Sen bebekken neden ağlıyordun? Bebektin hatırlamıyor olabilirsin ama çocuklarınız var onları görüyorsunuz. Kendinizi de hatırlayabilirsiniz. Beklentilerin vardı; ya mama beklentisi, ya sevgi beklentisi ya da başka bir beklenti. İşte doğuştan bu beklenti serüveni başlıyor. Önce mama bekliyorsun, sonra mama(anne) bekliyorsun, sonra kendin mama(anne) oluyorsun, bebek bekliyorsun. Ondan sonra çocuklarından bir şeyler bekliyorsun. Çocukların en iyi olsun. Herhangi bir anne babaya sorun; onun çocuğu en zeki çocuktur. Belkide delilik yapıyor ama ona göre o en zeki çocuktur, Einstein olacaktır. Her anne-baba bunu bekliyor ve bunu umuyor ama çocuğu Einstein olmayınca hayal kırıklığına uğruyor ve çocuğuyla didişiyor. Çünkü en iyisi olmalıydı. Olmayınca da hayal kırıklığına uğruyor. Bazen de çocuk iyi bir şey yaparsa ebeveyni seninle gurur duyuyorum diyor. Çoğu zaman ise onu evden kovuyor. İşte bunlar beklentilerin sonucudur. Nedir beklenti; işte bebeklikten başlayan bir serüvendir. Buna yaşıyorsun ve sürekli bir şeyler bekliyorsun. Sonra birazcık büyüdükten sonra, senin bütün eğitimin bundan ibaret herkes senden bir şey bekliyor. Küçük bir çocuk, çevredeki herkes ondan bir şey bekliyor. Bir şey olmasını, bir şey yapmasını, iyi çocuk olmasını, akıllı çocuk olmasını, vesaire olmasını istiyorlar. Ondan bir şey bekliyorlar. Çocuk bu atmosferde büyüyor. Herkes ondan bir şey bekliyor. Bu şekilde onun bütün sistemi, zihinsel, duygusal, psikolojik yapı "beklentili olmaya" alışıyor. Ondan sonra artık beklentisiz bir günün bile geçmiyor. Sürekli bir şey bekliyorsun. Yaptığın her adım, her eylem, söylediğin her söz bekletilidir. Bir şey için. "Hiçbir şey" için hiç bir şey yapmıyorsun.
Ama nedir beklentisiz olmak?
Sabah bakarsın günün doğuşuna ve sadece bakarsın. O güzelliğin tadını çıkarırsın. Boş gözlerle, boş boş, boş gökyüzüne bakarsın. Beklentisizlik bu demek. Boş olmak. Zihnin boşalacak, duyguların boşalacak ve sadece boş boş o muazzam güneş doğuşuna bakacaksın. O an, hiçbir şey beklemediğin an, özünden ebediliğin gerçeği doğmaya başlayacak.
Büyük Üstad Akif Manaf
3 Mart 2019 Pazar
Beklenti Belası
14 Ağustos 2018 Salı
Hayal Kırıklığı Diyorlar
."Hayal kırıklığı" diyorlar. Çünkü hayallerin vardı yani beklentilerin vardı. Ve hayallerin gerçekleşmeyince suya düşünce kırılır. Hayal kırıklığı. Beklentilerin parçalandı ve büyük bir acı ortaya çıkıyor. Bazen insan yaşamak bile istemiyor.
O kadar beklenti yaratmış ki beklentiler karşılanmayınca yaşamak istemiyor, yaşamak için bir neden bulamıyor. Ve intihar edenler var. Onlar en korkak olanlar. Çünkü yaşamak cesaret ister ve yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmek için cesur olmalısın. Başına gelen her şey senin daha önce yaptıklarının sonucudur. Bu sonuçlarla karşılaşınca kaçmayacaksın, cesaretini toplayıp acılarla yüzleşeceksin.
Bu seni daha da güçlü ve daha da cesur yapar...."
CESARET NEDİR VE NASIL CESUR OLUNUR? Spiritüel Söyleşiler ve Felsefe serisi -15. kitap AKİF MANAF