<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






mutlaka okunması gerekenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mutlaka okunması gerekenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2019 Çarşamba

Ebediliği Yakalamak

“Oluşan ve çözülen biçimler dünyasında yaşıyorsunuz. Bu biçimlere sahiplenmemeye çalışarak bağlanmamalısınız daha ziyade bu biçimleri yön bulmak, bilgi edinmek ve gelişmek için kullanmalısınız. Bu biçimleri deneyim kazanmak ve bedenin içindeki ruhi varlığı hatırlamak için kullanabilirsiniz. Bu anılar ertelenmemelidir.

Bu gerçeği şimdi ve burada hatırlamanız gerekir. Bunu yarın değil şimdi yapmanız lazım. Bunu başka bir yerde değil burada yapmanız gerekir. Bu, zaman kaybetmeden şimdi ve burada hatırlanmalıdır. Dün sadece bir anıdır yarın ise yalnızca bir hayaldir. Yani dün ve yarın gerçek olmayan şeylerdir fakat şimdi, ebedi gerçekliktir.

Ebediliği yakalamanız için şimdide kalmanız gerekir. Ebedilikte bulunmak, ebedi ve ölümsüz olmak mümkün müdür? Orijinal Yoga Sistemi’nde her şey mümkündür. Ebedi olmak için geçmiş ve gelecekten sıyrılıp  şimdide kalmanız gerekir. O zaman kendi ebedi doğanıza dönebilirsiniz. Bu nasıl yapılabilir? Orijinal Yoga Sistemini düzenli uygulayarak.

Ebediliğe ulaşmak için zamanı aşmak, yakalamak gerekir. Zamanı nasıl yakalayabilirsiniz? Zihni kontrol ederek. Zihin ve zaman iki çok ince enerjidir ve birbirini sürekli etkiler.

Zamanı yakalamak çok zordur, neredeyse imkansızdır ama zihninizi yakalayabilirsiniz, zihninizi durdurup şimdide tutabilirsiniz. Bu durumda zamanı da durdurmuş olacaksınız, zamanı aşacak ve ebediliğe kavuşacaksınız.”

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak kitabı “Aydınlanma” bölümünden alıntıdır.

27 Mart 2019 Çarşamba

Hırs ve İhtiyaçlar

Doğal ihtiyaçlar küçüktür ama hırsın iştahı çok büyüktür. Her insanın hayati ihtiyaçları doğal bir şekilde karşılanabilir ama hırsların neden olduğu istekler asla karşılanamaz. Dünya gezegeni herkesin doğal ihtiyaçlarını sağlayabilecek kapasiteye sahiptir fakat dünyadaki hırs buna engel olmaktadır. Gerçek şu ki, hırslı insanların istekleri yerine getirildiği için milyarlarca insanın ihtiyaçları karşılanmıyor. Hırslı insanlar dünyanın kaynaklarını sömürüyor, tüketiyor ve başkalarına hiçbir şey bırakmıyor. Hırs temelde psikolojik bir sorundur. Küresel tüketici toplumun çıkar grupları insanlara, mala mülke sahip olmayanların önemsiz, sıradan, başarısız ve korkak olduklarını dayatır. Bu nedenle insanlar ne pahasına olursa olsun mal mülk sahibi olmaya çalışır. Mal mülk peşinde olan hırslı insan, içsel bir boşluk hissetmeye başlar ve onu nesnelerle doldurmaya çalışır. Bu, sadece geçici bir rahatlama sağlar ama bir süre sonra kişi tekrar o içsel boşluğu hisseder ve tekrar onu doldurmaya çalışır. Bu kısır döngü hayat boyu devam eder ve insan huzur bulamaz. Peki, çözüm nedir? ÇÖZÜM İÇSEL BOŞLUKTAN KORKMAMAK, ONU DOLDURMAYA ÇALIŞMAMAK VE ONUNLA YÜZLEŞMEKTEN GEÇER. İçsel boşluğa dal ve o zaman göreceksin ki bu, varoluşa açılan bir kapıdır. Bazıları "boş zihne" şeytan işi diyor. Fakat boş zihin ile başıboş zihin arasında önemli bir fark vardır. Eğer "şeytan" denilen bir şey varsa oda başıboş zihindir. Boş zihin ise varoluşa açılan kapıdır. Bu kapıdan geç - "hırs" denilen şeytandan arınacaksın. Boş zihinde hırs yok olur çünkü beslenecek hiçbir şey bulamaz. Boş zihinde hırs ve hırsın tetiklediği düşünceler olmaz. Boş zihin bir düşüncesizlik, zihinsizlik, hırssızlık halidir. Bu hale ulaşan, hırsı aşar!

Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

İlgi Hırsı

İlgi hırsı ve ilgi, sarhoş edici bir etkiye sahiptir. Çünkü İLGİ DÜNYADAKİ EN GÜÇLÜ UYUŞTURUCULARDAN BİRİDİR. O yüzden ilgi görmeyen veya gördüğü ilgiden mahrum bırakılmış insan, derhal uyuşturucu maddeler kullanmaya başlar. Çünkü ilgi uyuşturucusu bağımlılık yapar ve gördüğü ilgiden mahrum kalan insan, derhal başka türden uyuşturucular kullanmaya başlar. Bu nedenle sürekli ilgi görmek isteyen insan, ilgi hırsına kapılır ve ilgi görmek için çabalar. Ortalarda dolaşan ama kimsenin ona dikkat etmediği, bir köpeğin bile ona havlamadığı, herkesin onu görmezden geldiği, varlığının farkında bile olunmayan ve kimsenin ona bakmadığı bir insan, kendisinin bir hiç olduğunu, önemsiz olduğunu, boşluğa indirgendiğini hisseder. Bu durum insana ölüm gibi gelir, kişi yaşamadığını hisseder ve ölmek ister. İşte bu yüzden insanlar ilgi arayışındadır ve bu arayış insanda ilgi hırsı uyandırır. Dünyevi, sıradan bir insan için ilgi, hayat verici ve motive edicidir. İnsanlar, ilgi çekmek için ünlü olmak ister ve şöhret hırsına kapılır. Şöhret hırsından deliren kişi eğer ünlü olamazsa, en azından kötü şöhretle dikkat çekmeye ve ilgi görmeye çalışır. Bu tür insan iyilik yaparak dikkat çekemezse, kötülük yaparak dikkat çekmeye çalışır. Kişi öyle veya böyle ilgi görmeye çalışır. Hırs söz konusu olunca insanın ne yaptığı önemli değildir, önemli olan dikkat çekmek ve ilgi görmektir. İlgi çekme hırsı ta bebeklikten başlar ve hayat boyu devam eder. Bir bebek ilgi çekmek için sürekli bağırır ve ilgi çekmekte başarılı olduğunu görünce hayatı boyunca bağırmaya devam eder. İşte size insanların sürekli bağırmasının altında yatan basit neden: İlgi Çekme Hırsı! Keza insanları beşikten mezara kadar bağırtan şey hırstır.

Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

25 Mart 2019 Pazartesi

AhlakÜstü

Ego güçlenince kişi ünlü olmak ister, çünkü takdir egoyu besler. Bireye saygı duyan insanların sayısı artınca birey kişiliğine daha çok sarılır ve kişilik güç kazanır. Sonra bir gün aynı kişiler eleştirmeye başlayınca kişi acı çeker ama kişiliğini değiştiremez, çünkü güçlenmiş kişilik hiçbir değişikliğe izin vermez. Güçlenmiş kişiliğin etkisi altında olan birey saygınlık ister. Bunun  için kişi tüm yolları dener. Birey saygınlığa para biriktirerek veya biriktirmiş olduğu paradan vazgeçerek ulaşabilir. Herkesle yemeğe çıkarak veya oruç tutarak. Kişi saygınlığa bir şeyler biriktirerek ya da biriktirmiş olduğu şeyleri dağıtarak ulaşmaya çalışır. Bütün bu çabaların arkasında belirli bir gerçek vardır: Kişi başkalarının saygısını kazanmak için kendisine onların gözünden bakar ve böylece kendi bireyselliğinden daha da uzaklaşır. Birey kendisine başkalarının gözünden bakarak onların kendisiyle ilgili ne hissettiklerini anlamaya çalışır ve başkalarının beğenisini kazanmak için adımlar atar. Yani birey kendisi olamaz hep ROL YAPAR. Kişi takdir görebilmek için çok erdemli ve çok ahlaklı biri gibi davranabilir fakat büründüğü kişilik onu asla tatmin etmez. Ahlaklı olmak kişiyi tatmin etmeyince o zaman ahlaksızlık yapar ve geçici bir tatmin yaşar, ama bu sefer de takdir görmez. Asıl güç ahlaklı olmakta değil, çünkü ahlaklı olmaya çalışırken ahlaksızlık da yapabilirsin. Asıl güç ahlaküstü olmaktadır. Ahlak sana toplum tarafından dayatılmış bir şeydir SENİN GERÇEK ÖZÜN İSE AHLAKÜSTÜDÜR.

Güç Nedir ve Nasıl Güçlü Olunur- Akif Manaf

19 Mart 2019 Salı

Aşk Nedir

Aşk nedir? Aşk yakınlık kurmak ve bir olmak için bir araçtır. Aşk bütünleşme aracıdır. Aşk aracılığıyla birine yakınlaşırsın, onunla iletişim kurarsın ve onunla birlik haline gelirsin.

Nefret nedir? Nefret uzaklaşmak, ayrılmak ve iki olmak için bir araçtır. Nefret ayrılma aracıdır. Aşk seni bir araya nefret ise iki dereye getirir. Aşık olduğunda sevgiline kaçarsın nefret ettiğinde ise sevgilinden kaçarsın. Aşk fazla gelince nefret devreye girer çünkü senin aşkı sindirme kapasiten düşük kalmıştır. Aşkı sindiremeyince hazımsızlık yaşarsın ve bu aşk hazımsızlığının ismi nefrettir. Aşkı sindiremeyince nefret ortaya çıkar. Aşk bir besindir. O seni besler; herkesin aşk besinine ihtiyacı var. Beslenmenin kuralı şudur; açlık hissedersin, beslenirsin ve sonra ara verirsin. Tıpkı bunun gibi birey aşık olunca aşkla beslenmeye başlar ve bir süre sonra açlık gider ve birey tatmin olur. İşte o zaman uzaklaşma isteği ortaya çıkar ve sevgilinden ayrılırsın. Fakat bir süre sonra tekrar aşk açlığı meydana gelir ve sevgiline kavuşmak istersin. Bu doğal bir dinamiktir. Acıktığında yemek yersin ve doyuma ulaştığında beslenmeyi unutursun ve yemek masasından ayrılırsın, orada oturmaya devam etmezsin. Fakat biri durmadan sana yemek yedirirse, miden bulanmaya başlar ve kusarsın. Tıpkı bunun gibi sevgilin sürekli yanında olup seni aşkla beslemeye çalışırsa, kusma olasılığı çok yüksektir. İşte bu kusma olasılığının diğer ismi - nefrettir. Aşk iki olgu içerir: Birisi açlık diğeri ise doyum. Eğer aşk sadece açlıktan ibaret olsaydı, eksik kalırdı. Aşk fazla gelince nefret devreye girer ve açlığın artmasını sağlar. Bu açıdan baktığında göreceksin ki, nefret aşkı tetiklemek ve zenginleştirmek için var. Aslında nefret aşktan ayrı bir şey değil, aşkın bir parçasıdır. O zaman nefret olmadan aşk yetersiz kalır. Nefret aşk olgusuna enerji, güç ve canlılık katar. Aşkta nefret yoksa ayrılık da yoktur. O zaman aşk bir esarete dönüşür. İşte nefretin aşka kattığı şey özgürlüktür.

Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır- Akif Manaf

Aşk ve Nefret

Aşk ile nefret sevgi nehrinin iki kıyısıdır. Eğer sevgi nehrinde akmak istiyorsan her iki kıyıya da ihtiyaç var. Aşk matematiğini kavradığında göreceksin ki, NEFRET AŞKA KARŞI DEĞİL AŞKIN TAMAMLAYICISIDIR. Gece gündüze karşı değildir. Gecenin kendine has güzelliği vardır ve gündüzü tamamlar. Gece ile gündüz bir bütünün iki parçasıdır. Tıpkı bunun gibi nefret ile aşk da mükemmel bir bütünlük oluşturur. Nefret aşkla savaşmaz, onu destekler. Gerçek aşk sınır tanımaz ve korku nedir bilmez. Bu nedenle birey gerçekten aşık olunca nefretten korkmaz ve onunla kolaylıkla baş eder. Eğer aşkın gerçekse nefret onu zayıflatmaz tam tersi güçlendirir.

Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır- Akif Manaf

17 Mart 2019 Pazar

GERÇEK ANLAMDA SEVEBİLMEK

“Gerçek anlamda sevebilmek için birey dünyasal yaşamdan evrensel varoluşa adım atmalıdır. Ancak var olan varlık, gerçek sevgiyi tadabilir, aksi halde tadamaz. Kişi toplumsal çarkın bir dişlisi yani sürünün bir ferdi olduğu sürece gerçekten sevemez, çünkü bireysel olarak var olamaz. Birey ilk önce var olmaya başlamalıdır. Bunun için de kendini tanımalıdır. Kendini tanımayan insan gerçek anlamda var olamaz. O, geçici yapay bir yaşam sürdürür fakat o yaşamın içinde varlık gösteremez. O zaman da gerçekten sevemez ve yalnızlığa maruz kalır. İnsan yalnızca varoluşsal yalnızlık sayesinde var olmanın gerçekten ne anlama geldiğini keşfedebilir. Bu keşiflerin keşfi olacaktır. Var olan insan en kalabalık meydanda bile yalnızlığın tadını çıkarabilir. Bunun için birey varoluşsal yalnızlığın farkında olmalıdır. Bu tür evrensel farkındalık sayesinde birey her an uyanık olacaktır. Her anın farkında olmak tetikte olmak demektir. Fakat bu tür uyanıklık gerginlik demek değildir, gevşeme içindeki canlılıktır.”
Yalnızlık Nedir ve Nasıl Aşılır?
Büyük Üstad Akif Manaf

6 Mart 2019 Çarşamba

Mutluluk ve Bilinç

Mutluluk insanın bilinç durumu ile ilişkilidir. Bilinçli insan mutluluğu mutsuzluktan ayırt edebilen insandır. Bu tür insan zaman içinde mutsuzluğun nedenlerini keşfedecek ve sonuç olarak mutlu olacaktır.

Bilinçsiz insan ise mutluluğu mutsuzluktan ayırt edemez. Onları karıştırır ve sonuç olarak mutsuz bir hayat sürer. Bu tür insan neden mutsuz olduğunu anlamaz ve mutsuzluğundan başkalarını sorumlu tutar, hep başkalarını suçlar.
O hayat boyu mutsuz olmaya mahkûmdur.

Genelde dünyada iki tür insan vardır: biri insanları sürekli farklı tiplere ayırır ve onları durmadan eleştirir. Diğeri ise insanları hiç ayırmaz ve insanlığı bir bütün olarak görür.
Birinci tür insan hiçbir zaman gerçek mutluluğa ulaşamaz ikinci tür insan ise kesinlikle mutlak mutluluğa ulaşır....

Mutluluk Nedir Ve Nasıl Mutlu Olunur?-Akif Manaf

3 Mart 2019 Pazar

Hırslı Ebeveyn

...Yani hırs insanı yaşatabilirde yaşamını kaybettirebilirde. Her ebeveyn çocuğunun başarılı olmasını ister ama hırslı ebeveyn çocuğuna zarar verebilir. Çocuğunu nesnelleştirmiş olan ebeveyn, ona yatırım yaptığını düşünür ve ondan kâr bekler.
Hırslı ebeveyn evladının çocukluğunu çalmayı kendinde hak görür. Sanki çocuğun tüm hayatı gece gündüz ödev yapmak, sorular çözmek, kurslara gitmek vb. şeylerden ibaret olmalıdır.
Hırslı anne baba, çocuğunu sahip olduğu kapasiteyle kabul etmediğinde ve onu sürekli zorladığında çocuk yaşama küser, anne babadan nefret etmeye başlar, asileşir, evden kaçar ve hırs içeren her şeye öfkelenir.
Hırs dolu ebeveynler önce çocuğun tüm motivasyonunu yok eder, sonra da onun neden depresyona girdiğini merak eder. Herkes bilmelidir ki hayatın amacı hırslı olmamak değildir, hırssız olmak da değildir, insanüstü olmaktır...
Hırs, bir insana, başarısız olduğunu düşündüren, hayal kırıklığına uğratan, evrensel değerlerden vazgeçmeye iten, acılara neden olan ve depresyonla tanıştıran bir duygudur. Bazen insanlar yakınının “zeki ama hırslı” olmadığını söyleyerek sitem eder....
Hırs Nedir ve Nasıl Aşılır Kitabından Alıntıdır
Büyük Üstad Akif Manaf

1 Mart 2019 Cuma

BEDEN

BEDEN, içinde bulunan ebedi varlığa son derece sadıktır ve onun isteklerini bilgece yerine getirmektedir. Beden mekanizmasının işleyişi akla sığmaz ve inanılmazdır. İnsanlık tarihindeki tüm dahiler bile bir araya gelse “beden” gibi mükemmel bir mekanizma üretemezler. Çünkü “beden” insansal değil, varoluşsal bir üretimdir ve hiçbir insan varoluşsal üretimin bir damlasını bile üretemez. Asırlardır insanlar bedeni incelemekte fakat hala tüm işlevlerinin farkına varamamaktadır.

BEDEN bireyin istediği her şeyi yapmaya çalışmakta, her türlü çılgınlığını desteklemekte ve icra ettiği eylemlere karşı çıkmamaktadır. Bazen beden sakat doğabilir fakat bu bedenin hatası değildir, bu bireyin daha önce yaptığı hataların sonucudur. “Ne ekersen onu biçersin” yasasına göre herkes daha önce icra ettiği eylemlerin sonucu olarak ana rahminde belirli bir beden alır. Bedende oluşan genetik eksiklikler tamamen bireyin daha önce icra ettiği eylemlerin sonucudur.

SAHİP olduğun beden gizemlerle dolu bir mucizedir. Bedenin en büyük mucizesi her koşulda değişim gerçekleştirebilmesidir. Ayrıca bedenin en büyük gizemi her an değişime açık olmasıdır. Her an değişime açık olan bedeni engelleyen, senin kapalı olan aklındır. Bil ki fiziksel beden bu evrendeki en büyük sırdır. Bu sırrı bilen sevginin sırrını da çözebilir.

DEĞİŞİM Nedir ve Nasıl Gerçekleşir?
Akif Manaf

19 Şubat 2019 Salı

Yalnızlıktan Kaçmak

Genelde insanlar kendileriyle barış içinde yaşayamaz çünkü kendi kendileriyle kavga edip dururlar; bazen de kendilerine şiddet uygularlar. Bu tür insanlar yalnız kalamaz çünkü sıkılmaya başlar ve huzursuz olurlar.  Yalnızlıktan kaçmak için dışarı çıkar ve başkalarıyla kaynaşırlar. Toplumsal yaşama alışmış bir insan için yalnızlık, alışılagelmişin dışında olduğundan çok zordur. Çünkü birey yalnız kalınca artık kendisine ihtiyaç duyulmadığını, ilgi görmediğini ve sevilmediğini düşünmeye başlar. Bu düşünceler acı verir ve birey hayatının anlamsız olduğunu düşünür. Hayatına anlam kazandırmak için bir yerlere gitmeye ve birileriyle görüşmeye ihtiyaç duyar.
Yalnızlık Nedir ve Nasıl Aşılır- Akif Manaf

10 Şubat 2019 Pazar

Güç Yağmuru

Bir insanın içindekileri görmek ve kişiliğini tanımak istersen ona engelsiz bir güç ver. Ne olduğunu göreceksin...
Eğer içinde bir çürüme varsa çökecek ama yoksa yükselecek.
Yağmur yağınca bazı bitkiler çiçek açar bazıları ise çürür.
Tıpkı bunun gibi güç yağmuru insanın içindeki potansiyelleri besler ve ortaya çıkmasına fırsat tanır.
Güç yağmuru yıkıcılığın zehirli bitkilerinin büyümesine neden olmaz, tam tersi yapıcılığın güzel çiçeklerinin açmasına yardım eder. İnsan hayvani içgüdülerine hâkim olmazsa, güç her zaman suistimal edilecektir.
Yalnızca hayvani dürtülerden özgür olan insan gücünü insanlığın tekâmülü ve mutluluğu için kullanabilir.
GÜÇ Nedir ve Nasıl Güçlü Olunur?
Büyük Üstad Akif MANAF

Nefret Değer Verme Biçimidir

“Kişi nefreti içinde bir çocuk gibi büyütüyor ama onunla baş edemiyor çünkü nefret insanlık dışı bir duygudur ve insanlık dışı eylemlere neden olur. İşte burada sizlere sunduğumuz içsel simya, nefret zehrine karşı kullanılacak tek panzehirdir. Başlangıçta bir duygu vardı, o duygu sevgiydi ve o sevgi bilinçli varlıklaydı. Sonrasında ise bilinçli varlık insan bedeni aldığında kimseden nefret etmez durumdaydı çünkü onları tanımıyordu. Bir insan başkalarını ne kadar tanırsa, onlardan o kadar yani tanıdığı kadar nefret eder. Nefret her ne kadar negatif ve yıkıcı bir duygu olsa da aslında bir değer verme biçimidir. Çünkü insan değer vermediği kişilerden nefret etmez, yalnızca değer verdiklerinden nefret eder. Bu her ne kadar paradoksal bir durum olsa da gerçek budur!”
Nefret Psikolojisi, Akif Manaf kitabından alıntıdır

8 Şubat 2019 Cuma

Olumsuz Düşünce

Gün içinde zihninizi meşgul eden düşünce modelleri bilinçaltı zihinde kalıplar oluşturur.Sonrada bu bilinçaltındaki kalıplar günlük yaşamda sizi yönlendirir.Yaşamınız bu şekilde bilinçsizce kalıplaştırdığınız zorluklarla doludur."Yapamam","yapamayacağım", veya "asla başarılı olamam"gibi ifade şekilleri,temeli bilinçaltına yerleştirilmiş kalıplara dayanmaktadır.Böylece bilinçaltınız aslında yapabilme yetisine sahip olduğunuz şeyleri bile yapamamanıza neden olacaktır.

Olumsuz düşünceler,belirli şeyleri yapamayacağınıza dair inançların oluşmasına neden olur.Olumsuz inançların oluşmasında olumsuz düşüncelerin büyük etkisi vardır.Aslında düşünceler ,kendilerini var edebilmek için tekrarlanırlar.Örneğin insan kendisiyle ilgili olarak "Ben yoga yapmak ve yeni şeyler denemek için çok yaşlıyım" gibi olumsuz düşünceye sahipse,bilinçaltında bununla ilgili bir kalıp oluşturur.Sonrada bilinçaltının etkisiyle,bireyin kendi varlığıyla ilgili herşey ,bu olumsuz düşünceyi desteklercesine hareket eder.

Yoga Dhyana Meditasyon Kitabı 2. Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

Bilgi Biriktirmek

Dünyasal bilgi biriktirme eylemi bencil bir yaklaşımdır. Oysa varoluşsal bilgi edinme edimi bencillikten tamamen özgürdür. Gerçek şu ki bencil insan hakikate asla yaklaşamaz, çünkü hakikatin bencilliğe alerjisi vardır.

Dünyasal bilgi ile doldurulmuş kişi: "Gerçeği zaten biliyorum" modundadır. Bu, hakikate kapıları kapatmak demektir. Varoluşsal bilgiyi edinmeye hazır olan insan ise: "Hakikati bilmiyorum ama bilmeye hazırım" der ve hakikate kapıları açar.

Dünyevi bilgi en büyük kandırmacadır. Birey bildiğini düşünür ve kendini kandırır. Bu kandırmaca pahalıya mal olur çünkü birey kendisini hakikatten mahrum eder. Bu arada ego bayram eder öz ise yas tutar çünkü hakikat katledilmiştir.

BİLGİ Nedir ve Nasıl Bilgili Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf

Sevilme İhtiyacı

Sevilme ihtiyacı sonsuz olduğu için onun neden olduğu esaret ve yalnızlık da sonsuzdur. Birey ne yaparsa yapsın sevgilisi hep daha fazlasını hayal edecek ve hayal kırıklığına uğrayarak çaresiz hissedecektir.

Her aşık yeterince sevilmediğini düşünüyor çünkü kimse gerçekten sevemiyor. Herkes sadece sonsuza dek sevilmeyi bekliyor ve sitem ediyor. Gerçek şu ki yalnızca sevilme ihtiyacı olmayan insan gerçekten koşulsuzca sevebilir.

Peki, kimdir o sevilme ihtiyacı olmayan insan? Kendini seven insan. Bir insan ebedi ruhi varlık olduğunu anlayıp kendisini özündeki varoluşsal sevgiyle severse yani Mutlak olanın sevgisine kavuşursa, sevilme ihtiyacından ve yalnızlıktan özgürleşir.  Bunun başka yolu yoktur!

YALNIZLIK Nedir ve Nasıl Aşılır?
Büyük Üstad Akif Manaf

İkinci Enerji Katmanı

İkinci katmanda tüm geçmiş ve şimdiki deneyimlerin enerjisel izlenimleri bulunmaktadır. Düşünce ince bir nesnedir ve süptil bir biçimde var olur. Evrende hiçbir şey yok olmamaktadır. Düşünce ve duygular zihinsel farkındalığın dışına çıkabilir, fakat ikinci kaymanda izlenimler şeklinde enerjisel olarak depolanırlar. Bu izlenimler psikolojik sorunların çözülmesine yardım edebilir.
Önceki hayatlardan gelen tüm izlenimler ikinci katmanda depolanmaktadır. Orijinal Yoga Sistemi’nde bu izlenimler Samskara olarak adlandırılır. Yoga teknikleri depolanmış enerjisel izlenimleri direkt olarak etkilemektedir. Oysa psikolojik terapiler bu izlenimlerle indirekt olarak çalışmaktadır. Bu tür çabalar kişiliğin gelişimi açısından fazla etkili değildir.
Duygular düşüncelerle, hisler ise enerji ile ilişkilidir. Duygular zihinsel olgu ile bağlantılı olduğu için ikinci katmanla ilgilidir. Bu katmanın bir yönü de kişisel veya bireysel güçle bağlantılıdır. Benliğin veya bireysel kişiliğin kristalleşmesi bu katmanda gerçekleşir.
İkinci katmandaki Çakra çıkışlarının doğası bireyin duygusal yüzünü ve genel kişiliğini yansıtır. Bu katmandaki çakra çıkışları enerjisel anıları tutmaktadır. Yoga teknikleri aracılığıyla negatif anılar aktifleştirilip silinebilir. Onlar bireyi bir daha rahatsız etmez. Bu anılar yalnızca Yoga teknikleri aracılığıyla yok edilebilir.
İkinci katmanda saklı olan enerjisel izlenimler çağdaş psikolojide zihnin bilinçsiz eğilimleri olarak adlandırılır. Doğuştan gelen izlenimler, zihinsel şartlanmalar, tavırlar ve alışkanlıklar vb şeklinde nitelendirilmektedir. Çağdaş psikoterapi yöntemleri bu zihinsel kalıpları gidermeye çalışır, fakat bu kalıplar yalnızca Yoga teknikleri sayesinde ortadan kaldırılabilir.”

📚Enerji Katmanları, s. 148-192, Prana Vidya Biyoenerji Kitabı, Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf. •

Kendini Tanımayan İnsan Hüzünlüdür

Kendini Tanımayan İnsan Daima Hüzünlüdür...

Bu konuda dört olasılık var: Birincisi, kimse seni tanımıyor ve sen de kendini tanımıyorsun. İkincisi, birçok insan seni tanıyor ama sen kendini tanımıyorsun. Üçüncüsü, kimse seni tanımıyor ama sen kendini tanıyorsun. Dördüncüsü, herkes seni tanıyor ve sen de kendini tanıyorsun.

Birinci olasılık en yaygın olanıdır. İkinci olasılık ünlü olan kişilerin durumudur. Üçüncü olasılık ilk iki olasılıktan daha iyidir çünkü birçok kişinin seni tanımasındansa, senin kendini tanıman  daha önemlidir. Dördüncü olasılık ise çok ender bir durumdur. Bu olasılık sıra dışı insanlar içindir.

Bir insan kim olduğunu, nereden geldiğini, neden geldiğini, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilmeyince asla mutlu olamaz. Kendinin kim olduğunu bilmeyen insanın sorunları, endişeleri ve korkuları bitmez.

İşte tüm korkuların kaybolması için bu beş sorunun cevabını bilen bir Üstada ihtiyaç var. Bu dört sorunun cevabını sen bilemezsin çünkü cevaplar METAFİZİK'tir.
Yalnızca bir metafizik uzmanı bu sorulara doğru cevaplar verebilir.

KORKU Neden ve Nasıl Korkusuz Olunur?
Büyük Üstad Akif MANAF

7 Şubat 2019 Perşembe

DEVRİM


Gerçek devrim politik değil, etik olmalıdır. Yani mevcut düzenin yapısını değil mevcut insanın yapısını değiştirmelidir. Toplumun ihtiyacı olan gerçek devrim nefreti, öfkeyi, kıskançlığı, hırsı açgözlülüğü devirip onları sevgiye, sevecenliğe, merhamete, hoşnutluğa ve tatminliğe dönüştürmektir.

Eğer insanlar iktidar savaşlarının dışına çıkarsa devrim kendiliğinden gerçekleşecektir, gerçek devrim eski düzene karşı savaşmak değil, içsel olarak yeni düzenin barış içinde inşa etmektir.

Savaşarak yapılan tüm devrimler başarısız olmuştur tek başarılı olabilecek devrim içseldir. Dışsal devrim ile içsel devrim arasında büyük bir fark vardır. Dışsal devrim yapışmakla, içsel devrim ise bırakmakla ilgilidir. Yapışmak köleleşmek, bırakmak ise özgürleşmek demektir.

Dışsal devrim kontrole yapışmak demektir içsel devrim ise nefreti, açgözlülüğü ve hırsı bırakmak demektir. Bırakmak kaybetmek demek değildir, kazanmak demektir. Çünkü nefreti bırakarak sevgi kazanacaksınız, hırsi bırakarak huzur kazanacaksınız ve açgözlülüğü bırakarak zenginlik kazanacaksınız.

Büyük Üstad Akif Manaf
Özgürlük Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?

4 Şubat 2019 Pazartesi

Rüya Saf İnanç Dünyasıdır

Zihnin yarattığı dünya çok gerçekçi görünüyor. Tıpkı bunun gibi uykuda görülen rüya dünyası da son derece gerçekçidir. Rüyada her türlü fantastik şey görülür ama kişi bunların gerçek olduğundan kuşkulanmaz. Sadece hayretle izler. Rüyada birey görülenlerin gerçek olduğuna inanır ve bir çocuk gibi olanlara güvenir.

Rüya saf inanç dünyasıdır. Rüyanın devam etmesi için hiçbir kuşku olmamalıdır. Rüya görüldüğü zaman eğer birey bunun rüya olduğuna dair bir kuşku duyarsa rüya biter ve kişi uyanır. Tıpkı bunun gibi yaşadığın hayatın bir rüya olduğuna dair kuşku duyunca uyanmaya başlarsın.

Çevrenizde gördüğünüz nesnel bir dünya vardır ama zihniniz onu istekleriniz doğrultusunda yorumluyor. O zaman dünyayı olduğu gibi değil, görmek istediğiniz gibi görüyorsunuz. Yani gördüğünüz, dünyanın kendisi değil zihninizin yorumudur. Veya zihninizin varolan dünyaya verdiği tepkidir.

Dünyayı zihinsel ve duygusal tepkiler aracılığıyla algılıyorsun. Bu tepkiler dünya ve sen arasında oluşan yanılsama sisidir. Sis gerçeği görmeni engelliyor ve sen hayatını sürdürmek için sisin görmeni engellediği dünyayı işine gelen yorumlarda bulunarak yaşıyorsun. İllüzyon denen şey budur.

BÜYÜK ÜSTAD AKIF MANAF
Farkındalık Nedir? ve Nasıl Farkında Olunur ? kitabından alıntıdır.