<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






karma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
karma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Mart 2019 Cuma

BEDEN

BEDEN, içinde bulunan ebedi varlığa son derece sadıktır ve onun isteklerini bilgece yerine getirmektedir. Beden mekanizmasının işleyişi akla sığmaz ve inanılmazdır. İnsanlık tarihindeki tüm dahiler bile bir araya gelse “beden” gibi mükemmel bir mekanizma üretemezler. Çünkü “beden” insansal değil, varoluşsal bir üretimdir ve hiçbir insan varoluşsal üretimin bir damlasını bile üretemez. Asırlardır insanlar bedeni incelemekte fakat hala tüm işlevlerinin farkına varamamaktadır.

BEDEN bireyin istediği her şeyi yapmaya çalışmakta, her türlü çılgınlığını desteklemekte ve icra ettiği eylemlere karşı çıkmamaktadır. Bazen beden sakat doğabilir fakat bu bedenin hatası değildir, bu bireyin daha önce yaptığı hataların sonucudur. “Ne ekersen onu biçersin” yasasına göre herkes daha önce icra ettiği eylemlerin sonucu olarak ana rahminde belirli bir beden alır. Bedende oluşan genetik eksiklikler tamamen bireyin daha önce icra ettiği eylemlerin sonucudur.

SAHİP olduğun beden gizemlerle dolu bir mucizedir. Bedenin en büyük mucizesi her koşulda değişim gerçekleştirebilmesidir. Ayrıca bedenin en büyük gizemi her an değişime açık olmasıdır. Her an değişime açık olan bedeni engelleyen, senin kapalı olan aklındır. Bil ki fiziksel beden bu evrendeki en büyük sırdır. Bu sırrı bilen sevginin sırrını da çözebilir.

DEĞİŞİM Nedir ve Nasıl Gerçekleşir?
Akif Manaf

11 Şubat 2019 Pazartesi

Karma Yasası, Ne Ekersen Onu Biçersin

“Karma evrensel bir yasa “ne ekersen onu da biçersin” yasası. Ayrıca adalet yasası. O yüzden de domates ekiyorsun ki domates biçesin. Aksi takdirde neden ekesin ki? Bu yasa böyle devam eder. Size ektiklerinizi biçtirir. Bazen biçtiklerinden hoşlanmazsın ama bu, senin ektiklerin, bu yüzden biçmek zorundasın. Ruhi varlık olarak siz sonsuz bir güce sahipsiniz ve bu gücü kullanarak Karma yasasını harekete geçirirsiniz. Karma yasası sizin verdiğiniz güç sayesinde çalışıyor. Bu yasa sizden bağımsız değil, size bağlıdır. Karma yasasına güç veren sizsiniz ve sonra bilgisizlik yüzünden bu yasanın altında eziliyorsunuz çünkü yasanın işleyişini unutuyorsunuz. Karma yasası sizin gücünüzü kullanarak sizi yönlendiriyor, sizin ektiklerinizi biçmeniz için sizi dürtüklüyor. Ne ekersen onu da biçeceksin diyor. Kaçış yok. Yani siz ektiklerinizle kendinizi bağlamış olursunuz ve artık istemeseniz de biçmek zorundasınız.”
Zenginlik Nedir ve Nasıl Zengin Olunur?
Büyük Üstad Akif Manaf

5 Ağustos 2018 Pazar

Karma ve Kader

Toplum insanlara çocukluktan birçok kavram empoze eder ve kalıplaşmış kavramlar vardır. Bu kalıplaşmış kavramlar insan hayatında sorunlara ve çıkmazlara neden olmaktadır. Çıkmazların yarattığı sorulardan biri de insanın başına gelenlerin kendi eylemlerinin sonucu mu, yoksa önceden mi belirlenmiş olduğudur.

Cevap şudur: İnsanın başına gelen herşey kendi eylemlerinin sonucudur, kimse insanın yaşamını değişmez bir şekilde önceden belirlememiştir. Eğer insanın başına gelenler Tanrı tarafından değişmez bir şekilde belirlenmişse o zaman insan hareketlerinden sorumlu da değildir, sorumlu Tanrı'dır. Yeryüzündeki tüm acıların nedeni Tanrı'dır. O zaman Tanrı çok gaddar, acımasız bir varlıktır. Açlıktan ölen insanların suçu nedir ki Tanrı onları bu tür acılara mahkum ediyor?

Bu tür inançlar sorumluluktan kaçmak için üretilmiştir. Çünkü bu durumda herşeyden Tanrı sorumludur, kişileri hırsız, katil vb. yapan Tanrı'dır. Ayrıca Tanrı'nın ceza verdiğinede inanılır. Eğer Tanrı herşeyi önceden değişmez bir şekilde belirlemişse o zaman neden ceza veriyor? Bir insana suç işletiyor sonrada ceza veriyor. Bu tür bir inanç Tanrı'nın ya mantıksız ya da son derece acımasız olduğunu gösteriyor. Böylelikle hatalı inançlar yanlış sonuçlara vardırıyor.

Gerçek şudur ki, Tanrı kimsenin suç işlemesine neden olmaz ve kimseyide cezalandırmaz. İnsan sağlıksız istek ve düşünceler sonucu suç işler ve evrensel Karma yasası da ektiklerini biçmesini sağlar. Biçilenlerin bir kısmına ödül bir kısmına ise ceza denir. Ödül ve ceza sadece tanımlardır, gerçekte ise insan yalnızca ektiklerini biçiyor.

(Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf'ın Kader Nedir Ve Nasıl Efendisi Olunur adlı eserinden alıntıdır.)

31 Temmuz 2018 Salı

Alın Yazısı

Kader denen olgu sadece olumlu ve olumsuz geçmiş Karma' ların toplamıdır ve en alt üç Çakra' da kayıtlıdır. Peki neden Kadere "alın yazısı" denir? Aslında kader alında yazılı değildir, en alt üç çakrada yazılıdır. Fakat bu çakralar alında bulunan Acna Çakra tarafından yönlendirilir. Bu yüzden kaderi belirleyen karmik tepkiler Alın Çakrası denen Acna merkezinden tetiklenir. Kadere "alın yazısı "denilmesinin nedeni de budur. Dünyevi bağlılıklar en alt üç çakra da bulunur, çünkü bu çakralar fiziksel bir biçime sahip olan toprak, su ve ateş elementleriyle ilgilidir.

Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Kitabı 7.Bölüm
Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

30 Temmuz 2018 Pazartesi

Eleştiri

HER GÜN OKU!
Sen bir öznesin o yüzden de öznelliğini sürekli yansıtıyorsun. Sen ego'lu birini görüyorsun sana batıyor. ÇÜNKÜ SENDE DE EGO VAR! Ve başka bütün eleştiriler SENİNLE ilgili.
Sen kendinde olan şeyleri görebilirsin. Kendinde olmayan şeyleri göremezsin. Göremezsin. Ve sen birine bakıp sonsuzluğu göremezsin. Çünkü şu an sonsuzluk nedir senin için, tamamen anlamsız bir şey.
Sen sonlu nesnelerin içinde bulunuyorsun. O yüzden birine bakıp; buna bak ya sonsuz diyemezsin. Böyle bir kavram yok. Ama sahip olduğun birçok başka şey var. Birine bakıp ne kadar da kıskanç deyince kendi kıskançlığını yansıtıyorsun. Ne kadar da çirkin deyince kendi çirkinliğini yansıtıyorsun. Çünkü her şey yansıtma yasasıyla çalışıyor. Ve bil ki bu yansıtmalar azalınca işte tekâmülde ilerliyorsun.
Bu arada bir de çekim yasası var. Eleştirdiğin her şeyi sen kendine çekiyorsun. Çünkü evren hep git-gellerden ibaret. Sarkaçtan ibaret. Tekrarlamalardan ibaret.
Kişi kıskanç olduğu için kıskançlığı başkasında görebilir. Ve sonra buna tepki verince bak ne kadar da kıskanç deyince kendi kıskançlığı da katlanıyor. O sanki kıskançlık kapısını açıyor ve kişideki kıskançlığı davet ediyor. Ve onun kıskançlığını alıyor. Bil ki, eleştirdiğin her şeyi sen içine alıyorsun. Belki de bu şeyi sevmiyorsun, yargı şeklinde oluyor ama çok akla sığmaz bir şekilde evrenin işleyişine göre onları davet ediyorsun, topluyorsun...
Bil ki eleştirdiğin her şeyi sen davet ediyorsun. Bir sürü eleştirdiğin her şey sende ortaya çıkıyor ve sen de katlanmaya başlıyor.
Eğer bunu gözlemlersen bunu göreceksin. İşleyiş budur.
Eleştirdin mi o şey sana gelecek aynı hatayı sen de yapacaksın. Birini eleştiriyorsun bak yanlış yapıyor, şöyle yapıyor, böyle yapıyor gözlemle bir süre sonra aynı şeyi sen de yapacaksın. Aynı hatayı sende yapacaksın. Yani kaçınılmaz bir şekilde. Sen kurulmuş saat gibi bir mekanizmayı devreye sokuyorsun. Eleştiriyorsun kendin aynı şeyi yapacaksın. O yüzden yargılardan özgürleşmek çok önemli. O yüzden size diyoruz ki yargılama o zaman yargılanmayacaksın. Başkaları da seni yargılamayacak. Çünkü bu bir alışkanlık.
Ama eğer sende yargı yoksa o zaman yargıyı çekmeyeceksin. O zaman yargılansan bile bu senin genel eylemsel gidişatını engellemeyecek. Çünkü hiç farkında olmadan bütün bu yargılar ve eleştiriler seni kısıtlıyor. Bunun farkında değilsiniz ama bu büyük bir engel. Yargıdan korkmak. Ne diyorlar? Ayıp, insanlar ne der? Komşu ne der? Bu ne der o ne der?
İnsanlar sürekli bu modda değil mi? Böyle yapma o ne der bu ne der. Sürekli yargıdan korkmak. Beni yargılayacaklar öyle yapma, öyle giyinme, öyle bakma, öyle gülme, sesli gülme, kahkaha atma ya da ağlama ya da bağırma ya da kısa etek giyme, şort giyme, şunu yapma, bunu yapma.
İşte yargıdan korkmak. Ama sen ne kadar yargılarsan o kadar yargıdan korkacaksın. Çünkü sen yargılıyorsun. Sen o enerjiyi gönderiyorsun o zaman o enerji geri dönüyor ve seni engelliyor. Yargılamak kendini engellemek demek. Potansiyellerini kaybetmek demek. Ne kadar çok yargılarsan o kadar çok gücünü kaybedeceksin.
Bu arada basit enerjisel düzeyde de sen zaten zamanını enerjini yargıya harcıyorsun. Boşuna harcıyorsun. Ve o yargıların hepsi sana dönüyor. Ondan sonra çevrenin yargısı seni kontrol etmeye başlıyor. Bir süre sonra sen bir kukla haline geliyorsun, artık çevre seni kontrol ediyor. Çevre ne diyecek? Nasıl tepki verecek? Sürekli o kaygıdasın. Nasıl giyineceğim, ne yapacağım?
Beyaz giyinme kışta bana deli derler. Ve bunun gibi her şey. İşte sürekli yargılanmaktan korkmak. O yüzden evet farkındalığını bu yönde kullanacaksın. Ve kendine kısa bir formül kullanabilirsin. Al sana yargılardan kurtulma formülü; nedir o formül?
Bakıyorsun kıskançlık görüyorsun ne kadar da kıskanç. Ve formül şudur; “Kendine bak!!” Kendine bak! Kendine bak! Kendine bak! Bu formülü tekrarla. Her yargıladığında bu formülü tekrarla kendine göreceksin. Kendine aynı şeyi göreceksin. Ne kadar çabuk sen yargılardan kurtulursan o kadar hızla ilerlemeye başlarsın. Şaşıracaksın.
Koskoca bir yük sırtından düşecek. O kadar hafifleyeceksin ki, göreceksin ki tonlarca yargı yükünü sen üzerinde taşıyormuşsun. Ve o taşıdığın yargı yükü seni engelliyor. Belini büküyor. Böyle zorla yürüyorsun. İşte o yükü bırakınca müthiş bir özgürlük gelecek. Ve bütün o yargıladığın şeyler hızla yok olacak. Senden uçup gidecek kuşlar gibi...
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

22 Temmuz 2018 Pazar

Uyanık Bilinç

“Zihin sayısız düşünceler tarafından dondurulunca canlılığını ve gücünü kaybeder fakat Yoga tekniklerinin ateşi zihinsel buzları eritince zihin ayna gibi ruhi özü yansıtmaya başlar ve ruhi varlığın koşulsuz, özverili ve saf ebedi doğası ortaya çıkar. Samadhi halinde birey geçici beden, zihin, duygular, düşünceler ve maddi benlik olmadığını idrak eder. İnsan özünde saf bilinç olduğunu ve geçici bir biçim aldığını anlar. Tüm bedenler ebedi bilincin aldığı geçici biçimlerdir. Fakat insan şaşırarak bedeni ebedi gerçeklikle bir tutar. Siz varoluşun özüsünüz ve geçici bedende bulunuyorsunuz. Bilincin saf özü Samadhi halinde yaşanmaktadır. Samadhi tüm nesnel arzuları yok eden yumuşak, dengeli eylemsizliktir. Samadhi karmik etkileri yakan kozmik bir ateştir. Böylece Samadhi ne fiziksel bilinçsizlik ne de yok oluşun uyuşuk halidir. Samadhi tutkuların olmadığı haldir. Sadece bu halde, yani tamamen uyanık bilinç halinde gerçek tümüyle ortaya çıkar. Samadhi yeni bir yaşam tarzına uyanıştır; bu yaşam tarzında birey hayatı inkar etmez fakat sade yaşamayı tercih eder ve saadetin kendi içinde olduğu öğrenir.”
Yoga Samadhi Sınırları Aşmak
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

9 Ağustos 2016 Salı

Mekânsal Karma


Bir mekânda yapılan eylemlerin sonuçları bu mekânda bulunan insanları etkiler ve MEKÂNSAL KARMA olarak adlandırılır.

Kökenleri Şamanizm inançlarına uzanan, bir gezegenin, bir mekânın, ulusun, ırkın vb. ruhu olduğuna dair iddialar vardır. Bu iddialar bilimsel değil, sadece batıl inanç kaynaklıdır. Bir gezegenin, mekânın, ulusun ve ırkın kendine özgü bir enerji alanı vardır ve bu enerji alanı Karmayı etkiler.

Mekânsal Karma doğduğumuz yer, kent, ülke, kıta ve gezegen ile ilgilidir. Mekânlar, karmik geçmiş tarafından etkilenir. Fiziksel boyutta mevcut olmayan olaylar astral boyutta halen sürüyor olabilir…
Savaş alanlarında, çok sayıda insanın öldüğü kaza ve doğal felaket mekânlarında ölen insanların acı çeken ruhları çoğu zaman hala oradadır. Bu tür mekânlar negatif Karmaya sahiptir ve bu mekâna giren insanları olumsuz bir şekilde etkiler.

Birey korkunç bir ölüm yaşadığında, genelde ölüm sırasında hissettiği dehşete, duyduğu nefrete veya çektiği ıstıraba bağlı kalmaktadır. İçinde yaşadığı bu hal, onun “ölmüş” olduğunu fark etmesini engeller. Kişi “ölmüş” olduğunu anlamadığı için, acıları yüz yıllarca sürer. Acı, öfke veya nefret ne kadar güçlüyse, bu kişiler öldükleri fiziksel mekana o kadar çok sabitlenirler. Bu tür mekanlar negatif enerjiyle kirlenir...

Istıraplı ruhi varlıklar yerleştikleri mekanda bulunan insanlarla iletişime geçmeye çalışır ve onlara negatif bir şekilde tesir ederler. Bu ıstıraplı ruhi varlıklar uygun bir insan bulup ona takılarak her yerde onu takip eder ve böylece posesyon (bedeni ele geçirme) olarak adlandırılan olgu ortaya çıkar.

Istıraplı ruhi varlık takıldığı insanın zihnini negatif yönde etkiler, bazen de bedenin içine girer. İnsan spiritüel açıdan gelişmiş ve güçlü değilse ıstıraplı ruh bedeninin üzerinde tam bir hâkimiyet kazanır ve istediği gibi kullanır.
Istıraplı ruhi varlıklara av olmamak için insan bu tür mekânlardan kaçınmalıdır.

YOGA çalışmaları sayesinde insan bu tür olumsuz olayları önleyebilir.

Büyük Üstad Akif MANAF'ın
YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Değerli kitabından...

20 Nisan 2016 Çarşamba

Varoluşun Amacı


Son zamanlarda varoluşun amacının bireyin ruhsal tekamülü olduğuna dair yaygın bir yanlış anlayış ortaya çıkmıştır. Bu, yetersiz bilginin ürünüdür. Her şeyden önce, eğer varoluşun amacı ruhsal tekamül olsaydı, o zaman etrafımızda sayısızca çökmüş ruh olmazdı. İkincisi, eğer maddi evren tekamül etme yeriyse, o zaman ruhi düzeyden gelen ruhlar mükemmel değil ve gelişmeye ihtiyaçları var. Bu pürüzlü sonuç iddianın ne kadar mantıksız olduğunu göstermektedir. Gerçek şudur ki, ruhi varlıklar maddi evrene Tanrı'dan bağımsız olarak yaşamak ve Tanrı gibi olmak için gelmektedir. Bu sonuç,''acaba Tanrı olabilir miyim?'' merakından kaynaklanmaktadır.
Maddi evrene gelen ruhlar bu merakı gidermek için eylemlerde bulunur ve Karma ağına yakalanarak Samsara(Doğum-ölüm) döngüsünde dolaşırlar. Bu döngüden kurtulmak isteyen ruhlar ruhsal tekamül araçlarına başvurur ve ruhsal tekamül o zaman başlar. Böylece maddi evren ruhsal
tekamül için değil, meraklı ruhların isteklerini karşılamak için tezahür etmiştir.

Geçmiş hayatlardaki eylemler bireyin şimdiki kişiliğini oluşturmaktadır. Sebep-sonuç yasası olan Karma sürekli bir fenomen olan benliği yönetmektedir. Karma,hem kişiliğin genel özelliklerine, hem de pozitif veya negatif şartlara zemin hazırlamaktadır. Karma yasası
anlaşıldığında, '' masum'' bir çocuğun neden feci bir kazada öldüğü ya da büyüyünce nasıl bir canavara dönüştüğü açıklanabilir. Bu yasa,iyi bir insanın niçin hep acı çektiğini ya da kötü bir kişinin neden başarılı olduğuna açıklama getirir.

Karma hayatın bir yönünü kontrol etse de, insan Yoga sayesinde kendi Karma'sını değiştirebilir, Karma'nın gidişatına müdahale edebilir, karmik tepkilerin tezahür etme şekline etki edebilir ve onlardan kurtulabilir.

Kundalini Evrim Enerjisi 5.kitap.Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf

13 Nisan 2016 Çarşamba

Ailesel Karma


Önceki hayatlarda birbirleriyle yakın ilişkilerde bulunmuş ve yoğun bağlılık geliştirmiş ruhlar aynı ailede doğar ve ailesel KARMA oluşur.
Evlenen çiftlerin önceki hayattan gelen bağlılığı sevgi veya nefrete dayanabilir. Önceki hayatlarında kötü ve nefret dolu evlilikleri olmuş kişiler negatif Karma ile bağlanmış çiftlerdir. Bu kişiler bu yaşamda yeniden tanışıp evlenirler ve sorunlar yeniden başlar. Önceki hayatlardan, pozitif Karma ile birbirine bağlı mutlu çiftler de vardır. Onlar tanıştıkları andan itibaren güzel şeyler olmaya başlar ve aradığı insanı bulduklarını hissederler. Mutlu çiftler pozitif karmalarının tükenmemesi için mutluluklarının sürekliliğine bağlanmamalı ve karşılıklı spiritüel gelişim için çalışmalıdırlar.

Önceki hayatlarında spiritüel tekamül için birlilkte çabalayan kişiler de bu yaşamda evlilik ilişkisi kurabilir. Bu kişilerin arasındaki bağlantı saf ve pozitiftir. Spiritüel gelişim için çabalayan bir çift ilişiklerini hiç zorlamadan yürütür. Sevgileri ruhi düzeyde olduğu için egolarını aşabilir ve kendilerini diğerinin yerine koyabilir. Bu tür çiftler birlikte YOGA yapmaya meyillidirler ve bu durumda hızla tekamül ederler.

Ebeveyn/çocuk ilişkisi, geçmiş hayatlara doğru uzanan ailesel Karmanın zincirlerinden bir halka olarak meydana gelir. Aile bireylerine olan bağlılık, belirli bir sülalede doğmaya zemin yaratır. Ailesel Karma yüzünden insan atalarına karşı sorumluluk taşıdığı gibi ataların yaptıkları ile de yükümlüdür. Ruhi varlık bir ailede doğduğunda, ailenin sunduğu olanaklardan yararlandığı için ebeveyn ve ataların Karmasından da etkilenir. Ailenin refahını sağlamak için atalar tarafından gerçekleştirilmiş olumsuz eylemler sonraki nesillere de dayanır. Ataların negatif edimleri sayesinde kazanılmış servetten yararlanan sonraki nesiller negatif Karmanın etkisi altına kalırlar.

Ebeveyn/çocuk arasında ki KARMA, en zor çözümlenen Karma çeşididir, zira bu ilişki çok yakın olduğu gibi bağlılık da o derece büyüktür. İşin içinde yoğun duygular olduğu için üzmek çok kolaydır. YOGA yolunda aile KARMAsı dengeli ve pozitif bir şekilde çözümlenir ve birey aydınlanmaya doğru büyük bir adım atar.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

10 Nisan 2016 Pazar

Meditasyon ve Öğrenci

Meditasyon yaparak sadece olumlu olayların gerçekleşmesini beklemek yanlış olacaktır, çünkü olumsuz olaylar da bir süre yaşanacaktır.Karma hemen durdurulamaz.Öğrenci beklentisiz olmayı öğrenmelidir çünkü meditasyon bir olgunlaşma sürecidir.Meditasyon yapan kişi sürekli olumlu sonuçları düşünmemelidir, aksi halde kişi kendini şartlandıracak ve bir şeyler ters gittiğinde hayal kırıklığına uğrayacaktır.Fakat meditasyon konusunda bir şey kesindir; şu an bulunduğunuz yerde kalmayacaksınız, meditasyon sayesinde değişeceksiniz, gelişeceksiniz ve ilerleyeceksiniz.Birey şu gerçeği öğrenecektir:Yaşamın temeli sahip olmak değil, var olmaktır!

Yoga Dhyana Meditasyon 12.Bölüm
Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi

4 Nisan 2016 Pazartesi

Samsara Nedir

Samsara kelimesi evrende devamlı olarak gerçekleşen yeniden "doğum, yaşam ve ölüm döngüsü" anlamına gelir. Samsara döngüsü Karma yasası sayesinde gerçekleşir. Bu döngüyü günlük hayatımızda da yaşarız. Her gün uyanırız "doğum", gün boyunca bilinçlilik halinde yaşarız ve gece uyuruz "ölüm".
Ölüm ve yeniden doğum, yaptığımız eylemlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Rasyonel evrende rastlantıya yer yoktur. Bu yüzden doğal felaketlerin de karmik nedenleri vardır.

Karma Yasası edimlerin ürettiği tepkilerin biriktirilmesine, insanın eylemlerden sorumlu tutulmasına ve telafi edilmesine olanak sağlar. Bu yaşamda telafi edilmemiş eylemlerin karşılığını almak için ruhi varlık yeniden beden alır. Bu da tekrardoğuş yasasıdır.

Karma ve tekrardoğuş yasaları birlikte işler ve insanı geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlar. Ruhi varlık dünyaya birçok defa gelmektedir. Doğum, yaşam, ölüm ve tekrardoğuşun sürekliliği evrensel Karma yasası ile yönetilir. Birey önceki hayatında yaptıklarının sonucunu bu yaşamda alır ve bu yaşamda yaptıklarının sonuçlarıyla sonraki hayatında yüzleşir.

Böylece KARMA sebep-sonuç ilişkisinin ahlaki yasasıdır.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerijisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

3 Nisan 2016 Pazar

Işık Savaşçısı

“Karma sonucu olarak bu yaşam tuhaf mekânlarda tuhaf insanları, nesneleri ve olguları içeren tuhaf bir rüya gibidir. Kişiler hayatınıza koşuşturarak, bağırarak, saçmalayarak girer ve saldırarak her şeyin altını üstüne getirir. Fakat siz hayat kapınızın muhafızı olmalısınız.

Negatif kişiler bedeninize zarar verebilir fakat aydınlanmış ruhi varlık olan size hiçbir zarar veremez. Ekilen tohumun filizlenmesi ve her sene meyve vermesi gibi düzenli günlük Yoga çalışmaları da aydınlanma getirecektir.

Şiddet dolu dünyada aydınlanma düşüncesi yetersiz gelir; karanlık dolu dünyada ışık ulaşılmaz olur; cehalet dolu dünyada bilgelik uzak kalır. Bu durumda, sadece içe dönüp odaklanmak tekâmül için yetersizdir.

Önce iç dünyanıza dalıp aydınlanmanız, sonra da dış dünyaya adım atıp bulduğunuz bilgiyi ve ışığı başkalarına aktarmanız gerekir. O zaman iç dünyanızı dış dünya ile dengeli hale getirebilirsiniz. Artık Orijinal Yoga Sistemi’nin ve aydınlanmanın ışığını tüm dünyaya yayma zamanı gelmiştir.

Şiddet kullanmayan, sevgi ve merhametle kuşatılmış ışık savaşçısı olmalısınız. Bilgelik kılıcını elinize alıp aydınlanma meşalesiyle bu dünyanın karanlığını dağıtmalısınız.

Acılar içinde kıvranan milyonlarca insan her derde derman olan bu ışığı beklemektedir. Zaman kaybetmeden bu paha biçilmez hizmeti insanlığa sunarak kendi tekâmülünüzü hızlandırabilirsiniz. Tekâmül etmek için harekete geçmek gerekir. “

Büyük Yoga Üstadı Paramahamsa Yogaçarya Akif Manaf
Yoga/Samadhi-Sınırları Aşmak kitabı “Aydınlanma Aşamaları” bölümünden alıntıdır.

28 Mart 2016 Pazartesi

KARMA YASASI


Karma, tüm evreni kaplayan devasa bir ağdır. Bu ağın içinde sonsuz etki-tepki, itme-itilme dizileri oluşmakta ve yaşamların bağlı olduğu içsel oyunlar oynanmaktadır. Evrende şans ya da rastlantı diye bir şey yoktur. Bize tümüyle tesadüf gibi görünen olaylar, Karmanın gizli kaynaklarından meydana gelmektedir.

İnsan kendi ördüğü bir karmik ağın içinde hapsolmuş durumdadır. Birey kendi karmik ağını kendi eylemleriyle örer. Yaşam Karmadan oluşur. İnsan sürekli bir etki-tepki döngüsünün içindedir. Yaşam kader ve özgür irade arasında gidip gelir.

Evrensel Karma ağı çok karmaşık bir olgudur. Bu, tüm kainatı saran ve etkileyen kozmik bir fenomendir. İnsan zihni Karma yasasının nasıl çalıştığını tam bir şekilde idrak edemez. Yalnızca YOGA sayesinde insan yüksek bir bilinç düzeyine ulaştığında karmik etki-tepkilerin gizemini çözebilir.

YOGA/Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

15 Mart 2016 Salı

Karma Nedir

Karma kelimesi Sanskrit Kri kökünden türemiştir. Kri sözcüğü "faaliyet" demektir. Böylece Karma kelimesi "faaliyet",  "eylem", "hareket", "edim" veya "aksiyon"  anlamına gelir. Karma kelimesinin isim olarak ifade edilişi Karman şeklindedir.
Daha geniş bakış açısından Karma sözcüğü "etkiyi izleyen tepki" anlamında kullanılır. Sanskrit dilinde yazılmış Yoga metinlerinde Karma kelimesi "evrensel eylem yasasını" ifade etmek için sarf edilen bir sözcüktür.  Evrensel eylem yasası kısaca şu şekilde açıklanabilir; insanın her eylemi bir etki yaratır ve bu etkinin ardından bir tepki gelir.
Karma yasası bumerangın işleyişine benzemektedir. İnsanın dışarıya fırlattığı herşey ona geri döner. "Benzer benzeri çeker" prensibi de buraya aittir. İnsanın ürettiği negatif eylemler negatif sonuçlar doğurur. Pozitif eylemler ise pozitif neticeler getirir.

Büyük Üstad Akif Manaf
Kundalini Gizemli Evrim Enerjisi Kitabından Alıntıdır 💜