<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






yoga felsefesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yoga felsefesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Kasım 2019 Perşembe

Küresel Siyasî Kaos

İnsanlığın küresel sorunlarını çözmek için dünyanın siyasal dinamiklerine kuşbakışı bakmak gerekir. Küresel siyasi kaosun nedeni herkesin içindeki kaosun bir araya gelmesidir. Herkes içindeki kaosu küresel kaosun içine akıttı ve onu bu şekilde besledi. O yüzden çözüm küresel kaosu devirmek değil, bireysel kaosu kozmosa dönüştürmektir.
 
Tekâmülsel değişim sayesinde dünya yepyeni bir siyasi fenomene dönüşebilir – nefret ve şiddet barındırmayan bir gezegen olabilir! Bu değişim şimdi gerçekleşmeli, çünkü fazla zaman kalmamış. Buradaki amaç, koşulsuz sevgi saçan değişim dansını tüm dünyayla paylaşmaktır. Çünkü paylaşmak var olmak demektir ve var olmak mutlu olmak demektir. Keza insanlar koşulsuz sevgi ve nedensiz saadetle dolarsa Üçüncü Dünya Savaşı asla gerçekleşmez. Onun yerine yeryüzünde Birinci Dünya Barışı ortaya çıkar.”
 
Dünyadaki yıkımı durdurmak için silahlara değil müziğe, şarkıya, dansa, sevgiye, tekâmüle, yaratıcı güce, değişime ve saadete ihtiyaç var. O zaman doruğa ulaşacak  tekâmül ve değişim gücü tüm dünyayı yıkımdan koruyacaktır.”
 
SİYASET Nedir ve Nasıl Yapılır?
Akif Manaf
 

2 Temmuz 2019 Salı

Mutsuzlar için Ne Yapılacak

Mutsuz bir insana sempati duymak yerine mutluluğu onunla paylaşarak yardım etmek gerekir. Kişi mutsuzken ona sempati duymak yardım değildir, anti-yardımdır. Mutsuzluk değerli bir şey veya saygıdeğer bir şey değildir. Tam tersi mutsuzluk en değersiz şeydir. Mutsuz bir insanı mutlu etmeye çalışırken mutsuzluğun saygıdeğer bir şey olmadığını açıklayın. Mutsuzluk çirkin bir şeydir ve bu çirkin şeyden ne kadar çabuk kurtulursan o kadar çabuk güzelleşirsin. Mutsuz olmak insanlığa en büyük zararı vermektir. Aslında mutsuz insanlar topluma zarar vermektedirler. Mutlu insanlar ise toplumun en yararlı bireyleridir. O yüzden topluma zarar vermemek ve toplumun en yararlı parçası
olmak için mutlu olmalısın. 
Büyük Üstad Akif Manaf

25 Haziran 2019 Salı

Gunalar


Bu evrende üç Guna denen nitelik var: Sattva – aydınlık ve erdemlilik. Racas – ihtiras, şehvet ve hareketlilik. Tamas – atalet ve cahillik. İnsan sürekli bu üç niteliğin etkisi altındadır. Bu üç niteliğin etkisi altında mutluluk da üç türdür. Erdemlilik modunda mutluluk, ihtiras modunda mutluluk ve atalet modunda mutluluk. Günümüzde insanların en iyi bildikleri mutluluk atalet modunda olan mutluluktur. Yani hiçbir şey yapmamak, tembellik yapmak ve mutlu olmak. Atalet ve tembellik yüzünden bireyin mutlu olmak bile umurunda değildir. Cehalet etkisi altındaki birey cahilce eylemler aracılığıyla mutlu olmaya çalışır. Örneğin bir şey çalmak, birini dövmek veya işkence yapıp öldürmek. Bu tür mutluluk çöküşe ve acılara neden olmaktadır. Cehalet modundaki mutluluk tembellikten, amaçsızlıktan, zamanı boşuna harcamaktan ve her türlü cahil eylemden ortaya çıkar. Bu tür mutluluk her türlü acıya ve intihara neden olmaktadır. Cehalet modundaki mutluluk için icra edilen eylemler hem kişinin kendisine hem de çevresindekilere zarar vermektedir. İhtiras modundaki mutluluk kariyer yapmaktan, üretmekten, yarışmaktan, kazanmaktan vb. faaliyetlerden ortaya çıkar. Bu tür mutluluk hayal kırıklığına ve mutsuzluğa neden olacaktır çünkü her zaman kazanamazsın ve her zaman her şey istediğin gibi olamaz. Erdemlilik modundaki mutluluk varoluşu idrak etmeye çalışmaktan, kendini geliştirmekten, bilgi edinmekten, yardımseverlikten, aydınlanmaktan ve benzeri erdemli eylemlerden ortaya çıkar. Bu tür mutluluk insanın gelişmesine ve gitgide daha da mutlu olmasına neden olmaktadır. Bu gezegende insanlar bu üç tür mutluluğu yaşamaktadır. Fakat ne yaparsan yap bu üç tür mutluluk mutsuzluğa da neden olmaktadır. Kalıcı, nedensiz ve kesintisiz mutluluğa ulaşmak için birey tekâmül yolunda ilerleyerek mutlak mutluluğa erişmelidir.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabı
Büyük Üstad Akif Manaf

Yemek Yemek

Bunu başka şeylerde de göreceksiniz. Örneğin yemek amaç olmaktan çıkacak. Ama birçok insan yemeği bir amaç olarak görüyor. Yemek için büyük hazırlıklar yapıyor. Her tür mutfaktan denemek istiyor: Çin mutfağı, Meksika mutfağı, şu mutfak, bu mutfak vs. Çünkü amaç yemek ve yiyerek mutlu olmaktır. Yani mutluluğu ortaya çıkarmak için dili kullanmak, tat duyusunu devreye sokmak. Fakat tat mutlu olmak için değil, doğru besinleri seçmek içindir. Eğer tat duyusu mutlu olmak için kullanılırsa, bağımlılığa neden olur ve kişiyi köleleştirir. Bağımlılık sapkınlığa neden olur ve kişi obur olur. Gece gündüz yer ve kilo alır. Sonuç olarak mutlu olmak için tüketilen gıda hastalıklara ve mutsuzluğa neden olur. Tat alma duyusu köleleştirebilir ya da özgürleştirebilir. O nasıl özgürleştirici olabilir? Amaç olmayarak. Nasıl amaç olmayacak? Gözlemci olarak. Yani özünüzde bulunarak. Ondan sonra nefis tatlar alsan da mutlusun almasan da yani özgürsün.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur
Büyük Üstad Akif Manaf

Cinsel Enerji

Maddi düzeye inince cinsel enerji acı çektirici ve mutsuz edici oluyor. Bu enerjiyi bedensel düzeyden ruhsal düzeye yükselterek mutluluğa ulaşılabilir. Cinsellik kendiliğinden yani saf cinsellik olunca mutluluk verici olur. Yani cinsellik = mutluluk denebilir. Fakat bu olayda oyunbozan unsur bencilliktir. Yani mutsuzluğun bir formülü de şudur: Mutsuzluk = Cinsellik + Bencillik. Yani cinselliğin mutluluk verici olması için bencilliği ortadan kaldıracaksın. Mutluluk zaten sizde var. Siz kendiliğinden nedensizce mutlu olunca cinselliğin önemi kalmayacak. Yani cinsellik artık bir mutluluk aracı olmayacak. Sen mutlu ve tatmin olunca cinselliğe ihtiyacın kalmayacak. Cinselliği tutkuyla arayanlar mutsuz insanlardır çünkü tatminkâr değildirler. İnsan mutlu ve tatmin olunca cinsellik de bir ihtiyaç olmaktan çıkar. O zaman cinsellik yaşanınca acı verici olmaz çünkü özgürsün. Artık cinsellik bağlayıcı değil. Cinsellik bir amaç olmaktan çıkmış. Cinsellik mutlu olmak için kullanılan bir şey değil. O bir deneyimdir. O zaman o deneyimi spiritüel yükseliş için kullanabilirsiniz. Çünkü her deneyim spiritüel tekâmül için kullanılabilir.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur Kitabı
Büyük Üstad Akif Manaf

23 Haziran 2019 Pazar

Mutluluk Şovu

Dünyevi mutluluk gerçek mutluluk değildir, olsa olsa zihinsel bir egzersizdir, yapay bir şekilde sergilenen belirli bir tavırdır. Günümüzün insanı mutluluk şovu yapıyor, mutlu olduğunu göstermeye çalışıyor, rol yapıyor fakat bu şovun altında derin bir mutsuzluk saklanıyor. Günümüzün insanı mutluluğu taklit etmeye, mutluluğu sergilemeye, mutluluğu öğrenmeye, “mutluyum, mutluyum” diye tekrarlayarak vb. mutlu olmaya çalışmaktadır. Tüm bu çabalar kökten yanlıştır ve sadece mutsuzluğu artırmaktadır.
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur
Büyük Üstad Akif Manaf

22 Haziran 2019 Cumartesi

Mutluluk Nedir

Mutluluk nedir? Mutluluk, isteklere eksiksiz olarak ulaşmaktan duyulan sevinç ve övünç hissidir. Ayrıca mutluluk göreceli bir kavramdır. Yani herkesin mutluluğu farklıdır. Size mutluluk veren şey bir başkasına acı verebilir. Kişinin hedeflerine göre mutluluğu ya maddi ya da manevi alanda gerçekleşebilir. Mutluluk ya duygusal ya da ruhsal düzeyde olabilir. Fakat mutluluğun kaynağı duygular değil, ruhi özdür. Yani gerçek mutluluk fizik değil, fizikötesi bir olgudur.
Büyük Üstad Akif Manaf

Dans ve Müzik


Mutluluk ise dolmak, taşmak ve zenginleşmek demektir. Mutluluk hayatı doyasıya yaşamaktır. Birey müzik dinlerken özünden bir mutluluk yükselmeye başlar. Bu mutluluk bireyin varlığını harekete geçirir, ahenk ortaya çıkar ve müziksel bir haz hissedilir. Dansın verdiği mutluluk bedeni unutturur, beden uçmaya başlar ve yerçekimi yokmuş gibi hissedilir. Beden hafifler, ego incelir, birey dansla bir olur, bütünleşir ve mutluluğun içinde eriyip varoluşu kutlamaya başlar. Bu tür mutluluk duyular aracılığıyla ulaşılan yüzeysel mutluluktan çok daha derinsel ve yüksektir. Bu tür mutluluk daha doyurucu ve kalıcıdır. Fakat bu mutluluk da gerçek mutluluğun sadece bir yansımasıdır.

17 Nisan 2019 Çarşamba

KALİ YUGA ÇAĞI

KALİ YUGA ÇAĞI
Kali kelimesinin Sanskrit karşılığı “korkunç” anlamını taşır. Bu çağda korkunç şeyler meydana gelir, her şey kötüye giderek su kaynakları kirlenir. İnsanlar Prana’yı ağız yoluyla beslenme sırasında alır. KALİ YUGA insanı konuşarak iletişim kurar. Spiritüel bilgiler tahrip edilir, dinler çöker ve Yoga Sistemi’yle ilgisi olmayan şeylere “yoga” adı verilir. Kali Yuga çağında insanlar tüm çabalarına rağmen isteklerine ulaşmakta zorlanırlar.
Kali Yuga çağı 432.000 yıl sürmektedir. Kali Yuga çağının yaklaşık 5.000 yılı geride kalmıştır. Her Kali Yuga’nın sonunda bir su baskını gerçekleşir. Sular çekildikten sonra Satya Yuga (dürüstlük) tekrar başlar. Böylelikle yaklaşık her beş milyon yılda bir gezegenimizde tam su baskını gerçekleşir.
Genelde, “benzer benzeri çeker” prensibine göre, bireysel ruhun önceki hayatında oluşturduğu eğilimleri onun benzer eğilimlere sahip olan ailede doğmasını sağlar. Fakat her şeyin karmakarışık olduğu Kali Yuga’da eğitmen işçinin ailesinde, siyasetçi ise tüccarın ailesinde doğar. Bu da her türlü, aile içi anlaşmazlığı yaratır. Sınıfların karışması bireylerin olumsuz Karma üretmesinden kaynaklanmaktadır.
Olumlu Karma toplayan kişi kendi sınıfına ait olan ailede doğar ve doğuştan gelen yetilerine göre ilerler. Olumsuz Karma toplayan kişide hayvani doğa daha baskındır, birey farklı sınıfta doğar ve hayatı altüst olur. Bir insan doğası itibariyle ya eğitmen, ya yönetici, ya tüccar ya da işçidir ve bu doğayı değiştirmek imkânsızdır. Yalnızca YOGA sayesinde insan bunun ötesine geçebilir.
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

Geçiçi Durak

Bu dünya ebedi yolculukta sadece geçici bir duraktır. Eğer buranın sadece bir durak olduğunu unutursanız ve sürekli geçici nesnelere sahip olmaya çalışırsanız kendiniz için dayanılmaz acılar acılar üretirsiniz. Sonra da çektiğiniz acılar yüzünden başkalarını suçlarsınız. Bilin ki, çektiğiniz tüm acılar sizin ürününüzdür ve onlardan kurtulmak sizin elinizdedir.

İnsan mutlu olmak ister ama sorunlar üreterek mutsuz olmak için de her şeyi yapar. Bu, bir paradokstur. İçinizdeki tüm sorunlar ve çatışmalar sizin tarafınızdan üretilmiştir. Çünkü siz dış dünya ile iç dünya arasındaki ilişkiyi anlayamamışsınız, bu iki dünya arasında köprü kuramamışsınızdır.

Büyük Üstad Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf'ın "Yoga:Samadhi-Sınırları Aşmak" kitabından alıntıdır

27 Mart 2019 Çarşamba

Hırs ve İhtiyaçlar

Doğal ihtiyaçlar küçüktür ama hırsın iştahı çok büyüktür. Her insanın hayati ihtiyaçları doğal bir şekilde karşılanabilir ama hırsların neden olduğu istekler asla karşılanamaz. Dünya gezegeni herkesin doğal ihtiyaçlarını sağlayabilecek kapasiteye sahiptir fakat dünyadaki hırs buna engel olmaktadır. Gerçek şu ki, hırslı insanların istekleri yerine getirildiği için milyarlarca insanın ihtiyaçları karşılanmıyor. Hırslı insanlar dünyanın kaynaklarını sömürüyor, tüketiyor ve başkalarına hiçbir şey bırakmıyor. Hırs temelde psikolojik bir sorundur. Küresel tüketici toplumun çıkar grupları insanlara, mala mülke sahip olmayanların önemsiz, sıradan, başarısız ve korkak olduklarını dayatır. Bu nedenle insanlar ne pahasına olursa olsun mal mülk sahibi olmaya çalışır. Mal mülk peşinde olan hırslı insan, içsel bir boşluk hissetmeye başlar ve onu nesnelerle doldurmaya çalışır. Bu, sadece geçici bir rahatlama sağlar ama bir süre sonra kişi tekrar o içsel boşluğu hisseder ve tekrar onu doldurmaya çalışır. Bu kısır döngü hayat boyu devam eder ve insan huzur bulamaz. Peki, çözüm nedir? ÇÖZÜM İÇSEL BOŞLUKTAN KORKMAMAK, ONU DOLDURMAYA ÇALIŞMAMAK VE ONUNLA YÜZLEŞMEKTEN GEÇER. İçsel boşluğa dal ve o zaman göreceksin ki bu, varoluşa açılan bir kapıdır. Bazıları "boş zihne" şeytan işi diyor. Fakat boş zihin ile başıboş zihin arasında önemli bir fark vardır. Eğer "şeytan" denilen bir şey varsa oda başıboş zihindir. Boş zihin ise varoluşa açılan kapıdır. Bu kapıdan geç - "hırs" denilen şeytandan arınacaksın. Boş zihinde hırs yok olur çünkü beslenecek hiçbir şey bulamaz. Boş zihinde hırs ve hırsın tetiklediği düşünceler olmaz. Boş zihin bir düşüncesizlik, zihinsizlik, hırssızlık halidir. Bu hale ulaşan, hırsı aşar!

Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

İlgi Hırsı

İlgi hırsı ve ilgi, sarhoş edici bir etkiye sahiptir. Çünkü İLGİ DÜNYADAKİ EN GÜÇLÜ UYUŞTURUCULARDAN BİRİDİR. O yüzden ilgi görmeyen veya gördüğü ilgiden mahrum bırakılmış insan, derhal uyuşturucu maddeler kullanmaya başlar. Çünkü ilgi uyuşturucusu bağımlılık yapar ve gördüğü ilgiden mahrum kalan insan, derhal başka türden uyuşturucular kullanmaya başlar. Bu nedenle sürekli ilgi görmek isteyen insan, ilgi hırsına kapılır ve ilgi görmek için çabalar. Ortalarda dolaşan ama kimsenin ona dikkat etmediği, bir köpeğin bile ona havlamadığı, herkesin onu görmezden geldiği, varlığının farkında bile olunmayan ve kimsenin ona bakmadığı bir insan, kendisinin bir hiç olduğunu, önemsiz olduğunu, boşluğa indirgendiğini hisseder. Bu durum insana ölüm gibi gelir, kişi yaşamadığını hisseder ve ölmek ister. İşte bu yüzden insanlar ilgi arayışındadır ve bu arayış insanda ilgi hırsı uyandırır. Dünyevi, sıradan bir insan için ilgi, hayat verici ve motive edicidir. İnsanlar, ilgi çekmek için ünlü olmak ister ve şöhret hırsına kapılır. Şöhret hırsından deliren kişi eğer ünlü olamazsa, en azından kötü şöhretle dikkat çekmeye ve ilgi görmeye çalışır. Bu tür insan iyilik yaparak dikkat çekemezse, kötülük yaparak dikkat çekmeye çalışır. Kişi öyle veya böyle ilgi görmeye çalışır. Hırs söz konusu olunca insanın ne yaptığı önemli değildir, önemli olan dikkat çekmek ve ilgi görmektir. İlgi çekme hırsı ta bebeklikten başlar ve hayat boyu devam eder. Bir bebek ilgi çekmek için sürekli bağırır ve ilgi çekmekte başarılı olduğunu görünce hayatı boyunca bağırmaya devam eder. İşte size insanların sürekli bağırmasının altında yatan basit neden: İlgi Çekme Hırsı! Keza insanları beşikten mezara kadar bağırtan şey hırstır.

Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

25 Mart 2019 Pazartesi

AhlakÜstü

Ego güçlenince kişi ünlü olmak ister, çünkü takdir egoyu besler. Bireye saygı duyan insanların sayısı artınca birey kişiliğine daha çok sarılır ve kişilik güç kazanır. Sonra bir gün aynı kişiler eleştirmeye başlayınca kişi acı çeker ama kişiliğini değiştiremez, çünkü güçlenmiş kişilik hiçbir değişikliğe izin vermez. Güçlenmiş kişiliğin etkisi altında olan birey saygınlık ister. Bunun  için kişi tüm yolları dener. Birey saygınlığa para biriktirerek veya biriktirmiş olduğu paradan vazgeçerek ulaşabilir. Herkesle yemeğe çıkarak veya oruç tutarak. Kişi saygınlığa bir şeyler biriktirerek ya da biriktirmiş olduğu şeyleri dağıtarak ulaşmaya çalışır. Bütün bu çabaların arkasında belirli bir gerçek vardır: Kişi başkalarının saygısını kazanmak için kendisine onların gözünden bakar ve böylece kendi bireyselliğinden daha da uzaklaşır. Birey kendisine başkalarının gözünden bakarak onların kendisiyle ilgili ne hissettiklerini anlamaya çalışır ve başkalarının beğenisini kazanmak için adımlar atar. Yani birey kendisi olamaz hep ROL YAPAR. Kişi takdir görebilmek için çok erdemli ve çok ahlaklı biri gibi davranabilir fakat büründüğü kişilik onu asla tatmin etmez. Ahlaklı olmak kişiyi tatmin etmeyince o zaman ahlaksızlık yapar ve geçici bir tatmin yaşar, ama bu sefer de takdir görmez. Asıl güç ahlaklı olmakta değil, çünkü ahlaklı olmaya çalışırken ahlaksızlık da yapabilirsin. Asıl güç ahlaküstü olmaktadır. Ahlak sana toplum tarafından dayatılmış bir şeydir SENİN GERÇEK ÖZÜN İSE AHLAKÜSTÜDÜR.

Güç Nedir ve Nasıl Güçlü Olunur- Akif Manaf

17 Mart 2019 Pazar

GERÇEK ANLAMDA SEVEBİLMEK

“Gerçek anlamda sevebilmek için birey dünyasal yaşamdan evrensel varoluşa adım atmalıdır. Ancak var olan varlık, gerçek sevgiyi tadabilir, aksi halde tadamaz. Kişi toplumsal çarkın bir dişlisi yani sürünün bir ferdi olduğu sürece gerçekten sevemez, çünkü bireysel olarak var olamaz. Birey ilk önce var olmaya başlamalıdır. Bunun için de kendini tanımalıdır. Kendini tanımayan insan gerçek anlamda var olamaz. O, geçici yapay bir yaşam sürdürür fakat o yaşamın içinde varlık gösteremez. O zaman da gerçekten sevemez ve yalnızlığa maruz kalır. İnsan yalnızca varoluşsal yalnızlık sayesinde var olmanın gerçekten ne anlama geldiğini keşfedebilir. Bu keşiflerin keşfi olacaktır. Var olan insan en kalabalık meydanda bile yalnızlığın tadını çıkarabilir. Bunun için birey varoluşsal yalnızlığın farkında olmalıdır. Bu tür evrensel farkındalık sayesinde birey her an uyanık olacaktır. Her anın farkında olmak tetikte olmak demektir. Fakat bu tür uyanıklık gerginlik demek değildir, gevşeme içindeki canlılıktır.”
Yalnızlık Nedir ve Nasıl Aşılır?
Büyük Üstad Akif Manaf

21 Şubat 2019 Perşembe

Sürüyü Kontrol Etmek Kolaydır

“İnsanları sürü haline getirmeye çalışıyorlar çünkü sürüyü kontrol etmek çok kolaydır. Bütün sosyalleşme araçları, televizyon, internet, reklam, basın vs insanları hipnotize edip sürü haline getirmek için kullanılmaktadır. Herkes doğar doğmaz çevresi tarafından hipnotize edilmektedir. Kişi her şeyin onun iyiliği için yapıldığı, onun yararına olduğu konusunda hipnotize edilir. Birey olup bitenlerden hoşlanmasa da çevrenin baskısı yüzünden hipnotize edilmeyi kabul eder.

Çoğu insan hipnotize edildiğinin ve bir köle haline getirildiğinin farkında bile değildir. İnsanlar her şeyin kalıcı olduğu şeklinde hipnotize edilir. Bu hipnoz yüzünden de geçici yaşamı kalıcı bir hayat kılıfına sokmaya çalışır. Aslında birey ölümsüzdür ama ölümlü beden içinde olduğu için hayatı kalıcı değildir. Eğer birey hipnozdan çıkarsa, ölümsüz olduğunu anlar ve geçici olan hayatı ciddiye almaz. Bu ise sürü psikolojisinin sonu demektir. İşte çıkar grupları bunun olmaması için uğraşmaktadır. Çünkü toplumsal beyin yıkama ve hipnoz sürdüğü müddetçe, birey aydınlanamaz ve ölümsüz doğasını anlayamaz.

Bunun devam etmesi için her türlü yapay öğreti ve gerçekdışı inanç kullanılmaktadır. Ebedi ölümsüz varlık ölümlü bedende bulunduğu için kendisinin ölümlü olduğunu düşünür ve ölümden korkar. Korku başka bir kontrol aracıdır. Ebedi yaşama inananları bile cezalandırıcı tanrı ve cehennem azabı ile korkuturlar.

Sır şu ki, korku aracılığıyla insanların beyinlerini yıkayıp onları her şeye inandırmak mümkündür. Gerçekdışı inançlardan biri de “ölüm” inancıdır. Doğan her şey öldüğü için avam insanlar da öleceklerine inanmaktadır.”

Sır Nedir ve Nasıl Algılanır?
Büyük Üstad Akif Manaf

8 Şubat 2019 Cuma

Bilgi Biriktirmek

Dünyasal bilgi biriktirme eylemi bencil bir yaklaşımdır. Oysa varoluşsal bilgi edinme edimi bencillikten tamamen özgürdür. Gerçek şu ki bencil insan hakikate asla yaklaşamaz, çünkü hakikatin bencilliğe alerjisi vardır.

Dünyasal bilgi ile doldurulmuş kişi: "Gerçeği zaten biliyorum" modundadır. Bu, hakikate kapıları kapatmak demektir. Varoluşsal bilgiyi edinmeye hazır olan insan ise: "Hakikati bilmiyorum ama bilmeye hazırım" der ve hakikate kapıları açar.

Dünyevi bilgi en büyük kandırmacadır. Birey bildiğini düşünür ve kendini kandırır. Bu kandırmaca pahalıya mal olur çünkü birey kendisini hakikatten mahrum eder. Bu arada ego bayram eder öz ise yas tutar çünkü hakikat katledilmiştir.

BİLGİ Nedir ve Nasıl Bilgili Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf

Kendini Tanımayan İnsan Hüzünlüdür

Kendini Tanımayan İnsan Daima Hüzünlüdür...

Bu konuda dört olasılık var: Birincisi, kimse seni tanımıyor ve sen de kendini tanımıyorsun. İkincisi, birçok insan seni tanıyor ama sen kendini tanımıyorsun. Üçüncüsü, kimse seni tanımıyor ama sen kendini tanıyorsun. Dördüncüsü, herkes seni tanıyor ve sen de kendini tanıyorsun.

Birinci olasılık en yaygın olanıdır. İkinci olasılık ünlü olan kişilerin durumudur. Üçüncü olasılık ilk iki olasılıktan daha iyidir çünkü birçok kişinin seni tanımasındansa, senin kendini tanıman  daha önemlidir. Dördüncü olasılık ise çok ender bir durumdur. Bu olasılık sıra dışı insanlar içindir.

Bir insan kim olduğunu, nereden geldiğini, neden geldiğini, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilmeyince asla mutlu olamaz. Kendinin kim olduğunu bilmeyen insanın sorunları, endişeleri ve korkuları bitmez.

İşte tüm korkuların kaybolması için bu beş sorunun cevabını bilen bir Üstada ihtiyaç var. Bu dört sorunun cevabını sen bilemezsin çünkü cevaplar METAFİZİK'tir.
Yalnızca bir metafizik uzmanı bu sorulara doğru cevaplar verebilir.

KORKU Neden ve Nasıl Korkusuz Olunur?
Büyük Üstad Akif MANAF

4 Şubat 2019 Pazartesi

Bölünme

“Tekâmül sayesinde birey zihinle birlik haline gelir ve bölünmeler biter. O zaman birey varoluşsal gerçeği algılamaya başlar çünkü varoluş birlik demektir. Varoluşta her şey birlik içindedir ve tekâmül eden insan varoluşla birlik haline gelir. Kişiliğin ikiye bölünmesi yapay bir şeydir. Aslında birey daima bir olduğunu hisseder ama bu his düşünsel düzeye geçtiğinde sorunlara neden olur. Örneğin acı hissedildiğinde bölünme yoktur. Kişi ve acı bir olur. Fakat acı dindikten sonra bölünme ortaya çıkar. Kişi ve acı iki ayrı şey olur. Bölünme anda yoktur, anıda vardır. Bir parmak kapının arasına feci bir şekilde sıkışınca sadece acı vardır, daha sonra parmak ve ağrı vardır. Kişi olayı anımsadığında “Benim parmağım kapıya sıkışarak acıdı” der. Yani an anı olduğunda bölünme yaşanır. Birey hissettiğinde birlik ortaya çıkar fakat düşündüğünde bölünme meydana gelir. Birey fiziksel beden olmadığını idrak ettiğinde maddi ego yaralanır ve ruhi öz ile çatışmaya başlar. Fakat kişi kendisini fiziksel bedenle özdeşleştirdiğinde ego rahatlar ve keyfine bakmaya başlar.”
Tekâmül Nedir ve Nasıl Tekâmül Edilir?
Büyük Üstad Akif Manaf

27 Ocak 2019 Pazar

Kendini Bulmak

Siz yansıma olduğunuza inandığınız sürece yalnızlık hissedeceksiniz ama yansımayla birleştiğiniz zaman veya kendinize döndüğünüz zaman,kendinizin kim olduğunu gördüğünüz zaman yalnızlık hissi kaybolacak.Yalnızlık yerine birlik ve bütünlük hissedeceksiniz.

Yani bir fedakarlık yaptığınız zaman yalnızlık biter.Nedir o fedakarlık?O yansımadan feragat etmek.O egodan,o bencillikten,o geçici benden vazgeçmek.'Ben Ali veya Fatma değilim.Ben doktor,mühendis değilim.Ben onların hiçbiri değilim' diyebilmek,bunun farkında olmakla ilgili fedakarlık.

Çünkü siz kendinizi Ali,Fatma,doktor,mühendis,erkek,dişi olarak düşününce yalnızlık ortaya çıkacak.Yalnızlık çekeceksiniz ama siz onlardan feragat edince birlik haline geleceksiniz.İllüzyon bitecek.Budur gerçek fedakarlık.

Aslında kolay bir şey değil çünkü kendinden vazgeçiyorsun.Ama gerçek kendinden değil yarattığın kendinden.Yani yarattığın bir yansımadan fedakarlık ediyorsun,feragat ediyorsun.Bir illüzyondan vazgeçiyorsun ama o illüzyon o kadar pekişmiş ki,o kadar gerçekçi görünüyor ki,kişi vazgeçemiyor.

Kişi bundan vazgeçemiyor,o yüzden de yalnızlık devam ediyor.Daha da derinleşiyor.Suni şekilde,herhangi bir zihinsel çabayla veya zeka gücüyle bundan kurtulamazsınız.Çünkü kurtuluşun tek bir yolu var.Bir yöntemi var.Yol nedir?Yolculuk nedir?

Yol budur:'Kendini bulmak' veya yolculuk şudur:'Kendine doğru ilerlemek'.Çünkü insan kendinden uzaklaşmış ve ikinci bir benlik yaratmış,gerçek olmayan bir şey ve onun gerçek olduğuna inanmış,kendini inandırmış.Ben buyum diyor,otomatikman bir cevap var.

'Sen kimsin?' diye sorunca,ben Ali'yim veya Fatma'yım diyor.Şimdi gel de bunu inandır ki,Ali veya Fatma değilsin.İnandıramazsın.Sizinle kavga eder.Çok daha üstüne giderseniz bir tokat yersiniz. Yani bu kadar inanmış,kendini inandırmış.

O yüzden bundan vazgeçmek,o gerçek fedakarlığı yapmak kolay değildir.Ama yolu var.Orijinal Yoga Sistemi sayesinde siz o noktaya doğru ilerlemeye başlıyorsunuz,aslında teknikler çok etkili ama görünürde de çok sade.Çünkü sade olan şey,gerçek olan şeydir.Gerçek sadedir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın Fedakarlık Nedir ve Nasıl Fedakar Olunur? Kitabı'ndan Alıntıdır.

22 Temmuz 2018 Pazar

Sevilme İhtiyacı

Sevilme ihtiyacı sonsuz olduğu için onun neden olduğu esaret ve yalnızlık da sonsuzdur. Birey ne yaparsa yapsın sevgilisi hep daha fazlasını hayal edecek ve hayal kırıklığına uğrayarak çaresiz hissedecektir.
Her aşık yeterince sevilmediğini düşünüyor çünkü kimse gerçekten sevemiyor. Herkes sadece sonsuza dek sevilmeyi bekliyor ve sitem ediyor. Gerçek şu ki yalnızca sevilme ihtiyacı olmayan insan gerçekten koşulsuzca sevebilir.
Peki, kimdir o sevilme ihtiyacı olmayan insan? Kendini seven insan. Bir insan ebedi ruhi varlık olduğunu anlayıp kendisini özündeki varoluşsal sevgiyle severse yani Mutlak olanın sevgisine kavuşursa, sevilme ihtiyacından ve yalnızlıktan özgürleşir. Bunun başka yolu yoktur!
YALNIZLIK Nedir ve Nasıl Aşılır?
Büyük Üstad Akif Manaf