<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






Paramahamsa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paramahamsa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2019 Pazar

YOGİ

“Yogi hayatının ve eylemlerinin evrensel eylemin bir parçası olduğunu algılamaktadır. O, nabzının atışlarında ve nefesinin ritminde mevsimlerin akışını ve evrensel hayatın değişimini görmektedir. Beden içerisinde ruhun bulunduğu bir saraydır. Bedeni küçümsemek veya vücudun ihtiyaçlarını umursamamak evrensel hayatı küçümsemek veya vücudun ihtiyaçlarını umursamamak demektir. Bir anlamda, bedenin ihtiyaçlarını karşılamak, içinde bulunan ve bedeni kullanan ruha da yansımaktadır. Evrensel Ruh’u anlamak için birey bedende olan kişisel ruhu anlamalıdır. Bunun için de bedensel ve zihinsel dengeleri korumalıdır.”
Yoga Vücut Çalıştırma Sanatı
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

19 Ağustos 2016 Cuma

SPİRİTÜEL TEKAMÜLÜN 7 AŞAMASI


1. Kısmen Bilinçli:

Bu aşamada birey ben bilinçlidir ve farkındalığı fiziksel düzeydedir. Birey kendisinin ruhsal yapısına ve spiritüel realitelere dair geçerli bilgilere sahip değildir. Birey kendini beden ve zihin ile güçlü bir şekilde özdeşleştirmiştir ve fiziksel ihtiyaçlarını tatmin etmek için çabalamaktadır. Geleneksel inançlara, kalıplara, kavramlara ve eylemlere bağlıdır. Kişi iyi ve dürüst bir insan olsa da zihinsel tutumu genellikle dar ve sınırlıdır. Ruhsal konularla ilgilendiğinde gelenekçi, dinsel ve sabit inançlara yönelir. Eğer böyle bir insan doğru biçimde meditasyon yaparsa spiritüel yönde tekamül etmeye başlar.

2. Bilinçaltı:  

Bu aşamada değişken ruh halleri, zararlı alışkanlıklar, kaprisler ve dünyevi arzular davranışları etkiler ve düşünme tarzı yanılgılar yüzünden karmakarışıktır. Mantık yetersiz, düşünceler hatalıdır. Birey sürekli gerçekçi olmayan hayaller kurar ve bir fantezi dünyasında yaşar. Aşırı duygusallık, kendini kandırma, bağımlılık yaratan ilişkiler ve kendini geçersiz kılan davranışlar yaşamı karmaşık hale sokar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey egzotik, farklı, yabancı ve pratik olmayan uygulamalarla ilgilenir. Bu aşamada olan kişi doğru biçimde meditasyon yaparsa, ayaklarının yere basmasını sağlayacak eylemlere yönelecek, ilişkilerde ve eylemlerde pratik bir rotada ilerleyen bir hayat tarzı geliştirecektir.

3. Ben Bilinçli:

Bu aşamada birey, hür iradeye ve benlik konusunda net bir algıya sahiptir. Birey ayırt etme kapasitesine sahip, başarılı, temel ihtiyaçları sağlayabilen ve hedeflerine ulaşabilen bir insandır. Genellikle ben merkezcil eğilimler yüzünden birey kaderinin kontrolünün tamamen kendi elinde olduğuna inanır. Kişi güç, kontrol ve statü elde etmek için çabalar. Ruhsal konularla ilgilendiğinde birey “Yaşamın amacı nedir?” yerine “Bu amaca ulaşmanın bana ne yararı var?” tarzında soru sorar. Bu aşamada birey varoluşun metafiziksel ilkelerini anlayabilir fakat bu bilgileri eylemlere dökmek için fazla motive olmaz. Bilgi ve bilgelik arasında önemli bir fark vardır; Bilgi doğru enformasyondur; bilgelik ise onun belirli hayat koşullarında nasıl kullanıldığını bilmektir. Bu aşamada meditasyon yaşamı zenginleştiren yararları için uygulanabilir. Düzenli uygulama sayesinde birey kendisinin, başkalarının ve dünyanın yararları için yeteneklerini kullanmaya başlar.

4. Aşama, Üstün Bilinç:

Bu aşamada farkındalık fiziksel ve zihinsel sınırları aşar ve ruhsal benliği bedensel benlikten ayırt etmeye başlar. Bireyin ruhsal uyanışı ve spiritüel tekamülü hızlanır. Zihinsel süreçler, hayal ve illüzyonlar aşılmaya başlandığı için zekaya ait güçler uyanmaya başlar. Sezgisel yetenekler çok daha belirgin olur. Bu aşamada insan gerçek bir Yoga Üstadı’nın değerini anlamaya başlar. Üstadın rehberliği altında geriye kalan bedensel ego hissinin çözülüp dağılmasını sağlar ve bilincin daha genişlemiş hallerini deneyimler. Bu aşamada birey ideal bir öğrenci olup hızla öğrenir ve öğrenileni etkili biçimde uygular.

5. Aşama; Kozmik Bilinç:

Bu aşamada Yoga sayesinde beden ve zihin o kadar arınıp saflaşır ki bilincin genişlemiş halleri artık normal olur. Ruhsal özün varlığı gerçeğinin algılanması birlik farkındalığını sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey bir tür bilinç hali deneyimler, yani genel yaşam içinde aşkın realitelerin de algılanması ve bu realitelerin bilgisi ortaya çıkar. İnsan kozmik bilinçte sabitleştiğinde bu bilincin her yerde olduğu, her şeye gücünün yettiği ve her şeyi bildiği farkındalığı kalıcı olur. Meditasyon hali artık kendiliğinden oluşur ve odaklanma aşkın düzeylere doğru serbestçe akar. Hayat, doğa olgularının tam desteği ile bencilliğin ötesine geçerek yaşanır. Arzular çaba harcamadan gerçekleşir, istekler doyuma ulaşır ve ihtiyaçlar kolaylıkla karşılanır. Ölüm, boşluk ve yok oluş gibi sınırlayıcı kavramlar kaybolur. Sınırsız yaşam gücü ve koşulsuz sevgi ortaya çıkar.

6.Aşama Bütünleşmiş Bilinç:

Bu aşamada tanrı olarak bilinen Öz Kaynak’ın realitesi algılanır. Öz Kaynak kendisinden evrenlerin ve ruhi varlıkların yayıldığı tek tezahür ettirici Güç, Varlık, Temel, Varoluştur. Bu aşamada ruhsal uyanış daha da hızlanır. İçgörüler ortaya çıkar ve zeka gücü deneyimlerin de geçerli kıldığı evrensel bilgileri sağlar. Bu aşama öğrenmekle ilgili en arınmış zekasal yeteneğin de ötesindedir; bu aşamada bilinmeyen algılanmaya başlanır. Yani genellikle öğrenme sürecinde bilgi önce sezgisel olarak idrak edilir ve sonra doğrudan tecrübe edilir ve gerçekleştirilir. Bu aşamada bireyin farkındalığı açık olur ve kişi kendiliğinden en sağlıklı yaşam tarzına uyum sağlar. Spiritüel tekamülün ilk aşamalarında birey dünyevi hayalleri ve yanılsamaları zihinden silmek için Yoga tekniklerini her gün uygulamalıdır. Bu aşamada ise düzenli uygulama kendiliğinden gerçekleşmektedir.

7. Aşama; Aydınlanmış Bilinç:

Bu aşamada saf varoluş yani mutlak, değişmeyen gerçeklik hali meydana gelir. Maddi, astral, nedensel düzeylerden Öz Kaynak düzeyine kadar bilinç birliği kusursuzca gerçekleşir ve tam spiritüel bilgeliğe ulaşılır. Bu aşama temellenince deneyimlenecek hiçbir şey bulunamaz ve bilinecek başka hiçbir şey kalmaz. Bu evrende tamamen aydınlanmış ruhi varlıklar dünyada sadece spiritüel tekamül ile ilgili görevlerini icra etmek ve diğer ruhi varlıkların spiritüel tekamülüne yardımcı olmak için yaşarlar.

Dhyana Meditasyon Kitabından Alıntıdır

Büyük Üstad Paramahamsa Yogacharya Maha Yogi Akif Manaf

9 Ağustos 2016 Salı

Mekânsal Karma


Bir mekânda yapılan eylemlerin sonuçları bu mekânda bulunan insanları etkiler ve MEKÂNSAL KARMA olarak adlandırılır.

Kökenleri Şamanizm inançlarına uzanan, bir gezegenin, bir mekânın, ulusun, ırkın vb. ruhu olduğuna dair iddialar vardır. Bu iddialar bilimsel değil, sadece batıl inanç kaynaklıdır. Bir gezegenin, mekânın, ulusun ve ırkın kendine özgü bir enerji alanı vardır ve bu enerji alanı Karmayı etkiler.

Mekânsal Karma doğduğumuz yer, kent, ülke, kıta ve gezegen ile ilgilidir. Mekânlar, karmik geçmiş tarafından etkilenir. Fiziksel boyutta mevcut olmayan olaylar astral boyutta halen sürüyor olabilir…
Savaş alanlarında, çok sayıda insanın öldüğü kaza ve doğal felaket mekânlarında ölen insanların acı çeken ruhları çoğu zaman hala oradadır. Bu tür mekânlar negatif Karmaya sahiptir ve bu mekâna giren insanları olumsuz bir şekilde etkiler.

Birey korkunç bir ölüm yaşadığında, genelde ölüm sırasında hissettiği dehşete, duyduğu nefrete veya çektiği ıstıraba bağlı kalmaktadır. İçinde yaşadığı bu hal, onun “ölmüş” olduğunu fark etmesini engeller. Kişi “ölmüş” olduğunu anlamadığı için, acıları yüz yıllarca sürer. Acı, öfke veya nefret ne kadar güçlüyse, bu kişiler öldükleri fiziksel mekana o kadar çok sabitlenirler. Bu tür mekanlar negatif enerjiyle kirlenir...

Istıraplı ruhi varlıklar yerleştikleri mekanda bulunan insanlarla iletişime geçmeye çalışır ve onlara negatif bir şekilde tesir ederler. Bu ıstıraplı ruhi varlıklar uygun bir insan bulup ona takılarak her yerde onu takip eder ve böylece posesyon (bedeni ele geçirme) olarak adlandırılan olgu ortaya çıkar.

Istıraplı ruhi varlık takıldığı insanın zihnini negatif yönde etkiler, bazen de bedenin içine girer. İnsan spiritüel açıdan gelişmiş ve güçlü değilse ıstıraplı ruh bedeninin üzerinde tam bir hâkimiyet kazanır ve istediği gibi kullanır.
Istıraplı ruhi varlıklara av olmamak için insan bu tür mekânlardan kaçınmalıdır.

YOGA çalışmaları sayesinde insan bu tür olumsuz olayları önleyebilir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Değerli kitabından...

31 Temmuz 2016 Pazar

Zaman Nasıl Aşılır

Genelde zaman üç unsura ayrılır: Geçmiş, şimdi ve gelecek. Fakat bu ayrım bilimsel değildir çünkü şimdi gerçektir geçmiş ile gelecek ise gerçek dışıdır.  Gerçek olanı gerçek olmayan bir arada tutmak hatalı bir yaklaşımdır.
Geçmiş ve gelecek zamanın parçalarıdır, fakat 'şimdi' öyle bir özel doğaya sahiptir ki onu zamanın bir parçası olarak adlandırmak çok da doğru değildir. Şimdiki zamanın ötesine geçmek için bir araçtır.
Geçmiş ve gelecek insanı zamanın ötesine ulaştıramaz, yalnızca şimdiki an zamanın ötesine geçmeyi sağlayabilir. Sen şimdiki anda sabitleşince zamanın ötesine geçebilir, zamansızlığa, sonsuzluğa ve ebedi mutluluğa erişebilirsin.
Geçmiş artık olmayan gelecek ise henüz olmamış olandır yani onlar var olmayan şeylerdir. Geçmiş, şimdi ve geleceğin arasında gerçekten tek var olan şey şimdidir. Var olan var olmayanla aynı düzeyde tutulamaz. Büyük Üstad Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur kitabından alıntıdır

27 Nisan 2016 Çarşamba

Aşk, Kadın, Erkek ve Ego

Bazı kadınlar aşkı ego tatminine çevirir ve aşkla egoyu besler. Bu tür kadınlar önce bir erkeği cezbetmeye çalışır. Sonra da erkek kadının cazibesine kapılınca kadın kaçmaya başlar. Erkek peşine düşer ve kadın bu durumdan zevk alır. Fakat böyle bir oyun her zaman acılarla biter çünkü ego beslenince ve güçlenince acılara neden olacaktır. O yüzden aşk acıları çekmemek için aşk oyna ama aşkla oynama. Aşkını egoyu besleyerek tüketme çünkü sonuç trajik olacaktır. Bazı erkekler ise bir kadına aşık olunca onu takip eder ve aşkını dayatmaya başlar. Bu durumda güzel olan bir şey çirkinleşmeye başlar. Aşk dayatılırsa kirlenir. Aşk temiz bir olgudur. Onun temiz kalmasını sağla. Reddedilmeyi kabul etmeyen ve kaldıramayan bir erkek korkaktır. Reddedilmekten korkma, cesur ol! Israrcı olma- kibar ol. Bırak kalbindeki aşk aşık olduğun insanın kalbini harekete geçirsin çünkü onun özünde zaten aşk var. O saf aşkın filizlenmesine imkan ver ve zaman tanı. Akif Manaf-Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır

20 Nisan 2016 Çarşamba

Ölüm Korkular İzolasyon

İnsan ölümsüz olduğunu bilince kendine güveni artar.İçinizdeki ebedi gerçeklikle ilgili farkındalığınız artınca kendinize güveninizde artacaktır.Ebedi gerçekliğin farkında olmayan cahil insan kendine güvenemez.Çünkü kendinin kim olduğunu bilmez.Bilincinin ebedi kozmik bilinçten kaynaklandığını bilen insan sarsılmaz bir özgüvene sahip olur.

Genelde insan korkularını incelemekten çekinir.Korkmak alışkanlık haline gelir ve yaşamın bir parçası olur, bu yüzden birey korkularını hiçbir zaman incelemez.Korkular incelenmeyince artmaya başlar.Korkularınız incelemek için cesaretli olun.Cesaret bulmak için Yoga tekniklerini hergün uygulayın.

Genelde insan hoşlanmadığı şeylerden kurtulmaya çalışır.Birey gerçeklerden kurtulmaya çalışırken gerilir ve rahatsız olur.Bu, güvensizlik hisssine ve korkulara neden olur.Kendini güvende hissetmeyen kişi kendisini toplumdan izole etmeye başlar.

Kendini toplumdan izole etmeye çalışan kişi çevresinde engeller yaratır ve kimseyle iletişim kurmaz.Bu tür davranışlar özgüven eksikliğine neden olur.Sonuç olarak korkular ve rahatsızlıklar ortaya çıkar.

Samadhi Sınırları Aşmak Kitabı 10.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

18 Nisan 2016 Pazartesi

Mutluluk

"Mutluluk bir seçimdir; ya sayısız isteklerin peşinden giderek mutsuz olmayı ya da gereksinimlerinizi karşılayarak mutlu olmayı seçersiniz. Eğer şu an mutlu değilseniz, demek ki gerçekleşmemiş istekleriniz var. Kitabı okumaya devam edin mutlu olacaksınız. Mutluluk sakinlik halidir, zihnin hiçbir istekle rahatsız olmadığı haldir.

Mutluluk istek ve acıların olmadığı bir haldir. İstekler mutluluğa değil acılara neden olur. Mutluluk için mücadele etmeniz gerekmez. Mutlu olmak için istekleri bir kenera atıp özünüze odaklanmanız gerekir. Aradığınız mutluluk dışta değil içtedir. Bugüne kadar dış dünya kimseyi mutlu etmemiştir.

Mutlu olmak için kendinizi eğitmeniz gerekir. Kendinizi eğitmek için çabalayınca mutlu olmayı hak edersiniz. Hak etmeye çalışmak kapasitenizi artırmak demektir.
.............."

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
Yoga/Samadhi Sınırları Aşmak kitabından alıntıdır.

MANİPURA ÇAKRA


MANİPURA ÇAKRA (Karın Çakrası)

Manipura Çakra insanın kişiliğinin, ailesinin, çevresinin ve yaşadığı toplumun etkisi altındadır. Ebeveynlerin kişiye aktardığı mesajlar burada saklıdır. Sosyal beklentiler burada kaydolur. “Ben kimim?” “Başkaları benim kim olmamı bekliyor?” “Kim olmalıyım?” gibi düşüncelerin yarattığı gerginlikler sürekli olarak burayı etkiler. Bu çelişkiler, öğrenmenin ilk aşamalarıyla başlar ve kişiyi doğrudan bedeninin merkezinden vurur.

Bir insanın ölümünden dokuz ay öncesinde Manipura Çakra merkezinde bir kıpırdama başlar. Gebeliğin başlangıcından doğuma kadar geçen sürenin uzunluğu kadar bir süre ölümün gelişinin habercisidir. Eğer bireyin doğması dokuz ayını almış ise, ölmesi de o kadar zamanını alacaktır. İnsanın dokuz ay boyunca ana rahminde doğuma hazırlanması gibi, ölmesi için de dokuz aylık bir hazırlık gerekecektir. Yaşam süreci bu şekilde tamamlanır. Manipura Çakra merkezinde bir kırılma ya da kopma hissedilir ve birey ölümün yaklaştığını anlar. İnsan doğduğunda fiziksel göbek bağı kesilir ve birey yeni yaşamına başlar. İnsan ölmeden önce enerjisel göbek bağı kesilir ve birey bu hayattan sonraki varoluşuna başlar.

YOGA/Prana Vidya Biyoenerji Bilimi
YOGA/Pratyahara Duyuları Aşma Sanatı

Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

14 Nisan 2016 Perşembe

Koma

Komada olan bedeni suni şekilde hayatta tutmak yaşatmak değildir; sadece bedeni çürümekten korumaktır. Beden çoktan ölmüştür sadece çürümesi engellenmektedir. Komada olan beden hastaneden çıkamaz,oysa hastaneden yürüyerek çıkan ama yaşadığının farkında olmayan bir sürü insan var.
Onlar da bir nevi ''komadadırlar'', çünkü yaşamın farkında değiller.Bedenler hareket etmekte ama ''koma'' veya farkındalıksız hayat devam etmektedir. Bu tür hayat devam ettiği sürece bu insanlar tekrar hastalanacak ve hastaneye dönecekler. Ta ki bir gün komadan çıkmayana kadar.

Hayatta komaya girmemek için şu an farkındalıksız komadan çıkın ve gerçekten yaşamaya başlayın. Komadan çıkmak için gerçek hayata uyanmak gerekir. Koma uykusundan çıkan gerçekten yaşamaya başlar.Bu dünyada farkındalığı uyanmış insanlar dışında hiç kimse gerçekten yaşamıyor.

Sokaklar yürüyen ölülerle kaynıyor. Onlar eylemlerde bulunuyor ama mekanik eylemlerde; bir robotttan farkları yok. Hayata dönmek için uyanmak gerekir. Uyanmak canlanmak,hayatta olmak demektir. Varoluş mutlaktır. Mutlak'a ulaşmak için var olmak yani farkındalıkla yaşamak gerekir.

Herkes yaşamak ister. Sonuç olarak, yaşamak bir amaçtır. Bu amaca ulaşmak için farkındalık yükselmelidir. Farkındalığını yükselterek hayattaki tüm amaçlarına ulaşabilirsin. Geçici amaçlara ulaşarak nihai amacın farkına varacaksın. Nihai amaç ebedi yaşama geri dönmektir.

Büyük Üstad Akif Manaf'ın Farkındalık Nedir ve Nasıl Farkında Olunur? Kitabından Alıntıdır.

EVRENSEL İNSAN OLMAK


Gerçek meditasyonun amaçlarından biri; her türlü kültür, felsefe ve inancın ötesine geçmiş, bilinci yükselmiş, bütünleşmiş EVRENSEL İNSAN düzeyine ulaşmaktır. İnsanın öz benliği evrenle birleşmiş haldedir. YOGİ adım adım yükselir ve sonunda dünyevi bedensel benlikten kurtulup ruhsal öz benliğine kavuşur. Ruhi özünü gerçekleştirmiş insan uyanmış spiritüel güç sayesinde ruhi boyutta bulunmasına rağmen, dünya düzeyinde faaliyetlerini başarıyla sürdürmeye devam eder.

Meditasyonun bir amacı da zekâyı, enerji ve güçle doldurmaktır. Zekâ, bireyi iyi düşünen biri yapar, kişinin algı yeteneğini ve kararlılığını geliştirir. Zekâsı uyandığında birey maddi çabaların hiçbir yere götüremeyeceğini, tatminlik ve mutluluk vermeyeceğini; gerçek amacın sınırlı özden kozmik öze geçmek olduğunu anlar. Birey varlığının gerçek özünü ve maddi düzeyin ötesinde olan ÜSTÜN ÖZ’ü keşfetmelidir.

Birey kendisinin gerçekten kim olduğunu anlayacağı zaman gelecektir. Buna kendini idrak etme denir. Gerçek meditasyon sonucu birey SAMADHİ haline ulaşınca kendini gerçekleştirme veya idrak etme meydana gelir. Spiritüel evrimin amacı budur. Kendini idrak etme tüm isteklerin gerçekleştirmesine götürür, ona ulaşınca kazanacak veya kaybedecek hiçbir şey kalmaz; sadece devamlı varoluş hali mevcut olur.

Evrensel insan, evrensel bilgeliğe sahip olan insandır.

YOGA/Dhyana Meditasyon
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

4 Nisan 2016 Pazartesi

Samsara Nedir

Samsara kelimesi evrende devamlı olarak gerçekleşen yeniden "doğum, yaşam ve ölüm döngüsü" anlamına gelir. Samsara döngüsü Karma yasası sayesinde gerçekleşir. Bu döngüyü günlük hayatımızda da yaşarız. Her gün uyanırız "doğum", gün boyunca bilinçlilik halinde yaşarız ve gece uyuruz "ölüm".
Ölüm ve yeniden doğum, yaptığımız eylemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Rasyonel evrende rastlantıya yer yoktur. Bu yüzden doğal felaketlerin de karmik nedenleri vardır.

Karma Yasası edimlerin ürettiği tepkilerin biriktirilmesine, insanın eylemlerden sorumlu tutulmasına ve telafi edilmesine olanak sağlar. Bu yaşamda telafi edilmemiş eylemlerin karşılığını almak için ruhi varlık yeniden beden alır. Bu da tekrardoğuş yasasıdır.

Karma ve tekrardoğuş yasaları birlikte işler ve insanı geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlar. Ruhi varlık dünyaya birçok defa gelmektedir. Doğum, yaşam, ölüm ve tekrardoğuşun sürekliliği evrensel Karma yasası ile yönetilir. Birey önceki hayatında yaptıklarının sonucunu bu yaşamda alır ve bu yaşamda yaptıklarının sonuçlarıyla sonraki hayatında yüzleşir.

Böylece KARMA sebep-sonuç ilişkisinin ahlaki yasasıdır.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerijisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

3 Nisan 2016 Pazar

Işık Savaşçısı

“Karma sonucu olarak bu yaşam tuhaf mekânlarda tuhaf insanları, nesneleri ve olguları içeren tuhaf bir rüya gibidir. Kişiler hayatınıza koşuşturarak, bağırarak, saçmalayarak girer ve saldırarak her şeyin altını üstüne getirir. Fakat siz hayat kapınızın muhafızı olmalısınız.

Negatif kişiler bedeninize zarar verebilir fakat aydınlanmış ruhi varlık olan size hiçbir zarar veremez. Ekilen tohumun filizlenmesi ve her sene meyve vermesi gibi düzenli günlük Yoga çalışmaları da aydınlanma getirecektir.

Şiddet dolu dünyada aydınlanma düşüncesi yetersiz gelir; karanlık dolu dünyada ışık ulaşılmaz olur; cehalet dolu dünyada bilgelik uzak kalır. Bu durumda, sadece içe dönüp odaklanmak tekâmül için yetersizdir.

Önce iç dünyanıza dalıp aydınlanmanız, sonra da dış dünyaya adım atıp bulduğunuz bilgiyi ve ışığı başkalarına aktarmanız gerekir. O zaman iç dünyanızı dış dünya ile dengeli hale getirebilirsiniz. Artık Orijinal Yoga Sistemi’nin ve aydınlanmanın ışığını tüm dünyaya yayma zamanı gelmiştir.

Şiddet kullanmayan, sevgi ve merhametle kuşatılmış ışık savaşçısı olmalısınız. Bilgelik kılıcını elinize alıp aydınlanma meşalesiyle bu dünyanın karanlığını dağıtmalısınız.

Acılar içinde kıvranan milyonlarca insan her derde derman olan bu ışığı beklemektedir. Zaman kaybetmeden bu paha biçilmez hizmeti insanlığa sunarak kendi tekâmülünüzü hızlandırabilirsiniz. Tekâmül etmek için harekete geçmek gerekir. “

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak kitabı “Aydınlanma Aşamaları” bölümünden alıntıdır.

1 Nisan 2016 Cuma

Toplumsal Huzur

İnsan toplumunun kurallara ihtiyacı olmasının nedeni insanın kendi doğasına göre yaşamamasıdır. Birey hayvan olmaktan çıkmış, ancak henüz tam anlamda bir insan olamamıştır.
Birey ebedi doğasını unuttuğu için doğal insani davranışlarını da kaybetmiştir. O yüzden insan öfke, nefret ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu nedenle de insan toplumuna kanun, mahkeme ve polis gerekir.

Tekamül etmemiş insanın kişiliği bir kaos halindedir ve bu içsel kaos dışarı yansıyarak çevrede kaosa neden olur. İnsan içindeki kaosu kontrol edemediği için dışarıdan yardıma ihtiyacı vardır. Bu dışsal yardım kurallar, hukuk ve cezaevleri şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ebedi doğasına göre yaşayan insanlar topluluğu için hiçbir kanuna gerek yoktur. Olgunlaşmış, aydınlanmış ve özgürleşmiş insan kimseye zarar veremez. Eğer toplum gerçekten insan olma yönünde tekamül ederse tek geçerli kanun sevgi olacaktır.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

31 Mart 2016 Perşembe

ALGI NEDİR


Algı duyu organları aracılığıyla verilerin seçilmesi, alınması, düzenlenmesi ve yorumlanmasıdır. Algı kelimesi almak sözcüğünden gelir. Algı bir şeye dikkati yönelterek, o şeyin farkına varmak ve idrak etmektir.

Her bireyin algı kapasitesi farklı olduğu için nesnel dünyayı farklı algılar. Algının bireyden bireye farklılığı algılayan kişinin duyusal, sinirsel, beyinsel  ve zihinsel durumuyla ilgilidir. Önce duyu organları bir nesneyi algılar ve verileri sinir sistemi aracılığıyla beyne iletir. Sonra veriler beyinden zihinsel alana yansır.
Algı bireyin içten ve dıştan aldığı uyarımların zihinde yorumlanmasıdır. Algı doğru ya da yanlış olabilir. Yanlış algı, göz yanılsaması veya olmayan bir şeyi hissetmek şeklinde olabilir.

Algı işleminde hem objektif yani nesnel, hem sübjektif yani öznel unsurlar bulunur. Bu yüzden algılanan şeyler gerçeğin bizzat kendisi değil, gerçeğin duyu ve zihin aracılığıyla bir yorumudur. Mutlak Gerçek'i yaşamak için birey algı düzeyinin ötesine geçmelidir.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

28 Mart 2016 Pazartesi

Öfke ve Rahatsızlık

Bazen insan öfkesini kontrol ettiğini düşünür fakat öfke bilinçaltında saklıdır. Kişiliğin büyük bir kısmı bilinçaltına gömülmüştür. Aslında öfke dönüşmüş bir istek biçimidir. İstediğiniz gerçekleşmeyince öfkeleniyorsunuz. Egonuzu sürekli beslediğiniz için öfkeleniyorsunuz.

Çoğu insan öfkeye sahip olduğunda öfkesini saklamaya çalışır. İyi biri olarak görünmek için öfkesini bastırır. İçi öfke dolu olmasına rağmen dışta gülümser. Sonuç olarak birgün öfke kontrolden çıkar ve zararsız birisinin üstüne boşaltılır. Öfkenizi içinizde tutup bastırmak yerine Yoga teknikleri uygulayarak öfkeden kurtulun.

Duyguların kaynağı anlaşıldığında, duygular ne kadar gizli olursa olsun duygusal sorunları çözmek kolaylaşır ve rahatsızlıklar giderilir. Rahatsızlık hisseden kişi zayıf olduğu için rahatsız olur. Eğer biri sizi rahatsız ediyorsa siz ondan daha zayıfsınız demektir. Çünkü güçlü kişilik rahatsızlık duymaz.

Yoga Samadhi Sınırları Aşmak Kitabı 10.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

KARMA YASASI


Karma, tüm evreni kaplayan devasa bir ağdır. Bu ağın içinde sonsuz etki-tepki, itme-itilme dizileri oluşmakta ve yaşamların bağlı olduğu içsel oyunlar oynanmaktadır. Evrende şans ya da rastlantı diye bir şey yoktur. Bize tümüyle tesadüf gibi görünen olaylar, Karmanın gizli kaynaklarından meydana gelmektedir.

İnsan kendi ördüğü bir karmik ağın içinde hapsolmuş durumdadır. Birey kendi karmik ağını kendi eylemleriyle örer. Yaşam Karmadan oluşur. İnsan sürekli bir etki-tepki döngüsünün içindedir. Yaşam kader ve özgür irade arasında gidip gelir.

Evrensel Karma ağı çok karmaşık bir olgudur. Bu, tüm kainatı saran ve etkileyen kozmik bir fenomendir. İnsan zihni Karma yasasının nasıl çalıştığını tam bir şekilde idrak edemez. Yalnızca YOGA sayesinde insan yüksek bir bilinç düzeyine ulaştığında karmik etki-tepkilerin gizemini çözebilir.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

27 Mart 2016 Pazar

GÜVEN VE İHANET

"Tekamül yolunda sarsılmaz bir güven düzeyine gelince bebek gibi masumiyet düzeyinde güveneceksiniz. Hesap yapmayacaksın.
Bana soruyorlar: "O eğitmen, şimdi gitti, şimdi bize zarar veriyor. Siz nasıl ona güvendiniz. Bilmiyor muydunuz!"
Biliyorduk.
Ama bu tekamülün ve ruhsal hayatın bir özü: GÜVENMEK!
Hesap yapmamak! Bu nereden kaynaklanıyor, buna ne zaman varacaksınız: Kendinize sarsılmaz bir güveniniz olunca kimse o güveni sarsamaz. Güveniyorsun, ihanet ediyor, umursamıyorsun. Umursamıyorsun. Devam ediyorsun. Devam ediyoruz. Birileri birşeyler çeviriyor, orada bir şeyler yapıyor, birşeyler kuruyor. Kursun o kendine zarar veriyor. O güveni sarsınca kendini sarsıyor. "
Büyük Üstad Akif Manaf

26 Mart 2016 Cumartesi

Academy'den Neden Ayrılıyorlar?

"Böyle olunca kopuş olacak. Şimdi insanlar soruyorlar: Hocam, bu kişi şu kadar sene burdaydı, şimdi gitmiş, bilmiyor muydunuz? Aslında hayret edilecek şey gidenler değil, kalanlardır. Gidenlere, kopanlara hiç hayret etmiyoruz. Kali Yuga'da yaşıyoruz, cehalet döneminde yaşıyoruz. Kalanlar hayrete düşürüyor. Onlar nasıl oluyorda kalıyorlar? Asıl soru budur! Asıl başarıda budur! Bu Orijinal Yoga Systemi'nin başarısıdır. Çünkü bu kişiler aydınlanıyor!
Ama buradaki fark nedir: Kopanların hepsi ama hepsi maddi isteklerle gelenlerdir ve o isteklerden vazgeçmeyenlerdir. Bir anlamda Orijinal Yoga Systemin'de Yoga Academi'ye gelen herkes belirli isteklerle geliyor. O istekler spiritüel istekler olabilir, bilgi edinmek ama ne için? Bilgili gözükmek için, yani böyle herkese anlatmak için. Ego her zaman olacak çünkü egosuz olmak zaman alır. Sonra dilediklerine ulaşınca o bilgiyle, o ulaştığı noktada ne yapacak kişi? Yani ne zaman samimiyet ortaya girecek, ne zaman aydınlanıp arınacak ve arınmak isteyecek mi?
Eğer egosunu bırakmıyorsa kalamıyor! Kalamıyor!
Bakın ne oluyor; eleştirmeye başlıyor. Şimdi bu böyledir, ben daha iyiyim, ben daha iyi bilgiliyim, o öyle yapıyor ve ben ben ben ben ben ben ben ben... Uzaklaşıyor. Bizde ona yolun açık olsun diyoruz. Yani olay budur. O yüzden olacak..."
Büyük Üstad Akif Manaf

AYDINLANMIŞ İNSAN NE YAPAR

"...Aydınlanmış insan başkalarının tekamülüne yardım eder çünkü onların tekamülü kendi tekamülüne katkıda bulunur. Zeki insan bu gerçeği anlar ve buna göre hareket eder.

Yoga Academy'nin kuruluş amacı, herkesin tekamül etmesidir. Tüm toplumun, tüm gezegenin ve tüm evrenin… Herkesin tekamül etmesini istiyoruz ve bunun gerçekleşmesini sağlıyoruz...

Yayınlanmış otuz altı kitaplardan tüm gezegen yararlanıyor. Bu paha biçilmez bilgilerden, bizi düşman olarak görenler de yararlanıyor, bizi eleştirenler, bize iftira atanlar ve hakaret edenler de kullanıyor. Çünkü başka benzer bir kaynak yok!
Önemli değil, kullansınlar, bir gün akılları başlarına gelir, gelmezse de başları akılsız kalır…"

Büyük Üstad Akif Manaf

25 Mart 2016 Cuma

MASKE

Samimiyetini korumak için maske kullanmaktan vazgeç ve tüm maskeleri bırak. Bu seni samimi ve dürüst yapar. Üzgünsen üzgün olduğunu, kızgınsan kızgın olduğunu, perişansan perişan olduğunu vb. söyle; duygularını bir maske altında saklamaya çalışma. Eğer kızgınlığını ifade edersen kızgınlığın geçer ve öfkeye dönüşmez ama eğer kızgınlığını sahte bir tebessüm arkasında saklamaya çalışırsan bir süre sonra kontrol edilemez bir öfke patlaması yaşarsın. Kullandığın tüm maskeler seni sadece samimiyetsiz yapmaz, sana zarar da verir. Öfke bir zehirdir ve onu bastırarak maske arkasında saklamaya çalışırsan bu zehir tüm vücuduna yayılır ve tahribata neden olur. Eğer üzgünsen üzgünlüğünü ifade et, yalandan gülümsemeye ve mutlu olduğunu göstermeye çalışma- bu sahtelik olur. Üzüntü kötü bir şey değil, onu ifade et- geçmeye başlayacaktır. Ama eğer üzüntünü bastırır ve mutluluk maskesi kullanırsan bir gün gerçekten son derece mutsuz olursun. Negatif duygular bastırılınca pozitif duygular da ortaya çıkamaz. Örneğin nefreti bastırınca sevme zamanı geldiğinde gerçekten sevemezsin. Veya ağlamayı bastırınca daha sonra doya doya gülemezsin. Birey maskeler kullandığında duygusal mekanizma bozulur ve duygusal tıkanmalar oluşur. Enerji merkezlerinde ve kanallarında blokajlar ortaya çıkar. Enerji serbestçe akmaz ve duygusal ifadeler sahte ve suni olur. O yüzden samimi olmak ve duyguları bastırmamak sağlıklı olmanın temelidir. Samimi insan duygularını doğal olarak ifade eder ve doğal bir sağlığa kavuşur. Samimiyet kendin olmak demektir. Kendin ol, o zaman bütün sorunların ortadan kalkacaktır.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi