Çok önemli bir gerçek yaşamak için düşünmek ama var olmak için düşünmemek gerekiyor. Düşünmenin ne olduğunu biliyorsunuz. Şuan bile düşünmeye devam ediyorsunuz. Zihin durmuyor. Orada bir şeyler yapıyor. Doğru mu yanlış mı şu mu bu mu? Kıyaslıyor geçmişte öğrenilen şeylerle durmuyor. Bazen tamamen kopuyor. Sürekli düşünmeye devam ediyorsun. Yaşamak için bu geçerli. Ama var olmak için zihin zihinsel sessizliğe geçecek.Zihin ve zihinsizlik hali. Düşünce halini biliyorsun ama düşünce olmayan hal işte o yeni bir şey. Bütün tekamül araçları seni oraya götürüyor. Ama gelecekte değil, beklemen gerekmiyor. Bu bir an meselesi. Şimdi şuan gerçekleşebilir. Sen özdeşleştirmeyi bırak. Sadece gözlemci ol! Gözlerin açık, kulaklarını da aç ve sadece göz ve kulak ol. Zihin olma. Sadece algı ol! Bir şey üretme. Çünkü zihin üretim demek. Tabi beden bir üretim makinesi o sürekli bir şeyler üretiyor. Düşünce de üretiyor. Ter üretiyor başka şeyler üretiyor. Böyle bakarsan çok da iyi şeyler üretmiyor. Şimdi düşünceler de hep karamsar, eksiklerle, bir şeyleri kazanmakla, olmayan şeyleri elde etmekle ilgili. Düşünceler hep bu yönde. O yüzden de kişi daha düşük yaşam düzlemlerine itiliyor. İtiliyorsun elinde olmadan. Nasıl düşüncesizliğe, zihinsizliğe, sessizliğe varacağız? İşte şimdi şuan sadece gör sadece duy. Başka hiçbir şey olmasın. Yani anlamaya bile çalışma söylenenleri anlamaya çalışma. Çünkü senin bir alışkanlığın var. Zihnini kullanacaksın anlamaya çalışacaksın. Söylenenler senin anlam kazandırman için değil var olman için. Ve var olman için düşünmen gerekmiyor. Dinlemen yeter. Eğer bilgi söz konusu ise onun mükemmeline sahipsin özünde. O hazine senin özünde var. Ama paradoksal olarak ona ulaşmak için söylenenleri düşünmen gerekmiyor, analiz etmek gerekmiyor ve anlaman gerekmiyor. Sadece kalbini aç ve bu bilgi akışını oraya al. Ve o içindeki bilgelik o hazine uyanmaya başlayacak. Bileceksin. Burada önemli bir fark ve önemli bir farkındalık bilmen için düşünmen gerekmiyor. Seni bu şekilde alıştırdılar. Bilmen için öğrenmen gerekiyor, okula gideceksin profesör olacaksın o zaman bileceksin. Hayır. Bu en büyük yanılgı. İllüzyon budur! Bilmen için sürekli düşünmen gerekmiyor. Bilmen için öz varlığına öz bilgeliğine ulaşman gerekiyor. Bilmek bir algı şekli analizin sonucu değil. Buna terimsel olarak sezgi diyoruz. Özüne erdin mi biliyorsun. O zaman göreceksin ki düşünmeye ihtiyaç yok. Ve zihni durduramazsın ona sus deyip susturamazsın. Dilini tutabilirsin iradeni kullanarak hiç konuşmayabilirsin. Bu mümkün. Yemeyebilirsin bu da mümkün. Ama düşünmek irade olayı değil. Düşünmemek iradi bir şey değil. İradenle düşünceyi durduramazsın. Düşünmemek, sessizlik, zihinsizliğe sadece enerjiyi yönlendirerek varabilirsin. Bütün düşünsel enerjiyi gözleme yönlendireceğiz. Bunu bugün yapabilirsin. Çimlere yatıp gökyüzünü gözlemle veya nefesini gözlemle. Düşünceyi bir yere yönlendirmen gerekiyor. Şimdi nefesini düşün. Al ve ver.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi
11 Mayıs 2019 Cumartesi
Varolmak İçin Düşünmemek
6 Nisan 2019 Cumartesi
HİPNOZ
Hipnoz nedir ve etkileri nedir? Akif Manaf, Zihin konulu sohbetten alıntıdır
“Hipnoz aslında Orijinal Yoga Sistemi tekniklerinden psikiyatristler kullanmış, yararlanmış. Kişi derin gevşemede bilinçaltına inebilir ve orada bulunan negatif telkinleri silebilir. Bu Yoga Nidra yöntemidir. Derin gevşemede bilinçli zihin yatıştığında, biz iç tabakalara, bilinçaltına inebiliriz ve orada onarım yapabiliriz. Gereksiz şeyleri atabiliriz, orası bir çöplük gibidir, tonlarca bilgi orada birikmiş ve çöplük halindedir, onu düzeltebiliriz, değiştirebiliriz, onarabiliriz. Psikologlar bunu kapmış, ve sonra kullanmaya başlamış. Bilinçli zihin telkin almaz, bilinçaltı zihin alır. Çünkü bilinçli zihin düşünür. Ama siz kişiyi rasyonel zihni susturup bilinçaltına indirirseniz neyi kumanda verirseniz onu yapar. Kişinin kalıplanması var mesela kediden korkuyor. Bu bilinçaltında oluşmuş fobidir. Psikolog kişiyi bu şekilde hipnotik hal denilen derin gevşemeye geçiriyor. Kişi gevşeme haline geliyor ve bilinçaltıya iletişime geçiyor. İlk defa kediyle ne zaman karşılaştığını görüyor. Psikolog diyor ki sen kediyle oynadın, onu sevdin, korku geçti. Kişi bunu canlandırırsa korku bitiyor. Hipnoz budur, bir kişinin sizi bilinçaltına indirmesi. Burada olumsuz taraflar şudur, bilinçli zihin ile bilinçaltı zihin arasındaki denge kaybolur. Çünkü onun bilinci dışında bu hallere girip biri tarafından yönlendirilmiş. Psikologlar bunu bildiği için bunu fazla yapmıyor, bir süre yapıp seansları bitirmiş. Bu Yoga’dan alınmıştır, biz bunu bilinçli olarak kendimiz yapıyoruz. Rasyonel zihni bırakıyoruz, derin gevşemeye giriyoruz ve orada mesela şifalanma dvdsinde hastalık gitti diyoruz nefese odaklanarak. Bu şekilde akciğer kanseri öğrenciler iyileşiyor. Zihin altını arındırarak şifalanıyorsunuz. Orijinal Yoga Sistemi’nde Yoga Nidra denilen teknik hipnoz olarak psikolojide oturmuş ve onu kullanıyorlar, hipnoz budur.”
31 Mart 2019 Pazar
BUGÜN EVDE YOGA YAPIN
https://youtu.be/0_YJg8eaZXM
Yoga Academy Tv
17 Mart 2019 Pazar
Asanaların Yararları
Genellikle insanlar bedenlerinin farkında değildirler ve zamanla bedenlerine tamamen yabancılaşmaktadırlar. Bu da günümüzdeki birçok hastalığın nedenidir. Asanalar bedenin farkına varmayı ve beden üzerinde yoğunlaşmayı sağlamaktadır. Orijinal yoga sistemi duruşları sayesinde bedene karşı duyarlılık, bedensel bilinçlilik artmakta; zihinsel ve fiziksel bütünsellik sağlanmakta; böylece bedensel, zihinsel, ruhsal uyum ve sağlık elde edilmektedir. Asanaların uygulanması insanı stresten, gerginlikten, sıkıntılardan ve depresyondan kurtarmaktadır. Bedende biriken gerginlikler, sıkıntılar ve olumsuz enerjiyi attıkça zihin de daha berrak, daha sakin ve daha kıvrak olmaktadır. Vücut gevşeyince zihinde tazelenerek daha canlı ve dingin olmaktadır. Böylece insan öfkesini kolayca kontrol edebilmekte, daha hoşgörülü olmakta, kendine daha çok güvenmekte, ruhsal sorunları ile kolayca başedebilmektedir.
YOGA Asana Vücut Çalıştırma Sanatı Kitabı
Büyük Üstad Akif Manaf
3 Mart 2019 Pazar
Ruhi Öz
“Bazıları bu dünyanın gerçek olmadığını sadece zihnin ürünü olduğunu söylerler. Fakat acıkınca bir saniye bile bu açlığın zihnin ürettiği bir yanılsama olduğunu düşünmezler ve hemen karınlarını doyurmak için çabalarlar. Zaman ve enerji bu şekilde yararsız spekülasyon ve tartışmalarla boşa harcanmaktadır. Varsayımlar gerçek konusunda nihai cevaba götürmez. Orijinal Yoga Sistemi insanlara bir “izm” empoze etmez; nihai gerçeği deneyimlemek için etkili teknikler sunar. Beş temel elementin farklı oranlarda karışımı sonucu nesnel dünya ortaya çıkar. İnsan bedeni beş elementten oluşmuştur. Bedendeki elementlerin farkına vararak birey beden olmadığını anlar çünkü siz eter, hava, su ve toprak değilsiniz; o zaman demek ki, bu elementlerden oluşan beden de değilsiniz. Siz bedendeki ebedi ruhi varlıksınız. Ruhi varlık beş elementten farklıdır. Beden sadece beş elementin ve yirmi beş özelliğin ürünüdür. Beş element ve yirmi beş özellik ruhi özü sınırlayıcı unsurlardır. Bu unsurlar alınınca geriye ruhi öz kalır. Beş temel elementin farkına varınca birey özgürlüğe ulaşır.”
Yoga Dhyana Meditasyon
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf
1 Mart 2019 Cuma
Gerçek Sevgi
Gerçek sevgi uyanınca o sadece akacak konuşman gerekmiyor bunu anlatmaya söz bulamayacaksın. Kelime yok sevginin tarifi yok. Ve sen onu içinde hissetmeye başlayınca onu tarif edemeyeceksin. “Ben seviyorum” diyemeyeceksin. Bu kelimeler o kadar basit ki o sendeki gerçeği anlatmayacak, anlatmak istemeyeceksin anlatman gerekmeyecek. Sadece içinden akacak o sevgi. Gerçek sevginin kanıta ispata ihtiyacı yok. Sen gerçekten sevince bunu sormak gerekmiyor bunu söylemende gerekmiyor. O gerçek sevgi akışı olunca sadece var oluyor o varoluşun kendisidir. İspatlamak sorgulamak kanıtlamak gerekmiyor. Ama ne zamanki kendini veya başkasını sevginin kanıtı peşinde görürsen o sevgisizlik demektir. Sevgiyi bilmiyor o yüzden onun kanıtını arıyor.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi
Varoluş Çoşku Dolu Kozmik Bir Danstır
Varoluş coşku dolu kozmik bir dans,bir oyun, bir kutlamadır. Ama insanlık bunu unutmuş ve kendi ürettiği kavramların tutsağı olmuştur.
Kurdugu hapishanede sürekli dans edip şarkı söylemek abes geliyor.
Herkes ciddi olmalı, köle gibi çalışmalı ve acı çekmelidir.
Buraya tüm dünyayı koşulsuz sevgi, nedensiz coşku, kahkaha ve kozmik dansla doldurmak için geldik.
İnsanlığa varoluşun bir kutlama olduğunu hatırlatmak gerekir. Hayat bir ceza veya bir sınav değildir ve siz günahkar değilsiniz.
Var olmak bir ödüldür ve ödül koşulsuz sevgi ve nedensiz coşkudur.
Olgunluk Nedir ve Nasıl Olgun Olunur?
Büyük Üstad Akif MANAF
23 Şubat 2019 Cumartesi
Prana Vidya
PRANA VİDYA (Biyoenerji Bilimi) hakkında bilgi üç yolla kazanılabilir:
1. Gerçek Yoga Üstadından
2. Orijinal Yoga tekniklerinin uygulanmasıyla
3. Konu ile ilgili bilgi ve tecrübeleri anlatan kitaplar aracılığıyla
Bu yollardan birincisi en üstündür.
PRANA, evrendeki her şeyi canlandıran yaşam enerjisidir. Bilinçli dünyada tüm hareketlerden Prana sorumludur. Tüm tıp sistemleri, bu enerjiyi tam şekilde anlamasalar dahi, Prananın herhangi bir yönü sayesinde çalışmaktadır. Prana Vidya Orijinal Yoga Sistemi’nin bir parçasıdır. Prana Vidya, bedendeki süptil enerjilerle çalışma tekniklerini içermektedir. Öyle ki, bu teknikler Prananın ne olduğu ve nasıl çalıştığına dair bilimsel prensiplere dayanmaktadır. Pranayı çalıştırmadan Yoga yolunda ilerlemek imkânsızdır.
İNSANOĞLU bu dünya gezegenine aittir, dünya toprağındandır. İnsan hem fiziksel düzeyi aşan ruh ve zihne, hem de dünyanın doğal güçlerine cevap veren ve onlarla etkileşen bedene sahiptir. Prana Vidya çalışmalarının amacı yalnız sağlık, fiziksel ve zihinsel enerjilerin dengesi değildir, aynı zamanda duygusal dürtüleri kontrol etmek ve zihinsel gücü artırmak için tüm sinir sistemini temizlemektir. Böylece zihin insandaki yüce ilahi doğanın, evrimsel dürtünün çağrısına daha duyarlı hale gelir.
YOGA/ PRANA VİDYA Biyoenerji Bilimi
Büyük Üstad Akif Manaf
21 Şubat 2019 Perşembe
Sürüyü Kontrol Etmek Kolaydır
“İnsanları sürü haline getirmeye çalışıyorlar çünkü sürüyü kontrol etmek çok kolaydır. Bütün sosyalleşme araçları, televizyon, internet, reklam, basın vs insanları hipnotize edip sürü haline getirmek için kullanılmaktadır. Herkes doğar doğmaz çevresi tarafından hipnotize edilmektedir. Kişi her şeyin onun iyiliği için yapıldığı, onun yararına olduğu konusunda hipnotize edilir. Birey olup bitenlerden hoşlanmasa da çevrenin baskısı yüzünden hipnotize edilmeyi kabul eder.
Çoğu insan hipnotize edildiğinin ve bir köle haline getirildiğinin farkında bile değildir. İnsanlar her şeyin kalıcı olduğu şeklinde hipnotize edilir. Bu hipnoz yüzünden de geçici yaşamı kalıcı bir hayat kılıfına sokmaya çalışır. Aslında birey ölümsüzdür ama ölümlü beden içinde olduğu için hayatı kalıcı değildir. Eğer birey hipnozdan çıkarsa, ölümsüz olduğunu anlar ve geçici olan hayatı ciddiye almaz. Bu ise sürü psikolojisinin sonu demektir. İşte çıkar grupları bunun olmaması için uğraşmaktadır. Çünkü toplumsal beyin yıkama ve hipnoz sürdüğü müddetçe, birey aydınlanamaz ve ölümsüz doğasını anlayamaz.
Bunun devam etmesi için her türlü yapay öğreti ve gerçekdışı inanç kullanılmaktadır. Ebedi ölümsüz varlık ölümlü bedende bulunduğu için kendisinin ölümlü olduğunu düşünür ve ölümden korkar. Korku başka bir kontrol aracıdır. Ebedi yaşama inananları bile cezalandırıcı tanrı ve cehennem azabı ile korkuturlar.
Sır şu ki, korku aracılığıyla insanların beyinlerini yıkayıp onları her şeye inandırmak mümkündür. Gerçekdışı inançlardan biri de “ölüm” inancıdır. Doğan her şey öldüğü için avam insanlar da öleceklerine inanmaktadır.”
Sır Nedir ve Nasıl Algılanır?
Büyük Üstad Akif Manaf
Duyu ve Zihin Kontrolü
Pratyahara basamağında birey kendini test etmeye başlar. Hislerin ve onları üzerine çeken maddi nesnelerin doğasını araştırır; nesneler hisleri nasıl çeker, hisler maddi nesnelere kapılarak zihni nasıl etkiler, zihin zekayı nasıl harekete geçirir, zeka egoyu nasıl yönetir ve ego ruhu nasıl kontrol altında tutar? İnceleme esnasında bireyin bu olayların mekanizmasını anlatan bilgilere ihtiyacı vardır. İnsan kendi kendinin dostu ya da düşmanı olabilir. Pratyahara basamağında birey her zaman kendinin dostu olmayı öğrenir. Aslında zihin insanoğlunun köleliğinin veya özgürlüğünün nedeni olabilir. Eğer zihin maddi nesnelere bağlanmışsa kölelik, maddi nesnelerden kurtulmuşsa özgürlük getirmektedir. Şayet zihin; maddi nesneler yüzünden tatminsiz ve mutsuz ise bu kölelik, tüm maddi istek ve korkulardan arınarak kurtulmuşsa bu da özgürlüktür. İyilik ve maddi haz insanı hareketlendirmektedir. Yogi iyiliği maddi hazdan üstün tutar. Diğerleri duygularına kapılarak onlar tarafından yönetilirken maddi hazzı iyilikten üstün yere koyar ve hayatın gayesini kaybeder. Yogi ise sadece varoluşundan zevk alır. O, hislerini ne zaman ve nasıl durduracağını bildiği için huzur içinde yaşar. Yoginin eylemleri başkasına zehir gibi acı gelse de aslen onlar NEKTAR GİBİ TATLIDIR. Diğerleri hisleri arzuladıkları maddi nesnelerle birleştirmek için çabalar, oysa başlangıçta nektar gibi tatlı olsa dahi bu seçenek sonunda zehir gibi acılaşır. Yogi ise öngörü yeteneğini geliştirerek her şeyin sonunda nasıl neticelenebileceğini görmektedir. Duyuların maddi nesnelerden zevk alma yolu çok geniş ve kolaydır, ancak sonunda insanı çöküşe götürür. Duyu ve zihin kontrolü o kadar kolay olmamakla birlikte sonuçta DOYUM, HUZUR, DEVAMLI MUTLULUK ve KURTULUŞ sağlar.
Yoga Nedir Ne Değildir- Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
Meditasyonun Temeli
Özverili hizmet meditasyonun temelidir. Özverili hizmet olmadan meditasyon İMKANSIZDIR. Pozitif düşünce ve kendi çıkarlarını düşünmeden topluma hizmet, günlük yaşamda gerçekleşmelidir. Peki, özverili hizmet nedir? Orijinal Yoga Sistemi'ni insanlara aktarmak en yüksek özverili hizmettir. Özverili hizmet sayesinde birey bağımsız ve beklentisiz eylemde bulunmayı öğrenir. BİREY VERDİĞİ EMEĞİN MEYVELERİNDEN FERAGAT ETMEDİĞİ SÜRECE MEDİTASYON İMKANSIZDIR. Eylemlerden bağımsızlık arttığında dünyevi faaliyetlerden etkilenmemek de kolaylaşır. O zaman meditasyon sırasında gözler kapanınca zihin sakin ve içedönük kalır.
Yoga Nedir Ne Değildir- Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
18 Şubat 2019 Pazartesi
Devrimsel Uyanış
“Bir insanın Mutlak ile temasa geçmesi için O’na gitmesi gerekmiyor, sadece devrimsel uyanış yaşaması yeterlidir. İçsel devrim bireyi uyandıracak ve arayışın yoğunlaşmasını sağlayacaktır. Sadece varlığına devrimsel bir tohum ek: “Devrimi gerçekleştireceğim ve hiçbir şey bana engel olamayacak” de. Birdenbire içsel devrim gerçekleşecek ve devrimsel gerçeğe uyanacaksın. O zaman devrimsel değişime şaşıracaksın. Devrimi gerçekleştirmek için sadece güçlü bir arzu olmalıdır. İşte o zaman devrimsel mucize gerçekleşecektir. Devrimin hızlanması için içtenlik, dürüstlük ve samimiyet son derece önemlidir. Tüm içtenliğinle: “Devrimi gerçekleştireceğim” de. Bunu söylerken içten ol! İçten içe kuşkulanıp durma. Olumsuz düşünceler devrimi engeller. Kendine güven- içsel devrim gerçekleşecektir. Ayrıca metafizik uykuda devrimin gerçekleşmesini dile ve “devrim gerçekleşti” de. Eğer insan devrimsel bir uyanış için eksiksiz arzuya sahipse, devrime uyanacaktır. Dünyasal bir uykuda bulunmaya karar veren bireydir ve bu uykudan devrimsel uyanış sayesinde çıkabilecek olan da bireydir.”
Devrim Nedir ve Nasıl Gerçekleşir?
Büyük Üstad Akif Manaf
17 Şubat 2019 Pazar
Maha Prana
Evrendeki her şey enerjiden oluşur. Terim olarak bu enerji Prana olarak adlandırılır. Tüm evrene yayılmış enerji Maha Prana (büyük enerji) olarak bilinir. Bedene giren Prana icra edilen fonksiyonlara göre on farklı türe ayrılır. Fiziksel bedeni besleyip yaşatan Prana enerjisidir. Prana olgusuna makro-kozmik bakış açısından bir bakalım. Makro-kozmik düzeyde tüm evrene yayılmış enerji Maha Prana (büyük enerji) olarak bilinir. Maha Prana yaşamın ilk itici gücüdür. Örneğin insan gece uyurken zaman ve mekan kavramı kaybolur. Tam bir bilinçsizlik ortaya çıkar. Uyanma anında bilinç anında bir kıpırdanma ortaya çıkar. Bu kıpırdanma farkındalığın meydana gelmesiyle güçlenir. Sonra birey, zamanın ve mekanın farkına varır. Ölüme benzeyen derin uyku halinde beden ile zihin arasında bağlantı yaratan ve insanı dışa dönük yapan, bilinçaltında yer alan ilk hareket, Prana enerjisinin faaliyetidir. Eğer beden ile zihin arasında enerjisel bir bağlantı olmasaydı zihin beden ile uyum ve işbirliği içinde çalışamazdı. Bir kişide ayrı çalışan iki ayrı birim (beden ve zihin) olurdu.
Yoga Dharana Kitabı
Büyük Üstad Akif Manaf
Beş Element
Orijinal Yoga Sistemine göre tüm yaratılış Pança-tattva olarak adlandırılan beş temel element sayesinde tezahür etmekte ve yaşamını sürdürmektedir. Tüm evren bu beş elementten oluşur. Orijinal Yoga Sistemi metinlerine göre beş element evrensel zihinden, zihin Prana denen evrensel kozmik enerjiden ve kozmik Prana üstün bilinçten ortaya çıkmaktadır. İnsan beyni aynı kozmik elementlerden oluştuğu için elementlerin nitelikleri beden ve zihnin doğasında vardır. Bu elementlerin etkisi o kadar süptildir ki insanın tüm yaşam biçimini ve sürecini etkilemektedir. İnsanın yaptığı ve düşündüğü her şey beş elementin etkisi altındadır. Bu beş element toprak, ateş, hava ve eter olarak bilinse de, onlar fiziksel veya kimyasal element olarak anlaşılmamalıdır. Pança-tattva denen olgu beş temel elementin enerjisel düzeydeki süptil titreşimsel tezahürüdür. Bunlar belirli bir renk, ses ve titreşim şeklinde tezahür etmektedir. Her element bedeni ve bedendeki enerji akımlarını etkileyen belirli bir enerjisel frekansa sahiptir. Enerjinin belirli titreşimi belirli ses, renk ve ışık üretir. Bu belirli titreşim, renk ve ses belirli bir elemente işaret etmektedir.........
Yoga, Dharana Kitabı
Büyük Üstad Akif Manaf
14 Şubat 2019 Perşembe
Sahip Olmak
Etrafına bak: herkes elindeki şeyleri korumak için çabalıyor. Genel insanın tüm hayatı sahip olduğu şeyleri korumak için çabalamaktan ibarettir. Bu korunma çabaları korkulara neden oluyor-kaybetme korkularına. Ama sonuç olarak ölüm gelip her şeyi alıyor. Bu nedenle insanlar ölümden korkuyor ve ondan nefret ediyor. Çünkü ölüm gelip sahip olduğu ve hayatı boyu koruduğu her şeyi alacak. Ölüm en büyük hırsızdır. Ve bu hırsız hiç bir yasa tanımaz ve yasalar ona hiç bir şey yapamaz. Ölüm evrensel yasalara uyar. Ölüm yasadışı sahip olduğun her şeyi senden alır çünkü bu dünyada gördüğün hiçbir şey sana ait değil. Sen yanılgı içinde olduğun için kendini onların sahibi ilan ediyorsun. Ölüm ise gelip sana kimin sahip olduğunu hatırlatır ve gösterir.
Korku nedir ve nasıl korkusuz olunur.
Büyük Üstad Akif MANAF
Aşk Şehvetin Tam Tersidir
“Aşk şehvetin tam tersidir. Şehvet başkası aracılığıyla daha çok almak ve mutlu olmak, aşk ise başkası aracılığıyla daha çok vermek ve mutlu etmektir. Sonuç olarak şehvet kendine aşk ise başkasına hizmet etmektir. Amaç, şehvet olayında kendini aşk olayında ise başkasını mutlu etmektir. Aşk olayında saygı ve sevgi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Şehvet olayında ise ne saygı ne de sevgi vardır. Bu nedenle gerçek aşk olayında acı çekmek veya çektirmek mümkün değildir. Gerçek aşk acı çektirmez tam tersi zevk verir. Aşk sayesinde aşıklar birbirlerini koşulsuz sevgi aracılığıyla zenginleştirir. Aşk zenginleştirir şehvet ise tüketir. Şehvet tüketici bir duygudur. Şehvet yakıcı bir duygudur ve bireyin tüm iyi huylarını yakıp yok eder. Aşk da yakıcıdır fakat aşk insanın tüm kusurlarını yakar ve onu kusursuz yapar. Aşk ateşi arındırıcı şehvet ateşi ise yok edicidir.”
Aşk Nedir ve Nasıl Yaşanır? KİTABI
Büyük Üstad Akif Manaf
13 Şubat 2019 Çarşamba
İki Tür Gerçeklik
İki tür gerçeklik mevcuttur:
1. Ritam yani geçici
2. Satyam yani kalıcı
Ritam geçici, değişken, dönüşen, gelişen ve daimi olmayan gerçekliktir. Satyam ise kalıcı, sabit, değişmez, mutlak, ebedi ve daimi olan gerçekliktir. Evrenin tezahüründe enerji Satyam düzeyinden Ritam düzeyine geçmektedir. Yani ebedi ruh geçici madde ile temasa geçerek fani bir beden almaktadır. İnsan aydınlanınca enerjinin hareket yönü değişir. Yaşam enerjisi Ritam düzeyinden Satyam düzeyine doğru hareket etmeye başlar. Enerji, bireyi bir deneyim seviyesinden diğer deneyim seviyesine iter. Bu arada zihin de Ritam düzeyinden Satyam düzeyine doğru ilerlemeye başlar.
Fakat gerçek bir dönüşüm yaşamak için birey Orijinal Yoga Sistemi’ni düzenli olarak uygulamalıdır. Orijinal Yoga Sistemi sayesinde birey sürünen çirkin tırtıldan göklerde uçan muhteşem kelebeğe dönüşür. Birey gerçek doğasını unutunca beden ağacında sürünen tırtıla benzer. Ancak Orijinal Yoga Sistemi sayesinde birey ebedi ölümsüz doğasını hatırlayınca muhteşem bir kelebeğe dönüşür.
YOGA/Dharana Konsantrasyon
Büyük Üstad Akif MANAF
12 Şubat 2019 Salı
Orijinal Yoga Sisteminde Psikoterapi
Aslında konsantrasyonun psikoterapik yönü Hridayakaşa Dharana şeklidir. Çünkü bastırılmış ve engellenmiş birçok izlenimin yüzeye çıkmasına izin verilir. Böylelikle uygulamanın bir sağaltım yönü de vardır. Ayrıca birey sınırlandırılmış zihni ve biriktirilmiş zihinsel duyarlılık ve komplikasyonları da aşmaktadır. Böylelikle birey çok önemli olan anılar, duygular ve tepkilerle uğraşmaktadır. Modern psikolojide kullanılan bazı yöntemler Hridayakaşa Dharana tekniğine dayanır. Günümüzde yaygınlaşan ve farklı isimler altında sunulan birçok yöntem Hridayakaşa Dharana tekniğinin farklı yönlerini yansıtır. Bu teknik çok güçlüdür ve bu nedenle de birkaç aşamadan ibarettir.
Büyük Üstad Akif Manaf
Yoga, Dharana Kitabı
11 Şubat 2019 Pazartesi
Karma Yasası, Ne Ekersen Onu Biçersin
“Karma evrensel bir yasa “ne ekersen onu da biçersin” yasası. Ayrıca adalet yasası. O yüzden de domates ekiyorsun ki domates biçesin. Aksi takdirde neden ekesin ki? Bu yasa böyle devam eder. Size ektiklerinizi biçtirir. Bazen biçtiklerinden hoşlanmazsın ama bu, senin ektiklerin, bu yüzden biçmek zorundasın. Ruhi varlık olarak siz sonsuz bir güce sahipsiniz ve bu gücü kullanarak Karma yasasını harekete geçirirsiniz. Karma yasası sizin verdiğiniz güç sayesinde çalışıyor. Bu yasa sizden bağımsız değil, size bağlıdır. Karma yasasına güç veren sizsiniz ve sonra bilgisizlik yüzünden bu yasanın altında eziliyorsunuz çünkü yasanın işleyişini unutuyorsunuz. Karma yasası sizin gücünüzü kullanarak sizi yönlendiriyor, sizin ektiklerinizi biçmeniz için sizi dürtüklüyor. Ne ekersen onu da biçeceksin diyor. Kaçış yok. Yani siz ektiklerinizle kendinizi bağlamış olursunuz ve artık istemeseniz de biçmek zorundasınız.”
Zenginlik Nedir ve Nasıl Zengin Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf
10 Şubat 2019 Pazar
Nefret Değer Verme Biçimidir
“Kişi nefreti içinde bir çocuk gibi büyütüyor ama onunla baş edemiyor çünkü nefret insanlık dışı bir duygudur ve insanlık dışı eylemlere neden olur. İşte burada sizlere sunduğumuz içsel simya, nefret zehrine karşı kullanılacak tek panzehirdir. Başlangıçta bir duygu vardı, o duygu sevgiydi ve o sevgi bilinçli varlıklaydı. Sonrasında ise bilinçli varlık insan bedeni aldığında kimseden nefret etmez durumdaydı çünkü onları tanımıyordu. Bir insan başkalarını ne kadar tanırsa, onlardan o kadar yani tanıdığı kadar nefret eder. Nefret her ne kadar negatif ve yıkıcı bir duygu olsa da aslında bir değer verme biçimidir. Çünkü insan değer vermediği kişilerden nefret etmez, yalnızca değer verdiklerinden nefret eder. Bu her ne kadar paradoksal bir durum olsa da gerçek budur!”
Nefret Psikolojisi, Akif Manaf kitabından alıntıdır