<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






kitap önerisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitap önerisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2019 Perşembe

MEDİTASYONDA ZİHNİN DAĞILMASI KARŞISINDA NE YAPILMALIDIR?

Meditasyon zihnin çaba gösterilmeksizin kontrolüdür; bu arada birey zihnin dolaşmak olarak bilinen doğal eğilimini yenmektedir. Meditasyon esnasında zihin dolaştığında bozulmak, üzülmek veya sinirlenmek bir hatadır. Bu daha da duygusallaşmaya neden olacaktır. Bu, zihinsel enerjinin daha fazla dağılmasına ve boşa harcanmasına neden olur. Meditasyonun sırrı zihni dolaşmaya başladığında duygusallaşmamaktır. Zihninizi meditasyon objesine on veya kırk kere geri getirdiğinizde endişelenmeyin. Duygusallaşmadan ve enerjiyi boşa harcamadan objeye yumuşakça tekrar odaklanma, meditasyonda başarıyı getirir. Sonunda zihin sapmadan meditasyon objesine odaklanacaktır. Zihin duygusallaşmadan ve aşırı çaba harcamadan eğitilmelidir. Meditasyon sayesinde büyük içsel farkındalık ve disiplin kazanılır. Meditasyon çalışması bittikten sonra üzerinde mutlaka düşünün ve çalışmayı engelleyerek zihnin dolaşmasına neden olan sebepleri saptayın. Bu yolla, engellerin enerjisini serbest bırakıyor veya nötr hale getiriyorsunuz ki gelecekte meditasyonunuzu yeniden etkilemesinler. Meditasyonunuzun, çalışmanızı engelleyen şeylerden daha önemli olduğunu hissedin. Bu, engelleri aşmaya yardımcı olacaktır.

Yoga Nedir Ne Değildir- Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf

27 Ocak 2019 Pazar

Kendini Bulmak

Siz yansıma olduğunuza inandığınız sürece yalnızlık hissedeceksiniz ama yansımayla birleştiğiniz zaman veya kendinize döndüğünüz zaman,kendinizin kim olduğunu gördüğünüz zaman yalnızlık hissi kaybolacak.Yalnızlık yerine birlik ve bütünlük hissedeceksiniz.

Yani bir fedakarlık yaptığınız zaman yalnızlık biter.Nedir o fedakarlık?O yansımadan feragat etmek.O egodan,o bencillikten,o geçici benden vazgeçmek.'Ben Ali veya Fatma değilim.Ben doktor,mühendis değilim.Ben onların hiçbiri değilim' diyebilmek,bunun farkında olmakla ilgili fedakarlık.

Çünkü siz kendinizi Ali,Fatma,doktor,mühendis,erkek,dişi olarak düşününce yalnızlık ortaya çıkacak.Yalnızlık çekeceksiniz ama siz onlardan feragat edince birlik haline geleceksiniz.İllüzyon bitecek.Budur gerçek fedakarlık.

Aslında kolay bir şey değil çünkü kendinden vazgeçiyorsun.Ama gerçek kendinden değil yarattığın kendinden.Yani yarattığın bir yansımadan fedakarlık ediyorsun,feragat ediyorsun.Bir illüzyondan vazgeçiyorsun ama o illüzyon o kadar pekişmiş ki,o kadar gerçekçi görünüyor ki,kişi vazgeçemiyor.

Kişi bundan vazgeçemiyor,o yüzden de yalnızlık devam ediyor.Daha da derinleşiyor.Suni şekilde,herhangi bir zihinsel çabayla veya zeka gücüyle bundan kurtulamazsınız.Çünkü kurtuluşun tek bir yolu var.Bir yöntemi var.Yol nedir?Yolculuk nedir?

Yol budur:'Kendini bulmak' veya yolculuk şudur:'Kendine doğru ilerlemek'.Çünkü insan kendinden uzaklaşmış ve ikinci bir benlik yaratmış,gerçek olmayan bir şey ve onun gerçek olduğuna inanmış,kendini inandırmış.Ben buyum diyor,otomatikman bir cevap var.

'Sen kimsin?' diye sorunca,ben Ali'yim veya Fatma'yım diyor.Şimdi gel de bunu inandır ki,Ali veya Fatma değilsin.İnandıramazsın.Sizinle kavga eder.Çok daha üstüne giderseniz bir tokat yersiniz. Yani bu kadar inanmış,kendini inandırmış.

O yüzden bundan vazgeçmek,o gerçek fedakarlığı yapmak kolay değildir.Ama yolu var.Orijinal Yoga Sistemi sayesinde siz o noktaya doğru ilerlemeye başlıyorsunuz,aslında teknikler çok etkili ama görünürde de çok sade.Çünkü sade olan şey,gerçek olan şeydir.Gerçek sadedir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın Fedakarlık Nedir ve Nasıl Fedakar Olunur? Kitabı'ndan Alıntıdır.

22 Temmuz 2018 Pazar

Sevilme İhtiyacı

Sevilme ihtiyacı sonsuz olduğu için onun neden olduğu esaret ve yalnızlık da sonsuzdur. Birey ne yaparsa yapsın sevgilisi hep daha fazlasını hayal edecek ve hayal kırıklığına uğrayarak çaresiz hissedecektir.
Her aşık yeterince sevilmediğini düşünüyor çünkü kimse gerçekten sevemiyor. Herkes sadece sonsuza dek sevilmeyi bekliyor ve sitem ediyor. Gerçek şu ki yalnızca sevilme ihtiyacı olmayan insan gerçekten koşulsuzca sevebilir.
Peki, kimdir o sevilme ihtiyacı olmayan insan? Kendini seven insan. Bir insan ebedi ruhi varlık olduğunu anlayıp kendisini özündeki varoluşsal sevgiyle severse yani Mutlak olanın sevgisine kavuşursa, sevilme ihtiyacından ve yalnızlıktan özgürleşir. Bunun başka yolu yoktur!
YALNIZLIK Nedir ve Nasıl Aşılır?
Büyük Üstad Akif Manaf

9 Ağustos 2016 Salı

Mekânsal Karma


Bir mekânda yapılan eylemlerin sonuçları bu mekânda bulunan insanları etkiler ve MEKÂNSAL KARMA olarak adlandırılır.

Kökenleri Şamanizm inançlarına uzanan, bir gezegenin, bir mekânın, ulusun, ırkın vb. ruhu olduğuna dair iddialar vardır. Bu iddialar bilimsel değil, sadece batıl inanç kaynaklıdır. Bir gezegenin, mekânın, ulusun ve ırkın kendine özgü bir enerji alanı vardır ve bu enerji alanı Karmayı etkiler.

Mekânsal Karma doğduğumuz yer, kent, ülke, kıta ve gezegen ile ilgilidir. Mekânlar, karmik geçmiş tarafından etkilenir. Fiziksel boyutta mevcut olmayan olaylar astral boyutta halen sürüyor olabilir…
Savaş alanlarında, çok sayıda insanın öldüğü kaza ve doğal felaket mekânlarında ölen insanların acı çeken ruhları çoğu zaman hala oradadır. Bu tür mekânlar negatif Karmaya sahiptir ve bu mekâna giren insanları olumsuz bir şekilde etkiler.

Birey korkunç bir ölüm yaşadığında, genelde ölüm sırasında hissettiği dehşete, duyduğu nefrete veya çektiği ıstıraba bağlı kalmaktadır. İçinde yaşadığı bu hal, onun “ölmüş” olduğunu fark etmesini engeller. Kişi “ölmüş” olduğunu anlamadığı için, acıları yüz yıllarca sürer. Acı, öfke veya nefret ne kadar güçlüyse, bu kişiler öldükleri fiziksel mekana o kadar çok sabitlenirler. Bu tür mekanlar negatif enerjiyle kirlenir...

Istıraplı ruhi varlıklar yerleştikleri mekanda bulunan insanlarla iletişime geçmeye çalışır ve onlara negatif bir şekilde tesir ederler. Bu ıstıraplı ruhi varlıklar uygun bir insan bulup ona takılarak her yerde onu takip eder ve böylece posesyon (bedeni ele geçirme) olarak adlandırılan olgu ortaya çıkar.

Istıraplı ruhi varlık takıldığı insanın zihnini negatif yönde etkiler, bazen de bedenin içine girer. İnsan spiritüel açıdan gelişmiş ve güçlü değilse ıstıraplı ruh bedeninin üzerinde tam bir hâkimiyet kazanır ve istediği gibi kullanır.
Istıraplı ruhi varlıklara av olmamak için insan bu tür mekânlardan kaçınmalıdır.

YOGA çalışmaları sayesinde insan bu tür olumsuz olayları önleyebilir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Değerli kitabından...