrensel Ruh’u anlamak için birey bedende olan kişisel ruhu anlamalıdır. Bunun için de bedensel ve zihinsel dengeleri korumalıdır.”
Yoga Vücut Çalıştırma Sanatı
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

25 Mart 2019 Pazartesi

Mutluluğa Ulaşmak


"Gerçek mutluluk dışsal şartlara bağlı değildir. Orijinal Yoga uygulanırken negatif düşünceler, duygular terk edilmekte, bedende rahat hissedilmektedir, kozmik ilkelerle uyum içinde yaşanmakta ve evrensel güçlerden destek alınmaktadır. Bu nedenle de mutluluk anları artmakta ve daha geniş bir sürüye yayılmaktadır. Mutluluk için gerekli olan içsel şartlar oluşturulduğunda, gerçek mutluluk kendiliğinden gelmektedir. İnsan Orijinal Yoga'nın hedefi olan evrensel mutluluğa ermektedir. İnsan evrendeki her şeyi sevgi, saygı ve iyi niyetle yaklaşırsa kişisel bilinci evrensel bilince daha da yakın olur, çünkü dünyadaki her şey evrensel gücün dışa vurumudur. Kişisel bilincin evrensel bilinçle olan bağı sevgiden oluşmaktadır ve kişi mutlu olduğunda sevmek ve sevgiyi paylaşmak kolaylaşmaktadır. İnsan mutlu olduğunda karşılaştığı herkesi sever ve mutlu eder. Gerçek mutluluk insanın kendi içindedir. Orijinal Yoga insana gerçek mutluluğu kendi içinde bulma sanatını öğretir. Yoga tekniklerini uygulayarak insan kendi içinde ikamet eden mutluluğa kısa bir süre içinde ulaşmaktadır; sonra da hiç tecrübe etmemiş olduğu mutluluk üstü spiritüel  bir hale varmaktadır."
Büyük Üstad Akif Manaf
YOGA Asana Vücut Çalıştırma Sanatı Kitabı

19 Mart 2019 Salı

Neden Mutsuz Ölünür

Bütün canlıların ailesi olduğunu idrak etmiş insan, kimseyi mutsuz etmeye kalkışmaz. İşte yalnızca o zaman kimse de insanı mutsuz etmez ve mutlu olmasını engellemez. Nedensiz mutluluk o kadar doğal ve insana o kadar yakındır ki, zihin onu fark etmez. Zihin dışa dönük olduğu için mutluluğu dışarıda arar ve içerideki nedensiz mutluluğu göremez çünkü içe bakmaz. Her bebek doğal bir mutluluk içinde doğar, her yetişkin ise mutsuzluk içinde ölür. Ama neden? Doğum ve ölüm arasında ters giden bir şeylerin olması gerekir. Peki, neden bir insan mutlu doğup mutsuz ölür? Ego yüzünden! Bir bebek doğduğunda ego saydamdır ve bebek hayattan ayrı değildir. Bebek annenin rahmindeyken, anneyle yaşamsal enerji ile bağlantılıdır. Doğumdan sonra da anneyle enerjisel bağlara sahiptir ve annenin enerji alanından beslenir. Sonra büyürken ego katılaşmaya başlar, sertleşir ve bir bencillik duvarı oluşur. Bu, insanı hayattan ayırır ve mutsuz eder. İşte ters giden şey insanın büyümesi sırasında egonun kristalleşmesi ve bencillik duvarının oluşmasıdır.”
İnsan Nedir ve Nasıl İnsanüstü Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf

Aşk ve Nefret

Aşk ile nefret sevgi nehrinin iki kıyısıdır. Eğer sevgi nehrinde akmak istiyorsan her iki kıyıya da ihtiyaç var. Aşk matematiğini kavradığında göreceksin ki, NEFRET AŞKA KARŞI DEĞİL AŞKIN TAMAMLAYICISIDIR. Gece gündüze karşı değildir. Gecenin kendine has güzelliği vardır ve gündüzü tamamlar. Gece ile gündüz bir bütünün iki parçasıdır. Tıpkı bunun gibi nefret ile aşk da mükemmel bir bütünlük oluşturur. Nefret aşkla savaşmaz, onu destekler. Gerçek aşk sınır tanımaz ve korku nedir bilmez. Bu nedenle birey gerçekten aşık olunca nefretten korkmaz ve onunla kolaylıkla baş eder. Eğer aşkın gerçekse nefret onu zayıflatmaz tam tersi güçlendirir.

Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır- Akif Manaf

21 Şubat 2019 Perşembe

Duyu ve Zihin Kontrolü

Pratyahara basamağında birey kendini test etmeye başlar. Hislerin ve onları üzerine çeken maddi nesnelerin doğasını araştırır; nesneler hisleri nasıl çeker, hisler maddi nesnelere kapılarak zihni nasıl etkiler, zihin zekayı nasıl harekete geçirir, zeka egoyu nasıl yönetir ve ego ruhu nasıl kontrol altında tutar? İnceleme esnasında bireyin bu olayların mekanizmasını anlatan bilgilere ihtiyacı vardır. İnsan kendi kendinin  dostu ya da düşmanı olabilir. Pratyahara basamağında birey her zaman kendinin dostu olmayı öğrenir. Aslında zihin insanoğlunun köleliğinin veya özgürlüğünün nedeni olabilir. Eğer zihin maddi nesnelere bağlanmışsa kölelik, maddi nesnelerden kurtulmuşsa özgürlük getirmektedir. Şayet zihin; maddi nesneler yüzünden tatminsiz ve mutsuz ise bu kölelik, tüm maddi istek ve korkulardan arınarak kurtulmuşsa bu da özgürlüktür. İyilik ve maddi haz insanı hareketlendirmektedir. Yogi iyiliği maddi hazdan üstün tutar. Diğerleri duygularına kapılarak onlar tarafından yönetilirken maddi hazzı iyilikten üstün yere koyar ve hayatın gayesini kaybeder. Yogi ise sadece varoluşundan zevk alır. O, hislerini ne zaman ve nasıl durduracağını bildiği için huzur içinde yaşar. Yoginin eylemleri başkasına zehir gibi acı gelse de aslen onlar NEKTAR GİBİ TATLIDIR. Diğerleri hisleri arzuladıkları maddi nesnelerle birleştirmek için çabalar, oysa başlangıçta nektar gibi tatlı olsa dahi bu seçenek sonunda zehir gibi acılaşır. Yogi ise öngörü yeteneğini geliştirerek her şeyin sonunda nasıl neticelenebileceğini görmektedir. Duyuların maddi nesnelerden zevk alma yolu çok geniş ve kolaydır, ancak sonunda insanı çöküşe götürür. Duyu ve zihin kontrolü o kadar kolay olmamakla birlikte sonuçta DOYUM, HUZUR, DEVAMLI MUTLULUK ve KURTULUŞ sağlar.

Yoga Nedir Ne Değildir-  Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf

13 Şubat 2019 Çarşamba

GERÇEK YAŞAMA NASIL ERECEKSİN?


İlk adım maske kullanmamak. Bu ne demek? O an ne düşünüyorsan, ne hissediyorsan onu ifade etmek demek. Arkadaşınla konuşuyorsun ve onun deli olduğunu düşünüyorsan: "Sen delisin" de.

Bunun sonuçlarına katlanacaksın. Bu riski alacaksın. Yani duygularını saklamayacaksın. Öfkelenirsen öfkelen. Kızmışsan yalandan gülme. Kızgınlığını ifade et: " Kızıyorum" de. Eğer eşinden nefret ediyorsan onu öpüp " seni çok seviyorum" deme. Maskekullanma. "Şu an senden nefret ediyorum haberin olsun" de.

Çünkü " senden nefret ediyorum" dediğinde tekrar sevgi hissedeceksin. İşte bu yapaylaşmadan, bu robotlaşmadan, bu suni hayattan çıkman gerekiyor. Adımlar bunlardır, sana şu an harita veriyoruz. Varoluşa geri dönme haritası. Her şey harika olacak.

Bazı riskler var ama getirisi çok daha fazla. O yüzden kazanacaksın. Artık maske kullanma. Ne düşünüyorsan ne hissediyorsan onu söyle karşısındaki kişilere. Bu sana da onlara da iyi gelecek. Tuhaf gelebilir ama iyi gelecek.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

5 Ağustos 2018 Pazar

Yoga Nedir

Yoga tam, etkili, verimli ve sistematik bir şekilde insana içindeki ruhu araştırma ve algılama yolunu öğretmektedir. Birey dışsal bedeni inceleyerek içsel öze ulaşmaktadır. Kendini algılama yolunda birey bedenden sinirlere, sinirlerden hislere, hislerden duyguları kontrol eden zihne, zihinden mantığı ve iradeyi yöneten zekaya, zekadan egoya, egodan bilince ve bilinçten gerçek öze, yani ruha ilerlemektedir.

Yoga Sistemi insana doğayla, diğer canlılarla ve kendisiyle barış ve uyum içinde yaşamayı sağlamaktadır. İnsan iyiliği kötülükten, erdemliliği mengenelikten, ahlaklılığı ahlaksızlıktan ayırt etmeyi öğrenmektedir. Doğru eylemin ayrıntılı kavramı veya görev ilmi Dharma olarak adlandırılmaktadır. Dharma, evrensel düzeni oluşturan kanunlardır ve insanlığın manevi niteliklerinin temelidir. Dharma ırk, kast, sınıf ve inanca aldırmadan spiritüel hayat yaşamak için insanlığı desteklemekte, güç vermekte, yaşatmakta, yükseltmekte ve rehberlik etmektedir.

Dharma, Evrensel Ruh’tan gelen ve insan ruhunda bulunan ebedi doğru davranış kurallarıdır. Bu kuralları algılamayan ve onlara zıt hareket eden insan vicdan azabı çekmektedir. Vicdan, Dharma kurallarına zıt hareketin icrasını belirten ve içimizden haykıran ruhun sesidir. Bu kurallara göre hareket etmeyen insan hiçbir zaman huzur ve mutluluğa ulaşamaz. Olağan insan kendisiyle ve evrenle savaşmaktadır ve bu yüzden hiçbir zaman barış içinde yaşayamaz. Böylece Dharma'ya göre hareket etmek isteyen insan Yoga Sistemi’ne başvurmalıdır. Dharma kurallarına göre davranmak ve içindeki ruhu tecrübeden geçirmek için beden sağlıklı, güçlü ve temiz tutulmalıdır.

PARAMAHAMSA YOGAÇARYA MAHA YOGİ AKİF MANAF.

19 Ağustos 2016 Cuma

SPİRİTÜEL TEKAMÜLÜN 7 AŞAMASI


1. Kısmen Bilinçli:

Bu aşamada birey ben bilinçlidir ve farkındalığı fiziksel düzeydedir. Birey kendisinin ruhsal yapısına ve spiritüel realitelere dair geçerli bilgilere sahip değildir. Birey kendini beden ve zihin ile güçlü bir şekilde özdeşleştirmiştir ve fiziksel ihtiyaçlarını tatmin etmek için çabalamaktadır. Geleneksel inançlara, kalıplara, kavramlara ve eylemlere bağlıdır. Kişi iyi ve dürüst bir insan olsa da zihinsel tutumu genellikle dar ve sınırlıdır. Ruhsal konularla ilgilendiğinde gelenekçi, dinsel ve sabit inançlara yönelir. Eğer böyle bir insan doğru biçimde meditasyon yaparsa spiritüel yönde tekamül etmeye başlar.

2. Bilinçaltı:  

Bu aşamada değişken ruh halleri, zararlı alışkanlıklar, kaprisler ve dünyevi arzular davranışları etkiler ve düşünme tarzı yanılgılar yüzünden karmakarışıktır. Mantık yetersiz, düşünceler hatalıdır. Birey sürekli gerçekçi olmayan hayaller kurar ve bir fantezi dünyasında yaşar. Aşırı duygusallık, kendini kandırma, bağımlılık yaratan ilişkiler ve kendini geçersiz kılan davranışlar yaşamı karmaşık hale sokar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey egzotik, farklı, yabancı ve pratik olmayan uygulamalarla ilgilenir. Bu aşamada olan kişi doğru biçimde meditasyon yaparsa, ayaklarının yere basmasını sağlayacak eylemlere yönelecek, ilişkilerde ve eylemlerde pratik bir rotada ilerleyen bir hayat tarzı geliştirecektir.

3. Ben Bilinçli:

Bu aşamada birey, hür iradeye ve benlik konusunda net bir algıya sahiptir. Birey ayırt etme kapasitesine sahip, başarılı, temel ihtiyaçları sağlayabilen ve hedeflerine ulaşabilen bir insandır. Genellikle ben merkezcil eğilimler yüzünden birey kaderinin kontrolünün tamamen kendi elinde olduğuna inanır. Kişi güç, kontrol ve statü elde etmek için çabalar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey “Yaşamın amacı nedir?” yerine “Bu amaca ulaşmanın bana ne yararı var?” tarzında soru sorar. Bu aşamada birey varoluşun metafiziksel ilkelerini anlayabilir fakat bu bilgileri eylemlere dökmek için fazla motive olmaz. Bilgi ve bilgelik arasında önemli bir fark vardır; Bilgi doğru enformasyondur; bilgelik ise onun belirli hayat koşullarında nasıl kullanıldığını bilmektir. Bu aşamada meditasyon yaşamı zenginleştiren yararları için uygulanabilir. Düzenli uygulama sayesinde birey kendisinin, başkalarının ve dünyanın yararları için yeteneklerini kullanmaya başlar.

4. Aşama, Üstün Bilinç:

Bu aşamada farkındalık fiziksel ve zihinsel sınırları aşar ve ruhsal benliği bedensel benlikten ayırt etmeye başlar. Bireyin ruhsal uyanışı ve spiritüel tekamülü hızlanır. Zihinsel süreçler, hayal ve illüzyonlar aşılmaya başlandığı için zekaya ait güçler uyanmaya başlar. Sezgisel yetenekler çok daha belirgin olur. Bu aşamada insan gerçek bir Yoga Üstadı’nın değerini anlamaya başlar. Üstadın rehberliği altında geriye kalan bedensel ego hissinin çözülüp dağılmasını sağlar ve bilincin daha genişlemiş hallerini deneyimler. Bu aşamada birey ideal bir öğrenci olup hızla öğrenir ve öğrenileni etkili biçimde uygular.

5. Aşama; Kozmik Bilinç:

Bu aşamada Yoga sayesinde beden ve zihin o kadar arınıp saflaşır ki bilincin genişlemiş halleri artık normal olur. Ruhsal özün varlığı gerçeğinin algılanması birlik farkındalığını sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey bir tür bilinç hali deneyimler, yani genel yaşam içinde aşkın realitelerin de algılanması ve bu realitelerin bilgisi ortaya çıkar. İnsan kozmik bilinçte sabitleştiğinde bu bilincin her yerde olduğu, her şeye gücünün yettiği ve her şeyi bildiği farkındalığı kalıcı olur. Meditasyon hali artık kendiliğinden oluşur ve odaklanma aşkın düzeylere doğru serbestçe akar. Hayat, doğa olgularının tam desteği ile bencilliğin ötesine geçerek yaşanır. Arzular çaba harcamadan gerçekleşir, istekler doyuma ulaşır ve ihtiyaçlar kolaylıkla karşılanır. Ölüm, boşluk ve yok oluş gibi sınırlayıcı kavramlar kaybolur. Sınırsız yaşam gücü ve koşulsuz sevgi ortaya çıkar.

6.Aşama Bütünleşmiş Bilinç:

Bu aşamada tanrı olarak bilinen Öz Kaynak’ın realitesi algılanır. Öz Kaynak kendisinden evrenlerin ve ruhi varlıkların yayıldığı tek tezahür ettirici Güç, Varlık, Temel, Varoluştur. Bu aşamada ruhsal uyanış daha da hızlanır. İçgörüler ortaya çıkar ve zeka gücü deneyimlerin de geçerli kıldığı evrensel bilgileri sağlar. Bu aşama öğrenmekle ilgili en arınmış zekasal yeteneğin de ötesindedir; bu aşamada bilinmeyen algılanmaya başlanır. Yani genellikle öğrenme sürecinde bilgi önce sezgisel olarak idrak edilir ve sonra doğrudan tecrübe edilir ve gerçekleştirilir. Bu aşamada bireyin farkındalığı açık olur ve kişi kendiliğinden en sağlıklı yaşam tarzına uyum sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey dünyevi hayalleri ve yanılsamaları zihinden silmek için Yoga tekniklerini her gün uygulamalıdır. Bu aşamada ise düzenli uygulama kendiliğinden gerçekleşmektedir.

7. Aşama; Aydınlanmış Bilinç:

Bu aşamada saf varoluş yani mutlak, değişmeyen gerçeklik hali meydana gelir. Maddi, astral, nedensel düzeylerden Öz Kaynak düzeyine kadar bilinç birliği kusursuzca gerçekleşir ve tam spiritüel bilgeliğe ulaşılır. Bu aşama temellenince deneyimlenecek hiçbir şey bulunamaz ve bilinecek başka hiçbir şey kalmaz. Bu evrende tamamen aydınlanmış ruhi varlıklar dünyada sadece spiritüel tekamül ile ilgili görevlerini icra etmek ve diğer ruhi varlıkların spiritüel tekamülüne yardımcı olmak için yaşarlar.

Dhyana Meditasyon Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Paramahamsa Yogacharya Maha Yogi Akif Manaf

24 Temmuz 2016 Pazar

Sevgi Dolu Oyunlar ve Mutluluk

Bireyler bu evrene doktor, mühendis, avukat olmak için gelmediler, sevgi dolu oyunlar sergileyerek mutlu olmak için geldiler. Fakat gelme nedenini unutarak olmadıkları şey olmaya çalıştıkları için mutsuzlar. İnsanlar mutsuz çünkü doğal olan şeylerden gitgide daha da uzaklaşmışlar. İnsanlar güç para ve prestij peşindeler Çünkü bu şeylerin onları mutlu edeceğini inanıyorlar. Fakat bu şeyler doğal olmadığı için mutluluk vermiyor. İnsan bir kuşun ötüşünü dinleyerek, bir kelebeğin uçuşunu izleyerek veya bir gülün kokusunu alarak mutlu olabilir. Doğadan gelen bu şeyler karlı değildir fakat onlar insanın mutlu olmasını sağlar. Demek ki karlı olmanın mutlu olma ile bir ilgisi yoktur. İnsanlar kar peşinde koşturarak mutsuzluk buluyorlar demek ki mutlu olman için kar peşinde koşturman gerekmiyor. Bu para kazanmak demek değildir, bu sadece kar manyağı olmak demektir.

Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Akif Manaf

Baş Aşağı Duruşlar

İnsan doğal olarak mutlu olmak yerine doğaya aykırı olarak sürekli mutsuzdur. Yani bir anlamda baş aşağı duruyor. Bu nedenle baş aşağı duruşlar yapıyoruz ki durum dengelensin. İnsan baş aşağı durunca normal hale geliyor ve mutlu hissetmeye başlıyor. Çünkü normal olan mutluluk anormal olmuş, anormal olan mutsuzluk ise normal olmuş. Şimdi anormalden normale dönmek için baş aşağı durman gerekiyor. (gülüşmeler)
Evet, komik çünkü yaşam zaten komiktir. Varoluş mizahla doludur. Sen o varoluşsal mizahi yakalayınca mutlu olacaksın. İnsanlar mutsuz çünkü her şeyi çok ciddiye alıyorlar. Oysa varoluşsal oyunda hiçbir şeyi ciddiye almayacaksın.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabından Alıntıdır
Büyük Üstad Akif Manaf

3 Haziran 2016 Cuma

Hakikat

Varoluşun sırrı direkt deneyimlenince üç büyük hakikat ortaya çıkar:

1. Tek bir varoluş mevcuttur ve bu varoluşun içinde hem günlük yaşam hem de spiritüel çabalar vardır. Bu ikisi birbirleriyle çelişmemektedir.

2. Yoga araştırmalarının hedefi enformasyon edinmek değil, saf saadete ulaşmaktır. Saf saadet bilinçsizlik veya sorumsuzluk hali değildir, tam tersi spiritüel bütünlük farkındalığıdır. Bir hastalıktan kurtulduğunuzda hissettiğiniz mutluluğu bin trilyona katlayınca saf saadetin ne olduğunu anlarsınız.

3. Ölümsüz olduğunuzu idrak edeceksiniz ve her an bunun bilincinde olacaksınız. Varoluş okyanusunda yüzerken hayatınızın her anında haz, neşe ve uyum hissedeceksiniz

Her gün ve her an ölümsüzlüğünüzün bir parçasıdır. Her anınızı ebediliğin içinde yaşadığınız gibi yaşamalısınız...

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf
Yoga Nedir? Ne Değildir? Muhteşem kitabı

26 Mayıs 2016 Perşembe

YOGA

"Yoga, şahane bir bilimdir. İnanmayı öğretmez, bilmeyi öğretir. İnsana, "kör bir takipçi ol" demez. "Gözlerini aç ve kendin gör" der. Ve bireye gözlerini nasıl açabileceği konusunda teknikler öğretir. Hakikat hakkında mükemmel bir bilgi sunar ve spiritüel vizyona nasıl ulaşılacağı hakkında herşeyi söyler. Gözlerin nasıl açılacağını, görme kapasitesinin nasıl geliştirilebileceğini, gerçeğe nasıl ulaşılacağını, böylece spiritüel evrim konusunda gereken her şeyi gösterir. Bir insanın düşünebileceği ve tüm inançların bir araya getirebileceğinden daha ötededir Yoga. Her şeyi içeren sınırsız ve sonsuz kutsallıktır."

Yoga Nedir? Ne değildir?
Büyük Üstad Akif Manaf

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Sen olmadan da...

Yüksek bir yere çık ve etrafı oradan gözlemle. Hayat sen olmadan da devam ediyor. Sen katılmasan da hayat devam edecek. O zaman koşuşturmanın ve kendini yıpratmanın ne anlamı var? Bu soru uyanışa neden olacaktır. Hayatın sensiz de devam edebileceği gerçeğinin farkına vardığında varlığının uzun zamandır ihmal edilmiş boyutunu keşfedeceksin.

Bu, dünyaya ait olmayan boyuttur. Metafiziktir, o yüzden dışarıdayken fark edilmezdir. Dünyayı dışarıda bırakınca fark edebileceksin. Bir kapı ol ve dünyaya ait olan herşeyin dışarı çıkmasına izin ver. İçeride kalan tam da ihtiyacın olan şeydir. O bütünleşmeni ve olgunlaşmanı sağlayacaktır.

Koşuşturarak ve sözde "iyilik" yaparak bu dünya dönüşemez ve pozitifleşemez. Bu dünyanın pozitif yönde dönüşmesi için insan olgunlaşmalı ve evrensel titreşime akort olmalıdır. Olgunlaşan her birey toplumun olgunlaşmasına neden olacaktır. Dünya bu şekilde pozitif yönde dönüşebilir…

Büyük Üstad Akif Manaf

20 Nisan 2016 Çarşamba

Varoluşun Amacı


Son zamanlarda varoluşun amacının bireyin ruhsal tekamülü olduğuna dair yaygın bir yanlış anlayış ortaya çıkmıştır. Bu, yetersiz bilginin ürünüdür. Her şeyden önce, eğer varoluşun amacı ruhsal tekamül olsaydı, o zaman etrafımızda sayısızca çökmüş ruh olmazdı. İkincisi, eğer maddi evren tekamül etme yeriyse, o zaman ruhi düzeyden gelen ruhlar mükemmel değil ve gelişmeye ihtiyaçları var. Bu pürüzlü sonuç iddianın ne kadar mantıksız olduğunu göstermektedir. Gerçek şudur ki, ruhi varlıklar maddi evrene Tanrı'dan bağımsız olarak yaşamak ve Tanrı gibi olmak için gelmektedir. Bu sonuç,''acaba Tanrı olabilir miyim?'' merakından kaynaklanmaktadır.
Maddi evrene gelen ruhlar bu merakı gidermek için eylemlerde bulunur ve Karma ağına yakalanarak Samsara(Doğum-ölüm) döngüsünde dolaşırlar. Bu döngüden kurtulmak isteyen ruhlar ruhsal tekamül araçlarına başvurur ve ruhsal tekamül o zaman başlar. Böylece maddi evren ruhsal
tekamül için değil, meraklı ruhların isteklerini karşılamak için tezahür etmiştir.

Geçmiş hayatlardaki eylemler bireyin şimdiki kişiliğini oluşturmaktadır. Sebep-sonuç yasası olan Karma sürekli bir fenomen olan benliği yönetmektedir. Karma,hem kişiliğin genel özelliklerine, hem de pozitif veya negatif şartlara zemin hazırlamaktadır. Karma yasası
anlaşıldığında, '' masum'' bir çocuğun neden feci bir kazada öldüğü ya da büyüyünce nasıl bir canavara dönüştüğü açıklanabilir. Bu yasa,iyi bir insanın niçin hep acı çektiğini ya da kötü bir kişinin neden başarılı olduğuna açıklama getirir.

Karma hayatın bir yönünü kontrol etse de, insan Yoga sayesinde kendi Karma'sını değiştirebilir, Karma'nın gidişatına müdahale edebilir, karmik tepkilerin tezahür etme şekline etki edebilir ve onlardan kurtulabilir.

Kundalini Evrim Enerjisi 5.kitap.Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

13 Nisan 2016 Çarşamba

Ailesel Karma


Önceki hayatlarda birbirleriyle yakın ilişkilerde bulunmuş ve yoğun bağlılık geliştirmiş ruhlar aynı ailede doğar ve ailesel KARMA oluşur.
Evlenen çiftlerin önceki hayattan gelen bağlılığı sevgi veya nefrete dayanabilir. Önceki hayatlarında kötü ve nefret dolu evlilikleri olmuş kişiler negatif Karma ile bağlanmış çiftlerdir. Bu kişiler bu yaşamda yeniden tanışıp evlenirler ve sorunlar yeniden başlar. Önceki hayatlardan, pozitif Karma ile birbirine bağlı mutlu çiftler de vardır. Onlar tanıştıkları andan itibaren güzel şeyler olmaya başlar ve aradığı insanı bulduklarını hissederler. Mutlu çiftler pozitif karmalarının tükenmemesi için mutluluklarının sürekliliğine bağlanmamalı ve karşılıklı spiritüel gelişim için çalışmalıdırlar.

Önceki hayatlarında spiritüel tekamül için birlilkte çabalayan kişiler de bu yaşamda evlilik ilişkisi kurabilir. Bu kişilerin arasındaki bağlantı saf ve pozitiftir. Spiritüel gelişim için çabalayan bir çift ilişiklerini hiç zorlamadan yürütür. Sevgileri ruhi düzeyde olduğu için egolarını aşabilir ve kendilerini diğerinin yerine koyabilir. Bu tür çiftler birlikte YOGA yapmaya meyillidirler ve bu durumda hızla tekamül ederler.

Ebeveyn/çocuk ilişkisi, geçmiş hayatlara doğru uzanan ailesel Karmanın zincirlerinden bir halka olarak meydana gelir. Aile bireylerine olan bağlılık, belirli bir sülalede doğmaya zemin yaratır. Ailesel Karma yüzünden insan atalarına karşı sorumluluk taşıdığı gibi ataların yaptıkları ile de yükümlüdür. Ruhi varlık bir ailede doğduğunda, ailenin sunduğu olanaklardan yararlandığı için ebeveyn ve ataların Karmasından da etkilenir. Ailenin refahını sağlamak için atalar tarafından gerçekleştirilmiş olumsuz eylemler sonraki nesillere de dayanır. Ataların negatif edimleri sayesinde kazanılmış servetten yararlanan sonraki nesiller negatif Karmanın etkisi altına kalırlar.

Ebeveyn/çocuk arasında ki KARMA, en zor çözümlenen Karma çeşididir, zira bu ilişki çok yakın olduğu gibi bağlılık da o derece büyüktür. İşin içinde yoğun duygular olduğu için üzmek çok kolaydır. YOGA yolunda aile KARMAsı dengeli ve pozitif bir şekilde çözümlenir ve birey aydınlanmaya doğru büyük bir adım atar.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

1 Nisan 2016 Cuma

Toplumsal Huzur

İnsan toplumunun kurallara ihtiyacı olmasının nedeni insanın kendi doğasına göre yaşamamasıdır. Birey hayvan olmaktan çıkmış, ancak henüz tam anlamda bir insan olamamıştır.
Birey ebedi doğasını unuttuğu için doğal insani davranışlarını da kaybetmiştir. O yüzden insan öfke, nefret ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu nedenle de insan toplumuna kanun, mahkeme ve polis gerekir.

Tekamül etmemiş insanın kişiliği bir kaos halindedir ve bu içsel kaos dışarı yansıyarak çevrede kaosa neden olur. İnsan içindeki kaosu kontrol edemediği için dışarıdan yardıma ihtiyacı vardır. Bu dışsal yardım kurallar, hukuk ve cezaevleri şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ebedi doğasına göre yaşayan insanlar topluluğu için hiçbir kanuna gerek yoktur. Olgunlaşmış, aydınlanmış ve özgürleşmiş insan kimseye zarar veremez. Eğer toplum gerçekten insan olma yönünde tekamül ederse tek geçerli kanun sevgi olacaktır.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

26 Mart 2016 Cumartesi

Academy'den Neden Ayrılıyorlar?

"Böyle olunca kopuş olacak. Şimdi insanlar soruyorlar: Hocam, bu kişi şu kadar sene burdaydı, şimdi gitmiş, bilmiyor muydunuz? Aslında hayret edilecek şey gidenler değil, kalanlardır. Gidenlere, kopanlara hiç hayret etmiyoruz. Kali Yuga'da yaşıyoruz, cehalet döneminde yaşıyoruz. Kalanlar hayrete düşürüyor. Onlar nasıl oluyorda kalıyorlar? Asıl soru budur! Asıl başarıda budur! Bu Orijinal Yoga Systemi'nin başarısıdır. Çünkü bu kişiler aydınlanıyor!
Ama buradaki fark nedir: Kopanların hepsi ama hepsi maddi isteklerle gelenlerdir ve o isteklerden vazgeçmeyenlerdir. Bir anlamda Orijinal Yoga Systemin'de Yoga Academi'ye gelen herkes belirli isteklerle geliyor. O istekler spiritüel istekler olabilir, bilgi edinmek ama ne için? Bilgili gözükmek için, yani böyle herkese anlatmak için. Ego her zaman olacak çünkü egosuz olmak zaman alır. Sonra dilediklerine ulaşınca o bilgiyle, o ulaştığı noktada ne yapacak kişi? Yani ne zaman samimiyet ortaya girecek, ne zaman aydınlanıp arınacak ve arınmak isteyecek mi?
Eğer egosunu bırakmıyorsa kalamıyor! Kalamıyor!
Bakın ne oluyor; eleştirmeye başlıyor. Şimdi bu böyledir, ben daha iyiyim, ben daha iyi bilgiliyim, o öyle yapıyor ve ben ben ben ben ben ben ben ben... Uzaklaşıyor. Bizde ona yolun açık olsun diyoruz. Yani olay budur. O yüzden olacak..."
Büyük Üstad Akif Manaf

19 Mart 2016 Cumartesi

AŞK

Maddi evrende aşk, egosaldır. İnsanlar sevilmeye ihtiyaç duyar.Evrensel kaynaktan uzaklaştıkları için yalnızlaşırlar.

Kendilerini mutsuz ve sevgiye muhtaç hissederler. Gerçekte özleri saf sevgidir ama ne yazık ki kimse bunun farkında değildir....

Sevgiye duyulan ihtiyaç, kişiyi karşı cinse yönlendirir, kişi aşık olduğunu sanır. Oysa ki hissettiği gerçek sevgi değildir ve her zaman bir karşılık beklenir. Karşı taraf onu severse, sever. Belli koşullar sağlanmazsa, istekler gerçekleşmezse sevgi zamanla kaybolur.

Cinsellik ise sadece bedensel düzeydedir ve şehvet ön plandadır. Böyle yaşanan cinsellik kişinin enerjisini aşağıya çeker ve spiritüel gelişimini olumsuz yönde etkiler. Kişi bedensel hazlara daha çok bağlanır ve titreşimi düşer..

Orjinal yoga sistemini düzenli bir şekilde uygulayan bir kişi, gerçek aşkı deneyimleyebilir. Orijinal Yoga Sistemi'ni uyguladıkça özüne yaklaşır ve özün
nitelikleri açığa çıkmaya başlar. Kişi tek başına olduğunda da kendini tatmin ve mutlu hisseder. Coşkulu ve sevgi doludur. Sevgisi hesapsızca tüm varoluşa akar. Herkese ve her şeye karşı sevgi dolu ve merhametlidir. Karşılık beklemeksizin sahiplenmeden sever. Özel bir kişiye aşık olduğunda ise o kişiyi kısıtlamaz. Sahiplenmez. Sevgisine karşılık beklemez. İhtiyaç duyduğu için değil, sadece sevdiği için sever. Bu inanılmaz muhteşem bir akıştır.Ve gerçek Aşk'tır. Böyle bir Aşk'ta yaşanan cinsellik ruhi düzeydedir. Bu gerçek bir bütünleşmedir. Ve kişinin ruhsal tekamülünü olumlu
yönde destekler. Birlikte yoga yapan çiftlerin ilişkisi her açıdan mükemmel olur. Ego aşılmıştır ve gerçek aşkın sonsuzluğu deneyimlenmektedir.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

13 Mart 2016 Pazar

Gerçek Mutluluk

Gerçek mutluluk dışsal şartlara bağlı değildir. Yoga uygularken insan negatif düşünceleri ve duyguları terk etmekte, kendini bedeninde rahat hissetmekte, kozmik ilkelerle uyum içinde yaşamakta ve evrensel güçlerden destek almaktadır. Bu nedenle de mutluluk anları artmakta ve daha geniş bir süreye yayılmaktadır.

Mutluluk için gerekli olan içsel şartlar oluşturulduğunda, gerçek mutluluk kendiliğinden gelmektedir. İnsan Yoga'nın hedefi olan evrensel mutluluğa ermektedir. İnsan evrendeki her şeye sevgi, saygı ve iyi niyetle yaklaşırsa kişisel bilinci Evrensel Bilinç'e daha da yakın olur, çünkü dünyadaki herşey Evrensel Gücün dışa vurumudur.

Kişisel bilincin Evrensel Bilinç'le olan bağı sevgiden oluşmaktadır ve kişi mutlu olduğunda sevmek ve sevgiyi paylaşmak kolaylaşmaktadır. İnsan mutlu olduğunda karşılaştığı herkesi sever ve mutlu eder. Gerçek mutluluk insanın kendi içindedir.

Yoga insana gerçek mutluluğu kendi içinde bulma sanatını öğretir. Yoga tekniklerini uygulayarak insan kendi içinde ikamet eden mutluluğa kısa bir süre içinde ulaşmaktadır; sonra da hiç tecrube etmemiş olduğu mutluluküstü spiritüel bir hale varmaktadır.

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf