<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






çöküş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çöküş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Temmuz 2018 Cumartesi

Antilop

“Eğer nesne yeterince yükselerek yerçekimi alanının dışına çıkmışsa, dünyanın manyetik güçleri onu geri çekemez. Dünyanın yerçekiminden kurtulmak için roket çok büyük bir hızla fırlatılmaktadır. Buna benzer, bilinç Anahata çakra düzeyine yükseldiğinde birey kaderin etkisinden kurtulmaktadır. Yükselen bilinç iradeyi tetikler, irade titreşimi hızlanarak özgür irade düzeyine ulaşmakta ve kısmet çekiminin ötesine çıkmaktadır. Özgür iradesini kullanarak birey önceki yaşamlarda birikmiş gizli etki ve eğilimlerin tesirinden kurtulur. Bilinç Anahata çakra düzeyine ulaştığında birey gerçek Yogi olmaktadır. O zamana kadar birey sadece Yoga öğrencisidir. Bu dünyada sayılı gerçek Yogi mevcuttur ve sadece bir kaç gerçek Yoga Üstadı vardır. Bilinç Anahata çakra düzeyine ulaştığında birey Yogi olmaktadır, çünkü tamamen Yoga şuur düzeyinde yerleşmektedir. Yogi yalnızca kendi güçlerine ve Evrensel Bilinç’e güvenmektedir. O dıştan gelen hiçbir şeye bel bağlamamaktadır. Anahata Çakra düzeyinde kaderden kurtuluş ve geleceği özgür irade aracılığıyla belirleme gerçekleşmektedir. Bu aşamada zihin devamlı kontrol altında olmaktadır, çünkü olumsuz kararlar ve eylemler bilincin alt düzeye inmesine neden olabilir. Bu durumda bilinci yine Anahata Çakra düzeyine yükseltmek çok zor olacaktır. Bilincin bu tür çöküşünü önlemek için birey her zaman antilop gibi uyanık olmak zorundadır. Antilop her sese çok duyarlıdır. Buna benzer birey her fikre dikkat etmelidir. Bu yüzden antilop Anahata Çakra merkezinin taşıyıcısıdır. Antilop huzursuzluğun değil, uyanıklığın simgesidir.”
Yoga Çakra Enerji Merkezleri Bilimi
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf

20 Nisan 2016 Çarşamba

Varoluşun Amacı


Son zamanlarda varoluşun amacının bireyin ruhsal tekamülü olduğuna dair yaygın bir yanlış anlayış ortaya çıkmıştır. Bu, yetersiz bilginin ürünüdür. Her şeyden önce, eğer varoluşun amacı ruhsal tekamül olsaydı, o zaman etrafımızda sayısızca çökmüş ruh olmazdı. İkincisi, eğer maddi evren tekamül etme yeriyse, o zaman ruhi düzeyden gelen ruhlar mükemmel değil ve gelişmeye ihtiyaçları var. Bu pürüzlü sonuç iddianın ne kadar mantıksız olduğunu göstermektedir. Gerçek şudur ki, ruhi varlıklar maddi evrene Tanrı'dan bağımsız olarak yaşamak ve Tanrı gibi olmak için gelmektedir. Bu sonuç,''acaba Tanrı olabilir miyim?'' merakından kaynaklanmaktadır.
Maddi evrene gelen ruhlar bu merakı gidermek için eylemlerde bulunur ve Karma ağına yakalanarak Samsara(Doğum-ölüm) döngüsünde dolaşırlar. Bu döngüden kurtulmak isteyen ruhlar ruhsal tekamül araçlarına başvurur ve ruhsal tekamül o zaman başlar. Böylece maddi evren ruhsal
tekamül için değil, meraklı ruhların isteklerini karşılamak için tezahür etmiştir.

Geçmiş hayatlardaki eylemler bireyin şimdiki kişiliğini oluşturmaktadır. Sebep-sonuç yasası olan Karma sürekli bir fenomen olan benliği yönetmektedir. Karma,hem kişiliğin genel özelliklerine, hem de pozitif veya negatif şartlara zemin hazırlamaktadır. Karma yasası
anlaşıldığında, '' masum'' bir çocuğun neden feci bir kazada öldüğü ya da büyüyünce nasıl bir canavara dönüştüğü açıklanabilir. Bu yasa,iyi bir insanın niçin hep acı çektiğini ya da kötü bir kişinin neden başarılı olduğuna açıklama getirir.

Karma hayatın bir yönünü kontrol etse de, insan Yoga sayesinde kendi Karma'sını değiştirebilir, Karma'nın gidişatına müdahale edebilir, karmik tepkilerin tezahür etme şekline etki edebilir ve onlardan kurtulabilir.

Kundalini Evrim Enerjisi 5.kitap.Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf