<data:blog.title/>

<data:blog.pageName/>-<data:blog.title/>






suç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
suç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ağustos 2018 Pazar

Karma ve Kader

Toplum insanlara çocukluktan birçok kavram empoze eder ve kalıplaşmış kavramlar vardır. Bu kalıplaşmış kavramlar insan hayatında sorunlara ve çıkmazlara neden olmaktadır. Çıkmazların yarattığı sorulardan biri de insanın başına gelenlerin kendi eylemlerinin sonucu mu, yoksa önceden mi belirlenmiş olduğudur.

Cevap şudur: İnsanın başına gelen herşey kendi eylemlerinin sonucudur, kimse insanın yaşamını değişmez bir şekilde önceden belirlememiştir. Eğer insanın başına gelenler Tanrı tarafından değişmez bir şekilde belirlenmişse o zaman insan hareketlerinden sorumlu da değildir, sorumlu Tanrı'dır. Yeryüzündeki tüm acıların nedeni Tanrı'dır. O zaman Tanrı çok gaddar, acımasız bir varlıktır. Açlıktan ölen insanların suçu nedir ki Tanrı onları bu tür acılara mahkum ediyor?

Bu tür inançlar sorumluluktan kaçmak için üretilmiştir. Çünkü bu durumda herşeyden Tanrı sorumludur, kişileri hırsız, katil vb. yapan Tanrı'dır. Ayrıca Tanrı'nın ceza verdiğinede inanılır. Eğer Tanrı herşeyi önceden değişmez bir şekilde belirlemişse o zaman neden ceza veriyor? Bir insana suç işletiyor sonrada ceza veriyor. Bu tür bir inanç Tanrı'nın ya mantıksız ya da son derece acımasız olduğunu gösteriyor. Böylelikle hatalı inançlar yanlış sonuçlara vardırıyor.

Gerçek şudur ki, Tanrı kimsenin suç işlemesine neden olmaz ve kimseyide cezalandırmaz. İnsan sağlıksız istek ve düşünceler sonucu suç işler ve evrensel Karma yasası da ektiklerini biçmesini sağlar. Biçilenlerin bir kısmına ödül bir kısmına ise ceza denir. Ödül ve ceza sadece tanımlardır, gerçekte ise insan yalnızca ektiklerini biçiyor.

(Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf'ın Kader Nedir Ve Nasıl Efendisi Olunur adlı eserinden alıntıdır.)

1 Nisan 2016 Cuma

Toplumsal Huzur

İnsan toplumunun kurallara ihtiyacı olmasının nedeni insanın kendi doğasına göre yaşamamasıdır. Birey hayvan olmaktan çıkmış, ancak henüz tam anlamda bir insan olamamıştır.
Birey ebedi doğasını unuttuğu için doğal insani davranışlarını da kaybetmiştir. O yüzden insan öfke, nefret ve şiddete maruz kalmaktadır. Bu nedenle de insan toplumuna kanun, mahkeme ve polis gerekir.

Tekamül etmemiş insanın kişiliği bir kaos halindedir ve bu içsel kaos dışarı yansıyarak çevrede kaosa neden olur. İnsan içindeki kaosu kontrol edemediği için dışarıdan yardıma ihtiyacı vardır. Bu dışsal yardım kurallar, hukuk ve cezaevleri şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ebedi doğasına göre yaşayan insanlar topluluğu için hiçbir kanuna gerek yoktur. Olgunlaşmış, aydınlanmış ve özgürleşmiş insan kimseye zarar veremez. Eğer toplum gerçekten insan olma yönünde tekamül ederse tek geçerli kanun sevgi olacaktır.

ÖZGÜRLÜK Nedir ve Nasıl Özgür Olunur?
Büyük Yoga Üstadı Akif Manaf