<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






özgürlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özgürlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Şubat 2019 Perşembe

DEVRİM


Gerçek devrim politik değil, etik olmalıdır. Yani mevcut düzenin yapısını değil mevcut insanın yapısını değiştirmelidir. Toplumun ihtiyacı olan gerçek devrim nefreti, öfkeyi, kıskançlığı, hırsı açgözlülüğü devirip onları sevgiye, sevecenliğe, merhamete, hoşnutluğa ve tatminliğe dönüştürmektir.

Eğer insanlar iktidar savaşlarının dışına çıkarsa devrim kendiliğinden gerçekleşecektir, gerçek devrim eski düzene karşı savaşmak değil, içsel olarak yeni düzenin barış içinde inşa etmektir.

Savaşarak yapılan tüm devrimler başarısız olmuştur tek başarılı olabilecek devrim içseldir. Dışsal devrim ile içsel devrim arasında büyük bir fark vardır. Dışsal devrim yapışmakla, içsel devrim ise bırakmakla ilgilidir. Yapışmak köleleşmek, bırakmak ise özgürleşmek demektir.

Dışsal devrim kontrole yapışmak demektir içsel devrim ise nefreti, açgözlülüğü ve hırsı bırakmak demektir. Bırakmak kaybetmek demek değildir, kazanmak demektir. Çünkü nefreti bırakarak sevgi kazanacaksınız, hırsi bırakarak huzur kazanacaksınız ve açgözlülüğü bırakarak zenginlik kazanacaksınız.

Büyük Üstad Akif Manaf
Özgürlük Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?

2 Eylül 2018 Pazar

Sır Dönüşü


Işık enerjisi Yantra simgesinin sır dolu enerjisini yanında taşıyarak geri dönmektedir. Buna “sırrın dönüşü” diyoruz. Sonra da birey gözlerini kapadığında, sır dolu ışık enerjisi içeriye doğru akmaya başlar. Buna da “sırrın geri dönüşü” diyoruz. Işık özvarlığın üzerine yağdığında, sır dolu öz kendini belli eder ve birey sır dolu özünü bilmeye başlar. İşte buna da “sır bilginliği” diyoruz. O zaman birey sırrı, özünü ve gerçek kendini bilmeye başlar. Sırrı, özünü ve kendini bilme sayesinde birey özgürleşmeye başlar. Birinci aşamada, birey ölü madde olan fiziksel bedenden özgürleşir. Artık kendini bedenle özdeşleştirmez ve kendini fiziksel beden olarak görmez. İkinci aşamada, bedenden özgürleşmiş insan ölüm korkusundan özgürleşir. Birey ölümlü beden olmadığını idrak edince ölüm korkusundan da kurtulur. Bu büyük bir özgürleşmedir. Üçüncü aşamada, birey bütün endişelerden özgürleşir- ölüm korkusu aşılınca endişeler de kaybolur. Dördüncü aşamada, insan kafa karışıklıklarından özgürleşir. Korkular ve endişeler yok olunca kafa karışıklığına neden olan gerçekdışı kalıplar da yok olur. Beşinci aşamada, birey bütün bağımlılıklarından özgürleşir. Kafa karışıklıkları çaresizliğe ve sığınma ihtiyacına neden olur. Kişi şuna sığınarak bağımlılıklar oluşturur ve onların kölesi olur. İşte altıncı aşamada, insan köleleştiren her şeyden özgürleşmektedir. Birey gerçek kendini bilmediğinde, gerçekdışı inançlara sarılır ve onların kölesi olur. Gerçekdışı inançlar kişiye köle olduğunu söyler ve avam insan bunu kabullenir. İşte bu aşamada köle efendi olur. Yedinci aşamada, kölelikten özgürleşmiş insan ölümden özgürleşir. Bir insan için ölüm en büyük köleliktir çünkü fiziksel ölüm kaçınılmazdır. Kendisinin beden olduğuna inanan insan asla ölümden özgürleşemez. İşte en büyük sır senin beden olmadığındır. Seneler boyunca beden olduğuna dair sahip olduğun inanç seni ölümün kölesi yaptı. Sen beden olmadığına dair sırrı algılamaya başlayınca ölüm köleliği sona ermeye başlar ve bir gün tam farkındalıkla ölümlü beden olmadığını idrak edince ölüm köleliği biter ve ölümden özgürleşirsin. Yedinci aşamadan geçmiş insan, bedenin içindeki ebedi ruhun sırrını algılamaya başlar. Bu sır nedir? Sır şudur: Sen ruhsun yani ebedi ölümsüz ruhi varlıksın. Ta çocukluktan beri herkes sana beden olduğunu dayattı ve sen de buna inandın. Artık bu gerçekdışı inançtan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Bil ki, sen ölümlü beden değilsin, ölümsüz ruhsun. Bu bilinmesi gereken en önemli sırdır. Artık bu en önemli sırrı biliyorsun. SIR seninle olsun.”
Sır Nedir ve Nasıl Algılanır?
Büyük Üstad Akif Manaf

8 Ağustos 2018 Çarşamba

Dünyevi Aşk

"Dünyevi aşk bir gün bitecek, bu kaçınılmazdır ama evrensel aşk asla bitmez. Bu nedenle eğer aşkınızın bitmemesini istiyorsanız onu evrenselleştirmeye çalışın, onu bencil isteklerden ve kıskançlıktan arındırın. Aşık olduğunuz insanın mahremiyetine müdahale etmeyin, bireyselliğine saygı duyun ve özgürlüğünü kısıtlamayın. O zaman aşkınız ebedilik niteliğini kazanmaya başlar ve sizi mutlu eder."
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf'ın Özgürlük Nedir ve Nasıl Özgür Olunur kitabından alıntıdır...

5 Ağustos 2018 Pazar

Sorumluluk

"Sorumluluk" kelimesi "soru" sözcüğünü içermektedir. Bu bir tesadüf değil, çünkü evrende tesadüf diye bir şey yok. Sorumluluğun ne olduğunu anlamak için insan toplumsal sorumluluğu üstlenmiş insana soru sormalıdır.

Yanlızca o zaman birey evrensel sorumluluğun ne olduğunu anlar, onu üstlenir ve evrensel özgürlüğe sahip olur. Aslında sorumluluk dünyasal her şeye devrimsel tepki verme becerisidir.

Devrimsel gerçek şu ki, bir insan sorumluluk üstlenmeden olgunlaşamaz, aydınlanamaz ve içsel devrimi gerçekleştiremez. Böylece de özgürlüşemez ve tekâmül edemez.

Büyük Üstad Akif Manaf

22 Temmuz 2018 Pazar

Tek Başınalık

Bu dünyaya ait olanlar aidiyet arar, bu dünyaya ait olmayanlar ise bütünlük ararlar. Aidiyet yalnızlığa bütünlük ise tek başınalığa neden olur. Tek başına olan insan bu dünyada yürür fakat bu dünyanın dışında kalır. O, bu dünyada yabancı değil, sadece yolcudur. Bu dünyadan geçer ve ötesine gider. O kalabalığın içinden geçse bile tek başınalığını korur. O, bu dünyadadır fakat bu dünyadan değildir. TEK BAŞINA OLAN İNSAN BAŞKALARIYLA BİN BİR İLETİŞİM KURAR FAKAT BİR TANESİNE BİLE AİT OLMAZ, HEP AYRI DURUR. O herkese yakınlık gösterir, samimi olan herkes ona yakın hisseder fakat o yakınlığın arkasında mesafe vardır çünkü o, bu evrene ait değildir. Bu varoluşsal mesafe özgürlük mesafesidir. Bu mesafe bireyi bu dünyada olmasına rağmen bu dünyadan özgür kılar. Bu mesafe mesafeli olmak demek değildir, neşeli olmak demektir. Birey bu dünyaya ait olmaz fakat kendine ait bir alanı olur.
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

28 Mart 2016 Pazartesi

KARMA YASASI


Karma, tüm evreni kaplayan devasa bir ağdır. Bu ağın içinde sonsuz etki-tepki, itme-itilme dizileri oluşmakta ve yaşamların bağlı olduğu içsel oyunlar oynanmaktadır. Evrende şans ya da rastlantı diye bir şey yoktur. Bize tümüyle tesadüf gibi görünen olaylar, Karmanın gizli kaynaklarından meydana gelmektedir.

İnsan kendi ördüğü bir karmik ağın içinde hapsolmuş durumdadır. Birey kendi karmik ağını kendi eylemleriyle örer. Yaşam Karmadan oluşur. İnsan sürekli bir etki-tepki döngüsünün içindedir. Yaşam kader ve özgür irade arasında gidip gelir.

Evrensel Karma ağı çok karmaşık bir olgudur. Bu, tüm kainatı saran ve etkileyen kozmik bir fenomendir. İnsan zihni Karma yasasının nasıl çalıştığını tam bir şekilde idrak edemez. Yalnızca YOGA sayesinde insan yüksek bir bilinç düzeyine ulaştığında karmik etki-tepkilerin gizemini çözebilir.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf