<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






metafizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
metafizik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2019 Perşembe

Evren Nasıl Oluştu

“14 gezegen sisteminde üst düzeylere çıkıldıkça zaman daha da yavaşlıyor. Bir üst düzey gezegenin 1 günü dünyanın 100 senesidir. Orada 1 gün melekler keyif yapıyor, burada insan yaşlanmış. Zamanın göreceliği bu şekilde tespit edilmiş. Sonunda zaman nedir konusunda geçerli somut cevap yok. Bu cevabı Orijinal Yoga Sistemi ile bulabilir ve pratikte yaşayabilirsiniz. Zaman çok süptil bir güçtür, bazen ona enerji diyoruz ama bir güç desek daha doğru olur. Zaman psikolojik bir olgu değildir, zamanın olmadığı metafik düzeyden fizik düzeye geçer. Zaman bir güçtür, bu güç bu evreni 1. günden sonuncu güne kadar sürüklüyor. Zaman bedenini tahribata uğratıyor, zamanın etkisi budur. Zaman evrenin yok oluşunu sağlar, bir ölçektir. Farklı düzeylerde farklı çalışır. Evrenin senesi var ve gezegensel günler var. Hayatın gün ve saatlere bölünmesi bir kişinin icadı değil, olan bir şeyin tespitidir. Zaman da yer çekimi yasası gibidir, evrensel yasa ve ölçektir. Bu prensip zamansızlık düzeyinden bu düzeye geçit yapıyor. Orijinal Yoga Sistemi’nde evrenin harekete geçmesi ve sizin o hamurun içine dalması söz konusu. Siz ruhi varlıklar bu bilinçten ayrılan madde denilen hamurun içine dalıyorsunuz. Ruhi varlıklar yeni bir oyun olmak istiyor ve madde dediğimiz enerji size oyun alanı verilmesi için bilinçten ayrılmış. Bilinçten ayrılıp sonra bireysel bilincin etkisiyle tekrar canlanıyor. Siz o maddenin içine dalıp kendi enerjinizle maddeyi uyandırıyorsunuz. Maddenin başlaması ve organize olması için bir önemli unsur daha gerekiyor. O unsur kala denilen zaman unsurudur. Bunu evren bilimciler de kullanmıştır, Big Bang teoremi. Büyük Patlama ile evren saçılmaya başlıyor, genişliyor. Bu patlama zamanın etkisi ile oluyor. Evrenin başlangıcında maddeyi harekete geçirmek için zaman unsuru ekleniyor. Yıldırım çarpmış gibi madde süptil halde hazır ve ruhi varlıklar girerek hareketlendiriyor. Maddenin organize olabilmesi için bir güç gerekiyor, o enerjiye giren güç zamandır. Zamansızlık düzeyinden oraya girmektedir. Bu unsur olmazsa evren başlayamaz, yıldırım çakar gibi zaman çekiyor ve maddeye dokunuyor, o küçük dokunuş büyük bir kuvvet içeriyor. Küçük iğnenin balonu patlatması gibi, Big Bang doğru yerden alınmış, o şekilde oluyor evren genişlemeye başlıyor. Zamanın gücü bundan ibarettir. Maddi enerji ve o hamur sizin için sınırsız bir alandır, o sınırsız alanı harekete geçiren güç zamandır. Genel yaşamda zaman çok sinsice hareket eder sadece saatin tıklaması vardır, gözükmeden akan bir güç vardır. Bir de görüyorsun ki beden çökmüş, bu nesnel dünyada herşeyi yok eden güç zamandır. Sonuç olarak tüm evren yokoluşa sürükleniyor. Sınırsız olan maddi enerjiye siz dahil olarak aktifleştiriyorsunuz fakat harekete geçiremiyorsunuz ama zaman sadece bir dokunuşuyla maddenin patlamasını gerçekleştiriyor. O patlamanın içinde zamanın ilk etkisi kaos yaratmasıdır. Çünkü kaos olmazsa kozmos olmaz. Kaos teorisi buradan esinlenmiştir. Genişleyen madde yavaş yavaş kaostan kozmos haline girer, bu zamanın etkisiyle oluyor. Spirtüel düzeyde zamansızlık düzeyini, “çünkü orada sadece şimdi var” zihniniz algılayamıyor, orada sadece şimdi var sadece an var. Bu oranın gerçeğidir. Biz oranın gerçekliğini buraya getirip oranın gerçekliğine geçit yapmaya çalışıyoruz, o gerçekliği buraya getirip onu bir kapı olarak kullanıyoruz. Zaman düzeyinden zamansızlık düzeyine bir kapı açıyoruz, o kapının ismi “an”dır. Eğer siz andaysanız saatiniz şimdi saatidir ve o artık metafizik düzeydir. Çünkü fizik düzeyde akan zamanı durduramazsınız.”
Akif Manaf, Zihin konulu sohbetten alıntıdır.

8 Şubat 2019 Cuma

Kendini Tanımayan İnsan Hüzünlüdür

Kendini Tanımayan İnsan Daima Hüzünlüdür...

Bu konuda dört olasılık var: Birincisi, kimse seni tanımıyor ve sen de kendini tanımıyorsun. İkincisi, birçok insan seni tanıyor ama sen kendini tanımıyorsun. Üçüncüsü, kimse seni tanımıyor ama sen kendini tanıyorsun. Dördüncüsü, herkes seni tanıyor ve sen de kendini tanıyorsun.

Birinci olasılık en yaygın olanıdır. İkinci olasılık ünlü olan kişilerin durumudur. Üçüncü olasılık ilk iki olasılıktan daha iyidir çünkü birçok kişinin seni tanımasındansa, senin kendini tanıman  daha önemlidir. Dördüncü olasılık ise çok ender bir durumdur. Bu olasılık sıra dışı insanlar içindir.

Bir insan kim olduğunu, nereden geldiğini, neden geldiğini, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilmeyince asla mutlu olamaz. Kendinin kim olduğunu bilmeyen insanın sorunları, endişeleri ve korkuları bitmez.

İşte tüm korkuların kaybolması için bu beş sorunun cevabını bilen bir Üstada ihtiyaç var. Bu dört sorunun cevabını sen bilemezsin çünkü cevaplar METAFİZİK'tir.
Yalnızca bir metafizik uzmanı bu sorulara doğru cevaplar verebilir.

KORKU Neden ve Nasıl Korkusuz Olunur?
Büyük Üstad Akif MANAF

23 Ocak 2019 Çarşamba

Varoluş Dinamik Bir Olgudur

Varoluş dinamik bir olgudur ve onun içindeki mutluluk akışı nesnel değildir. Yani mutluluğa bir nesne gibi sahip olamazsın. MUTLULUK BİR EŞYA DEĞİL Kİ BİRİSİ ONA SAHİP OLUNCA SEN SAHİP OLAMAYASIN. Mutluluk her zaman herkes için vardır. Bu nedenle mutluluk için mücadele etmek gerekmez, onun istediğin kadar alabilirsin yeter ki sen nasıl alacağını bil! Aslında MUTLULUK KONUSUNDA NE RAKİP NE DE REKABET VARDIR, sadece mutluluğun ne olduğunu bilmeyen cahil insanlar rekabet içindeler.

Mutluluk tıpkı bir ormanın güzelliği gibidir. Herkes ormanın güzelliğinden yararlanabilir ve zevk alabilir. Bir SINIRLAMA YOK. ORMANIN GÜZELLİĞİNDEN KEYİF ALAN BAŞKALARI SENİN ZEVK ALMANI ENGELLEMEZ VE SENİ SÖMÜRMEZ. Ormanın güzelliği birçok insan ondan heyecan duyduğu için azalmaz. Birçok insanın bu güzellikten heyecan duyması senin heyecanını yok etmez, sekteye uğratmaz. Tam tersi bu heyecanı başkalarıyla paylaşarak daha da heyecanlı hale gelebilirsin, motivasyonun daha da artar.

Mutluluk konusunda rekabet anlamsızdır çünkü başkalarının mutlu olması senin mutluluğunu azaltmaz Mutluluk varoluş tarafından herkese sunulmuş bir armağandır. Mutluluk ELDE EDİLECEK BİR KOLTUK DEĞİLDİR. BİRİ KOLTUĞA OTURMUŞSA ARTIK SEN OTURAMAZSIN GİBİ BİR İŞ ASLA DEĞİLDİR!!Bir koltuğa sadece bir kişi oturabilir fakat mutluluk koltuğunun özelliği şudur ki herkes bir arada o koltuğa yerleşebilir çünkü GERÇEK MUTLULUK KOLTUĞU METAFİZİKTİR, MEKAN VE ZAMANIN ÖTESİNDEDİR!

Mutluluk Nedir ve Nasıl Mutlu Olunur- Akif Manaf

3 Ağustos 2018 Cuma

Aşk ve Saklambaç

Bu sana gelsin 💜
Benliğin ötesinde ruhi öz saklanmıştır. Ruhi varlık bu evrene sevgi dolu bir oyun için gelmiştir ve sergilediği ilk oyun saklambaçtır. Ruhi öz evrende bu evrende çeşitli oyunlar sergilemek için benliğin arkasına saklanmaktadır. 
Bu yüzden dünyanın tüm kıtalarında ve tüm ülkelerinde çocuklar saklambaç oyununu mutlaka oynar. Çünkü bu oyun En üst düzeyden en alt düzeye yansımaktadır.  Saklambaç evrensel bir oyundur çünkü her bireyin doğasından kaynaklanır.
Oyunun sonunda iki birey bir araya gelir yani saklanan bulunur ve bir coşku ortaya çıkar. Heyecan dolu bir bekleyiş  ve sonunda coşku dolu bir birleşme vardır.
Aslında aşk oyunu iç doğanın yönlendirdiği bir saklambaç oyunudur. Aşkın tükenmemesi için sonuca değil,  oyunun kendisine odaklanmalısın. Tıpkı küçük çocuklar gibi saklambacı oyunun kendisi için oynamalısın sonucu için değil. Saklambaç en çok bulma değil,  arama aşamasında heyecan vericidir.

Büyük Üstad Akif Manaf
Sezgi Nedir ve Nasıl Gelişir kitabından alıntı. ..

22 Temmuz 2018 Pazar

Uyanık Bilinç

“Zihin sayısız düşünceler tarafından dondurulunca canlılığını ve gücünü kaybeder fakat Yoga tekniklerinin ateşi zihinsel buzları eritince zihin ayna gibi ruhi özü yansıtmaya başlar ve ruhi varlığın koşulsuz, özverili ve saf ebedi doğası ortaya çıkar. Samadhi halinde birey geçici beden, zihin, duygular, düşünceler ve maddi benlik olmadığını idrak eder. İnsan özünde saf bilinç olduğunu ve geçici bir biçim aldığını anlar. Tüm bedenler ebedi bilincin aldığı geçici biçimlerdir. Fakat insan şaşırarak bedeni ebedi gerçeklikle bir tutar. Siz varoluşun özüsünüz ve geçici bedende bulunuyorsunuz. Bilincin saf özü Samadhi halinde yaşanmaktadır. Samadhi tüm nesnel arzuları yok eden yumuşak, dengeli eylemsizliktir. Samadhi karmik etkileri yakan kozmik bir ateştir. Böylece Samadhi ne fiziksel bilinçsizlik ne de yok oluşun uyuşuk halidir. Samadhi tutkuların olmadığı haldir. Sadece bu halde, yani tamamen uyanık bilinç halinde gerçek tümüyle ortaya çıkar. Samadhi yeni bir yaşam tarzına uyanıştır; bu yaşam tarzında birey hayatı inkar etmez fakat sade yaşamayı tercih eder ve saadetin kendi içinde olduğu öğrenir.”
Yoga Samadhi Sınırları Aşmak
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Sen olmadan da...

Yüksek bir yere çık ve etrafı oradan gözlemle. Hayat sen olmadan da devam ediyor. Sen katılmasan da hayat devam edecek. O zaman koşuşturmanın ve kendini yıpratmanın ne anlamı var? Bu soru uyanışa neden olacaktır. Hayatın sensiz de devam edebileceği gerçeğinin farkına vardığında varlığının uzun zamandır ihmal edilmiş boyutunu keşfedeceksin.

Bu, dünyaya ait olmayan boyuttur. Metafiziktir, o yüzden dışarıdayken fark edilmezdir. Dünyayı dışarıda bırakınca fark edebileceksin. Bir kapı ol ve dünyaya ait olan herşeyin dışarı çıkmasına izin ver. İçeride kalan tam da ihtiyacın olan şeydir. O bütünleşmeni ve olgunlaşmanı sağlayacaktır.

Koşuşturarak ve sözde "iyilik" yaparak bu dünya dönüşemez ve pozitifleşemez. Bu dünyanın pozitif yönde dönüşmesi için insan olgunlaşmalı ve evrensel titreşime akort olmalıdır. Olgunlaşan her birey toplumun olgunlaşmasına neden olacaktır. Dünya bu şekilde pozitif yönde dönüşebilir…

Büyük Üstad Akif Manaf